Birçok kurum ve kuruluşta öfke kontrolü ve iletişim seminerleri veren Psikiyatri Uzmanı Dr. Sümer Öztanrıöver, “Öfkemizi kontrol edemediğimizde, çoğu kez haklıyken haksız duruma düşeriz. Öfkemiz geçtiğinde, yapmış olduklarımıza inanamayız, çünkü kontrol bizde değil, beynimizin daha ilkel bölümlerindedir. Öfkemiz, aslında tüm duygularımız gibi gerekli ve yararlıdır. Peki, neden öfkeleniriz? Vücudumuzun veya egomuzun bütünlüğüne yönelik bir tehdit algıladığımızda, önce korku hissi ortaya çıkar. Eğer durum boyumuzu aşıyorsa, yani düşman bizden büyükse kaçarız ya da hareketsiz kalırız. Doğada hareketsiz kalma, ölü taklidi yapmadır. Eğer düşman dişimize göreyse, korkunun yerini öfke alır ve öfkenin verdiği ilave enerjiyle biz savaşa gireriz. Vücut bütünlüğümüzü veya ego bütünlüğümüzü korumak için bir ölüm kalım mücadelesi veririz. Bu mücadele sırasında beynimizin korteksi dediğimiz düşünen, analiz yapan, mantıklı karar alan bölgesi devre dışıdır. Öfkemiz geçtiğinde yapmış olduklarımıza inanamayız, çünkü kontrol bizde değil, beynimizin daha ilkel bölümlerindedir” dedi.
 
ÖFKE KONTROL EDİLİRSE ANLAŞMAZLIK ÇÖZÜLÜR
Öfkenin esiri olmamak için, kendini arka plana atmayan bir yaşam tarzı öneren Uzm. Dr. Sümer Öztanrıöver, “Örneğin hayır diyememe, işkolik olma, başarı odaklı bir yaşam sürme, öfke toleransımızı azaltır. Telefonumuzu şarj eder gibi kendimizle ilgilenmek, hobilerimize zaman ayırmak ise öfke toleransımızı yükseltir. Bazen yaptığımız tartışmalar sırasında öfkemizi kontrol edemeyebiliriz. Eğer tartışmalar sırasında sakin kalmak istiyorsak, bazı iletişim taktiklerini kullanabiliriz. Bir tartışmada olduğumuzda yaptığımız şey, genellikle bir haklı çıkma ve karşıdakini ikna etme savaşıdır.  Bu şekilde karşımızdakini dinlemek ya da anlamaya çalışmak yerine, ne söyleyeceğimize odaklanırız. Bunu bir örnekle anlatacak olursak; karşı karşıya duran iki kişinin arasına 6 rakamını yazdığımızı varsayalım. Aynı rakamı biri 6, diğeri 9 olarak görecektir. İstedikleri kadar tartışsınlar, herhangi birinin tartışmayı kazanmasına imkan yoktur. Bu durumda yapılması gereken şey; karşımızdakinin sözlerini, kendi cümlelerimizle ona tekrar etmektir. Onu tamamen anladıktan sonra, kendi düşüncelerimizi aktarabiliriz. Haklı çıkmak yerine, aynı olaya farklı bakabileceğimizi görmek, empati yapmaktır. Eğer öfkemizi kontrol edebilirsek, anlaşmazlığı çözmekte ustaca hareket edebiliriz. Bunun için öfkelendiğimiz anda kullanabileceğimiz iki can simidimiz vardır: Onlardan biri öfkemizin vücudumuzdaki yerini belirlemek, diğeri ise yavaş ve derin bir nefes alıp, sonra onu çok yavaş bir şekilde vermektir. Öfkemizin yoğunluğu azalacaktır” şeklinde konuştu.