Türkiye’nin gazete kâğıdı temini sağlayan SEKA’nın özelleştirilmesiyle başlayan bu süreç ülkemizi kâğıt sektöründe dışa bağımlı hale getirdi. Son bir yılda fiyatlar üç kat arttırıldı. Gazeteler kâğıt temininde sıkıntılar yaşadı. Dolardaki artışla birlikte de bugünkü tabloyu yaşıyoruz. Gazeteler adeta yaşam mücadelesi veriyor.
Habertürk gazetesi dijitalleşme ve maliyeti gerekçe göstererek yazılı yayın hayatına son verdi. Aydınlık gazetesi kâğıt sıkıntısı nedeniyle yayınına 3 gün ara verdi. Sözcü gazetesi bir ekini kapattı. Yayına devam etmek isteyen gazeteler de fiyat artışı yapmak zorunda kaldı. Dünya gazetesi geçen ay fiyatını 3.75 TL’den 4.25’e çıkardı. Geçen günlerde de Sözcü gazetesi fiyatını 1.25 TL’ye, Cumhuriyet gazetesi de 2.5 TL’ye yükseltme kararı aldı. Posta ve Birgün gazeteleri de 2018’e zamlı girdi. Bu sıkıntı sadece gazetelerle de sınırlı değil. Kağıt krizi kitap ve dergileri de vurdu. Yayıncılar da ayakta kalma savaşı veriyor. Aktüel Arkeoloji Dergisi basımını ileri bir tarihe erteledi. Leman Dergisi sıkıntı yaşadıklarını duyurdu. Uğur Mumcu Araştırmacı Gazetecilik Vakfı kitaplarını basamadığı için okurlarından destek istedi.
Gazeteler bir kamu görevi yapmaktadır. Halkın haber alma hakkı kâğıt sorunuyla engellenemez. Hükümetin basın özgürlüğünü sağlaması demokrasinin olmazsa olmazıdır. Hükümet bu duruma sessiz kalamaz. Kâğıt krizine acil bir çözüm üretilmeli. Aksi halde yeni kapanmalar kapıdadır.
Gazetelerin bağımsız biçimde yayın yapabilmesi için kâğıt sübvansiyonu hayati önemdedir. SEKA gibi köklü bir kurumumuzun özelleştirilmesiyle başlayan süreç durdurulmalı ve Türkiye yeniden kağıdını kendisi üretir hale gelmelidir. Kısa vade de kâğıtta vergiler sıfırlanmalıdır. Basın İlan Kurumu ilan tarifelerine zam yapılmalıdır. Yazılı basına düşük faizle kredi ve teşvik paketleri hazırlamak da hızla gündeme alınmalıdır.