Türkiye Gazeteciler Federasyonu(TGF) 56.Başkanlar Konseyi Toplantısı,
ülkemizin hızla gelişmekte olan güzide kenti Osmaniye’de, yaygın ve
yerel basın temsilcilerinin yoğun katılımıyla gerçekleştirildi.
TGF Üyesi Osmaniye Gazeteciler Cemiyeti’nin ev sahipliğinde yapılan ve
üç günü kapsayan etkinliğin ilk gününde, katılımcılar arasında bulunan
Türkiye Gazeteciler Federasyonu(TGF), Gazeteciler Cemiyetleri Basın
Vakfı, Anadolu Spor Gazetecileri Derneği(ASGD) ve Türk Dünyası
Gazeteciler Federasyonu(TDGF) Genel Merkez Yönetim Kurullarının
toplantıları gerçekleştirildi. İkinci gün yapılan protokol
ziyaretlerinde ise TGF Heyeti, kent yöneticilerinden Osmaniye ile
ilgili  ayrıntılı bilgiler aldı. Vali Ömer Faruk Coşkun, Belediye
Başkanı Kadir Kara ve Korkut Ata Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Murat
Türk ile yapılan görüşmelerde, Anadolu’nun dört bir yanından gelen
gazeteci ve yazarlar; kentin dünü, bugünü ve yarını hakkında
istişarelerde bulundular.
Aynı gün Afrin sınırına en yakın bölge olan Hatay/Hassa’ya giden TGF
Kafilesi Mehmetçiğimizle kucaklaşırken, bölgede görev yapan gazeteci
meslektaşlarıyla da dayanışma içerisinde oldukları mesajını verdiler.
Burada bir açıklama yapan TGF Genel Başkanı Yılmaz Karaca, Türk
Ordusu’nun hainlerin kökünü mutlaka kazıyacağını ve güçlü ülkemizin
de, terör örgütlerini maşa olarak kullanan emperyalistlere gereken
dersi kesinlikle vereceğini vurguladı. Karaca, tıpkı Türk Milleti gibi
Yaygın Medya ve Anadolu basının da her zaman sonuna kadar devletimizin
yanında olduğunun altını çizdi.
Etkinliğin son günündeyse TGF 56. Başkanlar Konseyi Toplantısı
gerçekleştirilirken, Osmaniye Gazeteciler Cemiyeti’nin Geleneksel
Medya Ödülleri de sahiplerini buldu.
Toplantıda oy birliği ile alınan kararlar sonunda, TGF 56. Başkanlar
Konseyi Sonuç Bildirgesi ise şöyle oluştu:

TGF 56. BAŞKANLAR KONSEYİ SONUÇ BİLDİRGESİ
24-02-2018/OSMANİYE


1-Ülkemiz her açıdan çok yönlü bir tehdit ve saldırı altındadır. Bu
tehdit ve saldırıların amacı, Türkiye’yi içerde ve dışarda güçsüz
kılmak; nihai hedefi ise bölüp parçalamaktır. Yıllardır yurt içinde
hain terör tehdidiyle ulaşılmak istenen bu hedefe, şimdi de, Irak ve
Suriye sınırlarımızın hemen ötesinde kurgulanmak istenen ve
emperyalist ülkelerin uluslararası planlarının çok açık bir versiyonu
olan, son tahlilde de Büyük Ortadoğu Projesi’nin gerçekleşmesine
hizmet eden beynelmilel terörün kan ve gözyaşı dolu acımasız yüzüyle
ulaşılmak istenmektedir.

2-Devletimiz bu hain tuzağı görmüş ve şanlı Türk Ordumuz da son derece
meşru bir zeminde başlattığı Zeytindalı Operasyonu ile Türk’ün o güçlü
tokatını atmış, halen de bölgedeki haklı mücadelesini büyük bir azim
ve kararlılıkla sürdürmektedir. Bu meşru savaşta Mehmetçiğimizin
karşısına sürülenler ise adı her seferinde değişen, aslında her biri
zavallı birer taşeron terör örgütü olan YPG, PYD, PKK ve DEAŞ gibi
piyonlardır. Bunların her biri gerçekte, uluslararası konsorsiyumun
para, silah ve her türlü araç gereç desteği sağladığı,
emperyalistlerin hain uşaklarıdır. Hülasa; şanlı Türk Ordusu’nun
karşısında tarihte olduğu gibi neredeyse yine adeta yedi düvel vardır.

3-İşte Türk Halkı tüm bu gerçeklerin nasıl bilincindeyse, yaygın ve
yerel medyadan oluşan Türk basını da tüm bu oyunların farkındadır.
Ülkemizin dört bir yanından gelerek Osmaniye’de toplanan, her biri
vatan ve millet aşkıyla dolu basın emekçileri, bu duygu ve
düşüncelerle, Afrin’e en yakın bölge olan Hatay’ın Hassa sınırına
koşmuş, Mehmetçiklerimiz ile birlikte canla başla görev yapmakta olan
meslektaşlarımızla kucaklaşmıştır.

