Büyükşehir Belediyesi Tiyatro Salonu'nda düzenlenen ve büyük ilgi gören konferansta kanserle ilgili birçok soru cevap buldu. Başhekim Prof. Dr. Dr. Ali Fuat Yapar, etkinliğe destek veren Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zihni Aldırmaz’ın teşekkür plaketini yurt dışında bulunması nedeniyle  Başkan Vekili Halil Tüme verdi. Prof Dr. Yapar, Yüreğir Kaymakamı Turgut Subaşı’ya da katkılarından dolayı teşekkür plaketi verdi.

 

Görülme sıklığı artıyor

Başhekim Prof. Dr. Ali Fuat Yapar, açılıştaki konuşmasında, kanserin çağın vebası olarak bilinse de binlerce yıldır insanların ölümüne neden olduğunu belirtti. Prof.  Dr. Yapar, Mısır'da 4 bin 500 yıl önce yazılan papirüslerde dahi meme kanserinin tarif edildiğini belirtti. Kanserin dünyada her yıl milyonlarca kişiyi öldürdüğüne dikkat çeken Prof Dr. Yapar şunları söyledi:

 

"Dünya Sağlık Örgütü'nün 2008 yılı verilerine göre dünyadaki kanser hastalarına o yıl 12 milyon kişi daha eklenmiştir. Bu rakamın 2030 yılında 26 milyonu geçeceği hesaplanıyor. Aynı verilere göre o yıl dünyada kanserden ölen sayısı 7.5 milyon kişi olarak hesaplanmış. 2030 yılında ise bu sayının 11.5 milyonu bulması bekleniyor. Bu veriler üzerinden hesap yapılırsa bu yıl içinde Adana'da var olan kanser hastalarına 3 binin üzerinde vaka daha eklenecek. Ayrıca tanıdığımız her 8 kadından birisi hayatının bir döneminde meme kanseri olacağını söyleyebiliriz. Bugün kanser hakkında çok şey bilmemize rağmen halen en etkin tedavisinin onu erken dönemde yakalamak olduğunu biliyoruz."

 

İkinci ölüm nedeni

Etkinlikte, Başkent Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Medikal Onkoloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi ProfDrHüseyin Abalı, konferans verdi. Kanserin önemli bir halk sağlığı problemi olduğunu, ülkemizde ve dünyada ölüm nedenleri arasında ikinci sırada yer aldığını belirten Prof. Dr. Abalı, bu hastalığın nedenlerine de dikkati çekti.

 

Genlerde başlayan hastalık

Prof. Dr. Abalı,  kanserin genlerde başlayan bir hastalık olduğuna dikkati çekerek, ''Yani DNA’mızda başlar. DNA’da mutasyon dediğimiz bir hasar ortaya çıkar. Mutasyonları ya ebeveynlerimizden miras olarak devralırız, ya da daha sonra çevresel etkenler altında sonradan ediniriz. Başlıca çevresel etkenler; sigara, alkol, sağlıksız beslenme, hareketsiz yaşam, radyasyon, bir takım kimyasallar, bazı virüsler ve bakteriler şeklinde sıralanabilir'' dedi.

Kanserin tedavisi gizleniyor mu?

Bir başka katılımcı ise kanserin ilacının bulunduğunu ancak, bunun gizlendiği yönünde söylentiler bulunduğunu belirterek, bunun doğru olup olmadığını sordu. Prof. Dr. Abalı ise, hasta ve hasta yakınlarının bu yöndeki sorularıyla sıkça karşılaştıklarını belirterek, ''Ben bunu çok inandırıcı bulmuyorum. Şu sebepten bulmuyorum ; bütün ilaç firmaları kanser tedavisine çare bulmak için milyar dolarlarını yatırıyorlar.  Bulsalar zaten dünyanın en zengin şirketi olacaklar. Ayrıca, kanser denilince aklımızda bir tek hastalık var. Hâlbuki yüz çeşit hastalık var. Ve her birine tek tek çare bulmak gerekecek. Kanserin ilacı bulunduğu vakit anında ortaya çıkar emin olabilirsiniz'' dedi.

Kanser-şeker ilişkisi

Bir başka katılımcı ise kanser hücrelerinin şekerle beslendiği, bu nedenle şekerli gıda tüketiminin kanseri tetiklediği yönünde bir soru yöneltti. Prof. Dr. Abalı ise, şekerin kötü beslenmenin bir bileşeni olduğunu vurgulayarak,  şunları söyledi:

''Kötü beslenmede gıdaların içinde hep karbonhidrat ve bol yağlı beslenme var. Şeker de bunlardan birisi ve çok aşırı tüketildiğinde kanseri tetikleyebilir. Ama şeker hayat için gerekli bir malzemedir. Bütün hücreler şekeri kullanıyor. Bir araştırmada, şeker alımı azaltıldığında  kanser hücresi 'glutamin' kullanmaya başlamış. Yani kanser hastaları ya da kanserden çok korkan insanlar tamamen şekersiz bir hayat sürmek yerine benim önerim dengeli ve az beslenmektir. Canları çekiyorsa da arada sırada bir baklava kaçırmak iyi olabilir. Bunda hiçbir mahsur görmüyorum. Ama ölçülü beslenmekte fayda var.''

Cep telefonu kanser yapar mı?

Prof. Dr. Hüseyin Abalı, bir başka katılımcının, ''Cep telefonu kanser yapar mı?'' şeklindeki sorusu üzerine ise, ''Biliyorsunuz cep telefonları bir miktar radyasyon yayıyor ve radyasyon yaydığında kulağımıza tuttuğumuz vakit hemen alttaki beyin dokusunda ısınmaya neden oluyor. Buna çalışmışlar ve aradaki bağıntıyı tam olarak kuramamışlar.  İyi huylu beyin tümörünü bir miktar arttırıyor gibi gözüküyor oda çok ispatlı değil. Şuan için yeterli bir veri yok. Cep telefonları muhtemelen kanseri arttırmıyor ama benim tavsiyem çocuklarımıza genç yaşta telefon alınmamalı. Onları peynir ekmek gibi kullanmalarına engel olalım. Cep telefonlarını çok uzun süre kulağımızda tutarak saatlerce konuşmayalım'' önerisinde bulundu.

Konferansı, Başkent Üniversitesi Adana Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Yrd. Doç. Dr. Turgut Noyan, hastanenin diğer yöneticileri ve çok sayıda davetli izledi.

İkinci konferans 6 Nisan'da

Adana Büyükşehir Belediyesi ve Başkent Üniversitesi Adana Araştırma ve Uygulama Merkezi işbirliği ile düzenlenen etkinlik kapsamında, 6 Nisan Cumartesi günü saat 14.00'de, Genel Cerrahi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Tamer Çolakoğlu tarafından, aynı yerde, ''Meme kanseri tanı ve tedavisi'' konulu konferans verilecek.