Göreve geldikleri günden bu güne teknolojide ki yenilikleri gün geçirmeden üyeleriyle paylaştıklarını ifade eden Adana Diş Hekimleri Odası İkinci Başkanı DR. Dt. Hasan Boğa, “Halkımızın ağız diş sağlığı problemlerini gidermek amacıyla hepimiz teknolojik gelişmeleri yakından takip ediyoruz. Yaptığımız bilimsel toplantılar da, seminerlerde konunun uzmanlarıyla sizleri bir araya getirerek yeni teknik ve yöntemler hakkında bilgi sahibi oluyoruz. Eskiden diş kaybına neden olan dolgu malzemelerinin yerini dişin çürümesini engelleyen dolgu malzemeleri almıştır. Gururla söyleyebilirim ki gelişmekte olan yeni materyalleri, yeni teknikleri özel muayenehanelerimizde başarıyla uygulayabildiğimiz için hastalarımız daha mutlu oluyor. Bu gün seminerimize konuk olan değerli hocamız bu konuda deneyimlerini bizlerle paylaşacaktır. Kendisine hoş geldiniz derken bilimsel toplantılarımızı sürdüreceğimizin bilinmesini istiyorum” diye konuştu.

FLOR İÇERİKLİ DOLGULAR UZUN ÖMÜRLÜ

Diş çürüğünün temizlenip, Florür Salan Restoratif Materyal ile yapılan dolgu ağızda çok uzun süre kalacağından hasta kazanmaya neden olduğunu belirten İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Restoratif Diş Tedavisi Anabilim Dalından Doç. Dr. Esra Uzer Çelik, “Hataya rahatsızlık veren birçok işlem bu materyaller sayesinde ortadan kalktığı gibi estetik görüntü devamlılığını sürdürmektedir. Diş çürüğü bir hastalık olduğundan kontrol altına alınması gerekmektedir. Diş çürüğü riski yüksek hastalarda Florür Salan Restoratif Materyallerin Klinik Kullanımı ön plana çıkıyor. Diş çürüğünü engelleyici florür bileşiklerinde florür ve flor var. Fulor bu materyallerden salınarak yani açığa çıkarak diş dokusunu tekrar çürümelere karşı koruyor. Sağlam dişi koruyor. Çürümüş diş’te restorasyon yani dolgu materyalidir. Her yaş’ta her hastaya uygulanabilir. Ama diş çürüğü yüksek hastalarda kullanılması çok daha uygun. Flor içerikli dolgular çok daha dayanıklı oluyor” şeklinde konuştu.


Karbon hidratlı yiyeceklerin ve asitli içeceklerin sık kullanılması tüketiminin artması dişlerde mine kaybına ve dentin açığa çıkmasına neden olduğunu da hatırlatan Doç. Dr. Çelik, “Bir çocuğun iki yaşına kadar diş fırçalama alışkanlığı kazandırılmış olması lazım. Yaklaşık on bir yaşına kadar ebeveynler dişlerini çocukla birlikte fırçalamalıdır. Diş hekimlerine gidip koruyucu önlemler almalıdırlar” dedi. Bilgilendirmenin ardından Dr. Dt. Hasan Boğa, Doç. Dr. Esra Uzer’e teşekkür ederek plaket verdi.