Dünya sağlık örgütü verilerine göre dünyada 1.6 milyar kişi fazla kilolu ve bunların 400 milyonu da obez. 2015 yılında fazla kiloluların 2.3 milyar, obez olanların da 700 milyona ulaşacağı tahmin ediliyor. Acıbadem Adana Hastanesi Endokronoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Şebnem Aktaran, obezitenin tedavi edilmesi gereken ciddi bir metabolizma hastalığı olduğuna da dikkat çekti.

Şişmanlık tedavi edilmesi gereken ciddi bir metabolizma hastalığıdır. Şişmanlık önlenmezse vücudumuzda birçok sistemi etkileyebilir. Zaman içerisinde diyabet, karaciğer yağlanması, kalp damar hastalıkları, kanda yağlarda yükselme, kas iskelet sistemi bozuklukları gibi bir çok hastalık ortaya çıkabilir.

Şişmanlığın sadece erişkinlerin değil aynı zamanda çocukluk çağının en sık görülen kronik hastalıklardan olduğunu dile getiren Acıbadem Adana Hastanesi Endokronoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Şebnem Aktaran, obezitenin en büyük nedeninin yanlış beslenme alışkanlıkları ve hareketsiz bir yaşam olduğuna dikkat çekerek; “şişmanlık ile mücadeleye çocukluk çağında başlamalı. Aile ve çocuklara okullarda sağlıklı beslenme öğretilmeli. Fiziksel aktivite artırılmalıdır” dedi.

Doç. Dr. Aktaran, obezitenin, vücut sağlığını olumsuz şekilde etkileyen aşırı yağ birikimi olduğunu kaydederken, vücuttaki yağ oranının erkekte yüzde 25, kadında yüzde 30’un üzerinde olmasının obezite başlangıcına işaret ettiğini kaydetti. Doç. Dr. Şebnem Aktaran, “Obezite tanısında en sık kullandığımız yöntem Vücut Kitle İndeksidir. Bu da kişinin kilosunun boyuna oranıyla ölçülür. Eğer kişinin boyu 165, kilosu boyunun 25 fazlası yani 190 ise kişi fazla kilolu sınıfına girer. 30- 40 fazlası obez, 40 üzeri ise ileri obezite olarak kabul edilir. İdeal kiloyu koruyabilmek için besinlerle alınan enerjinin harcanan enerjiye eşit olması gerekir. Eğer harcanan enerjiden daha çok besin tüketiliyorsa kilo alınır” ifadesinde bulundu. Obezitenin, tedavi edilmezse ciddi sağlık problemlerine yol açacağının altını çizen Doç. Dr. Aktaran, şöyle konuştu: “Obezite kas ve iskelet sistemini olumsuz etkiler. Çünkü obez kişiler hareketsizdir. Bu nedenle tüm vücutta ağrı hissederler. Ağrıdan kurtulmanın tek yolu kilo vermektir. Eklemlere binen aşırı yük ciddi oranda ortopedik bozukluklara yol açtığı gibi beraberinde şeker hastalığı, hormonol hastalıklar, hatta kanser hastalıklarına bile neden olur.”

 

NASIL KİLO VERİRİZ?

Şebnem Aktaran, kilo vermede ilk önce obezitenin derecesinin belirlenmesi gerektiğini ifade ederken, “Daha sonra ideal kilo hesaplanarak hedef kilo seçilmelidir. Haftada 0,5-1kg kilo vermek uygundur. Bireye özgü diyet ve egzersiz programı hazırlanmalıdır. Kişinin sağlıklı beslenmeyi ve spor yapmayı yaşama biçimi haline getirmesi sağlanmalıdır. Programa uyma güçlüğü olan kişiler hekimden yardım almalıdır.  Kişi mutlaka besinler konusunda bilgi sahibi olmalıdır” dedi.

