Diş hekimlerinin yoğun katıldığı seminerde mezuniyet sonrası eğitimin zorunlu hale dönüştürülmesi gerektiğini belirten Adana Diş Hekimleri Odası Başkanı Dt. Fatih Güler, “Mesleğimizde gelişen yenilikler, yeni teknolojik gelişmeler bunun zorunlu hale gelmesini zorunlu kılıyor. Biz yıllar önce sürekli diş hekimliği yönergesini odalarla birlik olarak hazırlamıştık ama bunu bir türlü zorunlu hale getiremedik. Bakanlık bu konuda bizlere destek vermedi. Biz diğer meslek gruplarına göre kendi mesleğimizde zorunlu eğitimi savunan tek meslek grubuyuz. Böyle bir meslek grubunda olmaktan gurur duyuyorum. Hepinize de tavsiyem bulunduğunuz her ortamda hastalarınıza bizim meslek olarak mezuniyet sonrası eğitimi zorunlu kılmak istediğimizi, zorunlu eğitimi savunduğumuzu söyleyin. Bu bir ayrıcalıktır. Hiçbir meslek grubunda böyle bir talep yoktur. Tüm dünyada eğitim, artık yaşam boyu eğitime endekslenmiştir. Sadece yıllar üzerinden ortalama eğitim süresini planlamak yetmiyor. Meslek gruplarının da hepsinde yaşam boyu eğitime geçmek zorunluluk hale gelmiştir.”
Dt. Güler, “Biz bu güne kadar yaptığımız gibi bundan sonra da mesleğimiz içerisinde bulunan tüm dallardaki gelişmelere paralel olarak üyelerimizi düzenli olarak eğitmeye devam edeceğiz. Ayda 1-2 defa bilimsel toplantılar düzenliyoruz. Bu eğitimlerle sürekli kendisini yenileyen, gelişmelere ayak uyduran bir meslek gurubu olduğumuz ortaya çıkmaktadır. Bu toplantılara yoğun katılarak bilgilerimizi güncellememiz halkımızın ağız ve diş sağlığı yararına olacaktır. Bu gün burada “Endodontide Ağrı ve Ağrı Kontrolü” konusunda bizlerle değerli bilgilerini paylaşacak olan değerli Faruk Haznedaroğlu hocamıza ve geldiğiniz için sizlere sonsuz teşekkür ediyorum.” diye konuştu.
 
KALP KRİZİ GEÇİREN HASTA ‘DİŞ’İNİN AĞRIDIĞINI SANIYOR
Dişten kaynaklanmayan ama sanki dişinin ağrıdığını sanan insan sayısının az olmadığını ifade eden ve bunlara ait yaşanmış birkaç vaka örneğini seminere katılan hekimlere slayt sunum yaparak gösteren İstanbul Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Endodonti Bilim Dalında Öğretim Üyesi Prof. Dr. Faruk Haznedaroğlu, “Hasta kalp krizi geçiriyor fakat dişinin ağrıdığını zannediyor. Sol çenesinde bir ağrısı olan hasta diş hekimine gidiyor. Diş hekimi muayene neticesinde ağrıya sebep olacak dişsel bir neden göremeyince hemen şüphelenip, kalp doktoruna sevk ediyor. Her diş ağrısı zannedilen ağrı, diş ağrısı olmayabilir. Kas ağrısı, eklem ağrısı olabilir. Bu tür karıştırmalar söz konusu olabiliyor. Başka türlü ağrılar sanki diş ağrısıymış gibi hastalar tarafından düşünülebiliniyor. Bazen diş ağrıları yanlış algılanabiliyor. Alt dişi ağrıyan hasta üst dişi ağrıyor zannedebilir. Çünkü ağrılar yansıma yapabiliyor. ‘Ağrıyı tedavi etmek ilahi bir sanattır.’ demiş Hipokrat. Gerçekten de hekimliğin en güzel tarafı bir hastanın ızdırabına, ağrısına son vermek. Onu rahatlatmak gerçekten hekim olmanın en keyifli yanıdır. Ağrı genel olarak insanları rahatsız eden bir histir. Vücudun herhangi bir yerinden kaynaklanan bir doku harabiyetine bağlı olan veya olmayan, insanların geçmişteki deneyimleriyle de ilgili, hoş olmayan emosyonel ve sensoriyal bir duyudur. Ağrılı dental acillerin %90’ında ağrı, pulpa veya periapikal dokulardan kaynaklanmaktadır. Genel bir pratik kural olarak ağız ve yüz bölgesindeki ağrılar, başka bir neden bulunana kadar diş kaynaklı olduğu varsayılır.” şeklinde konuşan Prof. Dr. Faruk Haznedaroğlu, ağrının farklı tipleri, ağrı tanısında klinik muayene yöntemleri, pulpa kaynaklı ağrılar ve tedavisi, periapikal doku kaynaklı ağrılar ve tedavisi, nonodontojenik yani dental kaynaklı olmayan ağrılar ve bunlar diş ağrılarından nasıl ayırt edilir?, ağrının farmakolojik kontrolü ve lokal anestezi problemleri, ağrı’nın nedenleri, nasıl engellenebilir, tedavi öncesi, tedavi sırasında ve tedavi sonrasında neler yapılmalı? konularında katılımcılara bilgi verdi.