4-Buradan TGF Üyesi 20 binin üzerindeki meslektaşımız adına bir kez
daha ilan ediyoruz ki, yaygın medya ve Anadolu basını devletimizin her
zaman yanında ve ülkemiz haklı mücadelesinin arkasındadır. Gazeteci,
yazar, çizer, radyocu, televizyoncu, internet habercisi, kısacası tüm
meslektaşlarımızla birlikte bizler de topyekun verilen milli
mücadelenin içindeyiz, dolayısıyla ülkemizin bu meşru beka savaşının
yılmaz savunucusuyuz.

5-Bilinmelidir ki Anadolu basını; ne zaman memleketimiz uluslararası
bir tehdide maruz kaldıysa, ne zaman, namusumuz olan ülke
topraklarımıza göz dikilerek ülkemiz bölünüp parçalanmak istenmişse,
hep ama hep yan yana olmuş, omuz omuza vermiş, güç birliği yapmıştır.
O nedenle büyük TGF camiası olarak bir kez daha haykırıyoruz ki,
Mehmetçiğimizin sonuna kadar yanındayız; bölgede görev yapan ve her
biri bizim için adeta birer muharip gazeteci olan meslektaşlarımızın
da her daim arkalarındayız.

6-Ülkemizin hızla gelişen güzide illerinden biri olan Osmaniye’nin,
son yıllarda adından sıkça söz ettirmesi tesadüf değildir. Yerinde
inceleyip gözlemlediğimiz, Belediye Başkanı Kadir Kara’nın takdire
şayan çabalarıyla şehrine kazandırdığı Masalpark Projesi, minik
yüreklere vatan, millet ve ülke sevgisini perçinleyen, bugünlerde çok
ihtiyaç duyduğumuz birlik beraberlik duygusunu kalplere küçük yaşlarda
aşılayan adeta bir Rüya Projesi’dir ve mutlaka ülke geneline
tanıtılarak halkımız tarafından görülmesi sağlanmalıdır.
Meslektaşlarımız, Şehitler Diyarı Osmaniye’nin bu açıdan tanıtımına
destek olmaya ve kentin sosyal, kültürel, tarihi, turistik olmak üzere
ekonomik gelişimine katkı koymaya her zaman hazır olarak üzerlerine
düşen görevi yerine getireceklerdir.

7-TGF’nin Türk Dünyası’na yönelik çalışmaları, özellikle Türk Dünyası
çatısı altındaki gazetecilerin mesleki faaliyetlerini paylaşabilmeleri
açısından ortak hareket etmeleri amacıyla gerçekleştirdiği
etkinlikler, Osmaniye’yi de kapsayacak biçimde geliştirilmeli,
genişletilmelidir. Türk Dünyası ile ilgili çalışmalarımız milli
değerlerin korunupu kollanmasında her zaman hassas davranan
Osmaniye’nin tanıtımı ve tanınırlılığına katkı anlamında da büyük önem
taşımaktadır. Bu nedenle Osmaniye, TGF’nin Türk Dünyası ile ilgili
etkinliklerine kent olarak aktif biçimde dahil edilmesi sağlanmalıdır.

8-Basın meslek kuruluşlarının bayramlarda ve özel günlerde çıkardığı
gazetelerin, ticari amaçlı olmayıp, ilgili derneğe gelir getirme amacı
taşıdığını bir kez daha vurguluyoruz. Basın İlan Kurumu Resmi İlan
Yönetmeliği’ne bu gazeteler için meslek kuruluşları lehine özel
hükümler getirilmesi gerektiğini yine tekrarlıyoruz. Öncelikle de
yüzde 15 oranındaki kurum payının kaldırılması sağlanması gerektiğine
işaret ediyor, ayrıca meslek odaları ile derneklerin vefat, başsağlığı
ve teşekkür gibi sosyal ihtiyaç gereği verdikleri ilanların da resmi
ilan kapsamından çıkartılması lazım geldiğini ifade ediyoruz.

9-Yine ifade ediyoruz ki; RTÜK’ün hizmetlerine dayanak teşkil eden
6112 sayılı kanunda geçen “Medya Hizmetleri Sağlayıcıları” ifadesinin
yanlış yorumlanması haksızlıklara yol açmaktadır. Bu ifadeye göre
Anadolu daki herhangi bir yayıncı kuruluşu,  reklam bütçeleri milyon
dolarları bulan büyük radyo tv kanalları ile eş tutulmaktadır. Söz
gelimi; 1 megabitlik yayının kira bedeli 6000 Amerikan Doları.  En az
3 megabitlik yayın gücü alınma zorunluluğu olması nedeniyle en düşük
kira bedeli doğal olarak 18.000 Dolar artı KDV’ye çıkıyor. Hinterlandı
ve ekonomik olanakları çok daha geniş olan yaygın medya kanalları ile
Anadoludaki yayın kuruluşlarının aynı terazide  tartılmaya devam
edilme yanlışlığından vazgeçilmeli, somut bir rapor oluşturularak
gerekli düzenleme girişimleri derhal başlatılmalıdır.

