Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Balcalı Hastanesi İlk olarak 1989 yılında girişimsel radyoloji yöntemiyle karaciğerdeki tümörlerin tedavisine başladı. O yılardan bu yıllara geçen süre zarfında tıptaki teknolojinin de ilerlemesiyle geliştirilen yöntemler sayesinde hastanın karaciğerindeki tümör ilgili bölümlerin aldığı ortak konsey kararı ile uygun hastalarda cerrahi müdahaleye gerek kalmadan bile tedavi edilebiliyor.


KONSEY KARARIYLA AMELİYATSIZ TÜMÖR TEDAVİSİ

Konuyla ilgili bilgi veren Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Balcalı Hastanesi Radyoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Yard. Doç. Dr. Tuğsan Ballı, ellerinde bulunan imkanlar sayesinde, uygun hastalardaki karaciğer tümörlerini Girişimsel Radyoloji yöntemiyle Genel Cerrahi,Onkoloji, Gastroentoroji ve Nükleer Tıp Bölümleri ile ortak oluşturdukları konsey toplantısında çıkan karar sonrasında cerrahi müdahaleye gerek duymadan tedavi edebildiklerinin altını çizdi.

Ballı, girişimsel radyolojide tümörleri yakarak veya anjiyografik kemoterapi yöntemiyle yada anjiyografig radyoterapi yöntemiyle tedavi yaptıklarını dile getirirken, bu yöntem için hastanın çok ileri evrede olmaması, hastanın performansının yani günlük ihtiyaçlarını karşılayabilmesinin önemli olduğunu, tıbbi kriterlere uyması gerektiğini ifade etti.

Bir buçuk yaşından seksen beş yaşına kadar olan hastaları tedavi edebildiklerini vurgulayan Ballı, Uyguladıkları yöntemlerin çoğunda bölgede tek olduklarına, Dünya’da ve Avrupa’da bu konuda yapılan uygulamalara sayı olarak bir yılda ulaştıklarına vurgu yaptı. Ballı ayrıca tedavi sürecinin SGK gibi devlet kurumları tarafından da karşılandığının altını çizdi.


BALCALI BÖLGENİN EN ÖNEMLİ REFERANS HASTANESİ

Bu konuda uzun yıllardır önemli bir deneyime sahip olan Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Balcalı Hastanesi Radyoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Erol Aksungur ise girişimsel radyoloji olarak yılların tecrübesi ve kapsamlı cihaz ağıyla çok önemli bir referans hastanesi olduklarının altını çizerek, bu yöntemde başarılı olmanın en önemli şartının doğru hastada doğru tedavinin uygulanması olduğunu söyledi.

Aksungur, girişimsel radyolojik yöntemlerle karaciğer tümörlerinin uygun hastalarda tedavisinin mümkün olduğunu, uygulama ile yaptıkları bir başka önemli olgunun ise cerrahiye uygun olmayan hastayı tedavi ederek cerrahiye uygun hale getirmek olduğunu belirterek, “yani hasta ameliyat olamayacak durumda ise biz bu hastayı tedavi ediyoruz ve onu ameliyata uygun hale getiriyoruz” cümlesini kullandı.

Aksungur son olarak, bu uygulama sayesinde hastanın çok kısa zamanda ameliyatsız bir yöntemle sağlığına kavuşabildiğine ancak bu durumun en önemli şartının hastanın ilgili bölümlerle oluşturulan konsey kararından sonra yönteme uygunluğunun olması gerektiğine vurgu yaptı.