VURAL KÖSE- GÜNAYDIN

7-13 Haziran tarihleri arasında yapılması gereken ancak, İsrail'in yardım gemilerine saldırması ve terör örgütü PKK'nın Hatay'ın İskenderun ilçesindeki askeri üsse saldırısı nedeniyle ertelenen 17. Uluslararası Altın Koza Film Festivali bugün başlıyor. Festivalin zamanlamasından, etkinliklerin içeriğine, halkın festivale katılımından festivali düzenleyen Koza A.Ş.'nin ihalelerine ve şirketin yönetiminin değişmesine kadar onlarca iddia gündeme geldi. Kulislerde konuşulanlar, iddialar bitecek gibi olmasa da Adana için çok önemli olan bir festival dönemi daha başlıyor. Büyükşehir Belediye Başkanı Aytaç Durak'ın açığa alınmasından sonra Koza A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanlığına getirilen CHP'li Meclis Üyesi Bekir Sıtkı Özer'le festival hakkında konuştuk. “Müzik festivali mi film festivali mi yapılıyor” eleştirilerine katıldığını dile getiren Özer, gelecek yılki festivalde film bölümüyle eğlence bölümünün ayrılacağını söyledi. İnsanların film gösterimlerine ilgisiz kaldığını anlatan Özer, mevcut haliyle festivalin önceki festivallerden pek farklı olmamasının nedenini daha önce yapılan anlaşmalara bağladı. Merkez ilçelerin ve Çukurova Üniversitesi'nin mutlaka festivale dahil edilmesi gerektiğini ifade eden Özer, gelecek yılki festivalin Mayıs ayının son ya da haziran ayının ilk haftasında yapılmasının planlandığını açıkladı. Büyükşehir Belediye Meclisi'nin geçtiğimiz hafta aldığı karar doğrultusunda 5 tane kapalı spor salonu yapılacağını anımsatan Özer, spor salonlarından önce insanların kendilerini ifade edebileceği kültür merkezlerinin yapılması gerektiğini söyledi. Film gösterimlerini takip eden  entellektüel kesimin bir salonu ancak doldurabileceği saptamasını yapan Özer, kültürel ve sanatsal aktivitelere halk kadar protokolün de ilgisiz olduğunun altını çizdi.
Koza A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Bekir Sıtkı Özer'le yaptığımız festival söyleşisinden başlıklar şöyle:

Altın Koza bugün 17. kez açılıyor. Nasıl başlayacak festival?
Birinci gün (bugün) film gösterimleri, gençlik ve bando konseriyla başlayacak. Akşam da  Seyhan Oteli Havuzbaşı'nda jüri üyelerine ve medya temsilcilerine hoş geldin yemeği verilecek. Salı günü de uzun ve kısa film gösterimleri devam edecek. Sanatçılar özel uçakla Adana'ya gelecek ve havaalanında karşılanacaklar. Akşam da Büyükşehir Belediyesi Tiyatro Salonu'nda açılış film etkinliği ve konser olacak.

Belediye binası bir süredir restore ediliyor. Tiyatro salonu bu etkinliğe yetişecek mi?
Evet yetişecek. Alternatif bir salon bulamadığımız için binanın dış cephesinin giydirmesini yaptık. Başka ölçülerde bir bulamadığımız için o giydirmeyi binanın tüm cephesine yaptık. Çünkü ona ödenen çok ciddi bir para vardı. Onun için sarmaşıkların bulunduğu, başkanlık makamının bulunduğu yere de ekleme yaptık. Koltuklar da sökülmedi, oradaki çalışma festival sonuna bırakıldı. Salı günü o salonda açılış filmi etkinliği ve Göksel’in bir konseri olacak.

Göksel konseri de Büyükşehir de mi olacak?
Göksel açılış etkinliğinde Yeşilçam filmlerinden 4-5 tane şarkı seslendirecek. Onun arkasından film gösterimi yapılacak. Göksel buradan hızla Hayal Park’ın yanında gerçekleşecek açık hava konserine gidecek ve orada halka açık bir konser verecek.

O konserin Çukurova Üniversitesi'ne alındığı yönünde söylemler var.
Hayır. Üniversite 20 Eylül’de açıldığı için daha öğrenciler tam olarak gelip gitmiyor. Biliyorsunuz salonlarımız da çok kısıtlı. Bazı insanlar festivali filmleri izleme olarak bazıları da film festivallerini tamamen eğlence olarak görüyor. Yani sinemanın ayrı bir sanat kolu olduğu, öyle değerlendirilmesi gerektiği düşüncesinden ziyade kimin ne konseri var, kimler geldi kimler gitti diye bakıyorlar.