10-TGF olarak altını bir defa daha ısrarla çizdiğimiz bir konu var.
Hiç kuşku yok ki; kamu spotları son derece yararlıdır ve herhangi bir
konuda kamuoyu oluşturulabilmesi için de elbette ki gereklidir. Ancak
ülkemizdeki 21 bakanlığın,  her biri 90’ar dakikadan birer kamu spotu
yayınlattırdıklarını düşünürsek, bu durum aylık ortalama 500 ila 1000
dakika arasında zorunlu yayın anlamına geliyor. Üstelik buna bazen de
kamu yararı görülen çizgi filmler de dahil ediliyor. Bedelsiz yapılan
bu zorunlu yayınların, ücretli olduğu var sayılıp reklam bedelleri
hesaplandığında gerçekten çok uçuk rakamlar ortaya çıkıyor. Sonuç
olarak; kamu spotları ile ilgili yayıncı kuruluşlar yararına bir
uygulamanın getirilmesi, en azından herhangi bir bedel ödenmese bile,
uydu kirası karşılığı olarak TÜRKSAT ile mahsuplaşma imkanının
tanınması,  özellikle Anadolu yayıncılarını rahatlatan bir girişim
olacaktır.

11-Bıkmadan usanmadan söylüyoruz: İnternet medyası ile ilgili
düzenlemeleri içeren tasarının halen daha yasalaşmamış olması, bu
alanda yaşanan boşluğun giderek derinleşmesine neden olmaktadır.
Kural, kaide tanımaz bir mecranın önüne geçmek ve bundan kaynaklanan
çeşitli mağduriyetleri ortadan kaldırmanın tek yolu,  Meclis
komisyonlarında bekletilmekte olan internet medya yasa tasarısının
kabul edilerek yürürlüğe girmesinden geçmektedir. TGF, gerek bu kanuna
son şeklinin verilmesinde, gerekse internet medyasında görev yapan
gazetecilerin meslek eğitimi desteği almalarıyla ilgili çalışmalarda
görev üstlenmeye her zaman hazırdır.

12-Anadolu basını ne yazık ki adeta oksijen çadırındadır. 2017 yılı
için hazırlanan resmi ilan tarifesinin, yıl sonu gelip geçmesine,
üstelik 2018’den de iki ay alınmasına rağmen halen daha imzalanmayıp
Bakanlar Kurulu’nda bekletilmesi, zaten ekonomik açmazlar içinde
mücadele eden yazılı basının işini iyice zorlaştırmış, maddi manevi
mağduriyetlere yol açmıştır. Konunun aciliyeti elzemdir ve 2018 yılı
tarifesini de kapsayıp kayıpları giderecek şekilde, yeniden
düzenlenerek Bakanlar Kurulu’ndan bir an önce geçirilmesi, özellikle
Anadolu basını açısından büyük önem taşımaktadır.

13-Basın İlan Kurumu’nun, gazetelerin denetlenmesini düzenleyen
yönetmeliğin 79. Maddesi ile ile ilgili muğlaklığın halen daha
giderilmemiş olması, denetleme kurulunun oluşturulmasında haklı olarak
kafa karışıklığına neden olmaktadır. Söz konusu maddedeki ilgili
ifade, “Gazete sahiplerinin 3. dereceye kadar akrabaları denetleme
kurulunda yer alabilir ancak kendi gazetelerini denetleyemez” şeklinde
değiştirilerek yeniden düzenlenmesi gerektiğini bir kez daha
vurguluyoruz.

14-Ülkemizin son yıllarda kuraklık tehdit ve tehlikesi  altında olduğu
bilinen bir gerçektir. Son 50 yılın en kurak kışını geçiriyoruz ve su
kaynaklarımız da ne yazık ki kuruyor, buna bağlı olarak çevre ve
ekolojik denge bozuluyor. Bu nedenle, her biri bir kamu hizmeti yapan
medya kuruluşlarına büyük görev düşüyor ve doğal dengenin korunması
için kamuoyunu bilinçlendirecek yayınlara ağırlık verilmesi gerekiyor.
TGF olarak, bu yayınların teşvik edilmesi için çalışmalar yapılması
gerektiğine inanıyor; doğamızın, su kaynaklarımızın, çevremizin,
kısacası doğamızın korunup kollanması amacıyla ciddi önlemler alınması
gerektiğine işaret ediyoruz.