 

Karma beslenme ile formda kalın

Çalışan bireylerin, iş yoğunluğu, toplantılar, seyahatler, düzensiz çalışma saatleri, hareketsizlik ve stresle baş etmeye çalışırken bir yandan da yeterli ve dengeli beslenmeyi sağlayamadıklarını vurgulayan Acıbadem Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Fadime Özgök Şenses, “Mutlaka 3 ana öğünü düzenli tüketmeli ve ihtiyacımız olan besin öğelerini karma beslenme ile almalıyız” ifadesinde bulundu.

Fadime Özgök Şenses, yeterli ve dengeli beslenmenin, kişinin yaşına, boyuna, cinsiyetine ve içinde bulunduğu fizyolojik duruma göre belirlenmesi gerektiğini ifade ederken, kişinin gereksinimi olan tüm besin öğelerini yeterli miktarda alması gerektiğini kaydetti. Şenses, “İnsanın ihtiyacı olan besin öğelerini alması için karma bir beslenme tercih edilmelidir. Dengeli beslenme; meyve-sebze, et-tavuk-balık, yumurta, süt-süt ürünleri ve ekmek, makarna, pilav gibi tahılların yeterli miktarda alınması ile gerçekleşir” dedi.

 

ARA ÖĞÜNLERDE MEYVE YİYİN

Fadime Özgök Şenses, güne mutlaka kahvaltı yaparak başlanması gerektiğini vurgulayarak, “Sabahları hızlı kahvaltı yapmak adına tüketilen poğaça, kek, börek tarzında yağ içeriği fazla olan gıdalar yerine evde hazırlanmış peynirli bir sandviç, simit ve peynir, süt ve bisküvi gibi protein karbonhidrat karışımı besinler daha sağlıklı bir tercih olacaktır” dedi. Ara öğünlerin önemli olduğunu aktaran Şenses, çikolata, bisküvi, cips, şeker gibi kalorisi yüksek gıdaların az tüketilmesi gerektiğini belirtti. Şenses, meyve, diyet bisküvi, süt, ayran, yoğurt gibi besleyici değeri de bulunan atıştırmalıkların tercih edilmesi gerektiğini vurguladı. Şenses, “Öğle yemeğinde fast food tarzı gıdalar yerine, ızgara, haşlama veya fırınlanmış tarzda et yemekleri veya et içeren bir salata yenilebilir. Yemekle birlikte tam buğday veya çavdar gibi ekmekleri tercih etmek alınan posa miktarını arttıracaktır” dedi.

 

MASA BAŞI ÇALIŞANLAR DİKKAT!

*En az yarım saat mutlaka yürüyün

*Şeker ve tatlı tüketimini azaltın

*Yağ ve kolesterol içeriği düşük olan gıdaları tüketin

*Bol su için

 

OBETİZENİN NEDEN OLDUĞU HASTALIKLAR

*Diyabet

*Karaciğer yağlanması

*Kalp / damar hastalıkları

*Kanda yağlarda yükselme

*Kas / iskelet sistemi bozuklukları

*Eklem aşınması / Varis

*Uyku apnesi

*Reflü, safra kesesi taşı

*Hormonal bozukluklar( kısırlık, PKOS, kanser sıklığının artması (meme, rahim, kolon) adet bozuklukları)

 

NEDEN ŞİŞMANLIYORUZ?

*Hareketsiz ve stresli bir yaşam

*Düzensiz ve dengesiz beslenme

*Hızlı yemek, öğün atlamak veya öğünleri birleştirmek

*Akşam 7’den sonra yemek

*Şekerli ve doymuş yağlı besinler tüketmek

*TV seyrederken yemek

*Az su içmek

*Genetik yapı

* Endokrin hastalıklar

*Antidepresan gibi bazı ilaçlar

*Gebelik / emzirme dönemi / menopoz / ergenlik

 

Dünya sağlık örgütü verilerine göre dünyada 1,6 milyar kişi fazla kilolu ve bunların 400 milyonu da obezdir. 2015 yılında fazla kiloluların 2,3 milyar, obez olanlarında 700 milyona ulaşacağı tahmin edilmektedir.