Adana’nın festivale bakışı biraz farklı sanırım.
Okuryazarlık düzeyinin, kültür seviyesinin çok yüksek olduğu ülkelerde ya da bölgelerde yapılan film festivallerinde böyle şarkılı, türkülü veya pop müzikli şeyler yoktur. Cannes Film Festivali'nde de Berlin Film Festivali Altın Ayı’da da olmaz. Bir alışkanlık olmuş. “Ne kadar çok konser, o kadar iyi bir festival” olarak algılanıyor. Önümüzdeki yıllarda film yarışmaları ve etkinlikleriyle bu eğlence kısmını ayırıp eğlence kısmını ayrı bir organizasyon olarak düzenleyebiliriz. Bu festivalde elliden fazla Akdeniz Filmleri gösterimi yapılacak. Bu diğer film festivallerinde olmayan bir şey ama şimdi kaç kişi gelip de o filmlerini izleyecek, kaç kişi geliyor? Biz bu filmlerin daha çok izlenmesi için okullarda sinema olayını gerçekleştiriyoruz. Okuldan alıp, filmleri izletiyor sonra okula bırakıyoruz öğrencileri.

Bu sözlerinizden insanların gösterimleri pek izleyemediği ya da ilgisiz oldukları gibi bir anlam çıkıyor.
İlgisizlik de var. Olanaklardan da kaynaklanıyor. Festival gösterimlerindeki filmlerin büyük bir bölümünü bedava izleyebilecekler. Kaç kişi hakikaten de gideyim şu filmi izleyeyim, ona göre karar vereyim diye bir düşünce içinde? Adana’da özellikle son 20 yıldır aldığı göçle birlikte çok sorunlu bir yere geldi. İnsanların ekonomik sorunları varken, bu tür festivallere çok zamanlarını ayıracaklarını sanmıyorum. Yani sonuçta Adana’da bir entelektüel çevre var. Bu entelektüel çevreyle birlikte film festivalleri bu şekilde devam ediyor. Yoksa film festivali olmuş, olmamış ya da kültüre zaman ayrılmış, ayrılmamış gibi vatandaşların pek de böyle bir kaygısı yok.

O zaman Altın Koza'nın halktan kopuk bir festival olduğu eleştirilerini nereye koymalıyız?
Yaz boyunca Merkez Park’ta yazlık sinema etkinlikleri yaptık ama biliyoruz ki Adana’daki insanların büyük bir bölümü de ekonomik koşullardan dolayı gidemediler. Ramazanda da etkinlikler yaptık. Çok güzel ortaoyunları, Hacivat-Karagöz gibi çok güzel şeyler sunuldu. Mahallelere kadar götürüp yazlık sinemalar koyduk ve belki de direk kendi ayaklarına gittiğimiz için bunlar çok ilgi çekti. Merkez Park'a kadar yürüyerek gelip hafta sonları film seyredelim diye gelmediler mi geldiler. Bazı zamanlar çok kalabalık da oldu ama bana sorarsanız hınca hınç dolması gerekirdi. Biraz üşengeçlik mi diyelim.

Mahallelere götürdüğünüzde ilgi gösteriliyorsa demek ki hizmet kendilerine gelince ondan yararlanmak istiyorlar.
Bakın. Karataş, Büyükşehir sınırları içinde değil ama Karataş bizden sinema istedi. Götürüp gayet güzel oynattık ve ilgi de gördü. Biz her isteyene, götürdük programımızın dışındaki mahallelere de götürdük oynattık. Hatta “Daha gelmez misiniz” diye istemler de oldu. Elimizden geldiği kadar bunu yapmaya çalıştık.

Film gösterimlerinin yapılacağı salonlar Seyhan'da ve Çukurova'da ama çok ilginç bir durum var Adana’da. Nehrin diğer tarafından bir tane sinema salonu yok.
O bizim sorunumuz değil maalesef. Meclisteki gündem dışı konuşmamda Eskişehir’den örnekler vermiştim. Adana'ya spor salonları yapılıyor ama bence spor salonlarından da önce kültür merkezlerinin yapılması gerek. birinin tiyatroya, bir başkasının Türk Sanat Müziği’ne bir diğerinin Türk Halk Müziği’ne, folklöre karşı merakı vardır. İnsanların kendilerini ifade edebileceği kültür merkezleri yapmak zorundayız. Adana da bu konuda maalesef çok fakir.

Bu yerel yönetimlerden kaynaklanmıyor mu?
Elbette yerel yönetimlerden kaynaklanıyor.

Yüreğir’de bir türlü bitirilemeyen bir kültür merkezi var.
Onu bırakın bir de Adnan Menderes’te de temeli atılan olduğu gibi duruyor. Adana’da 1940 yılında yapılmış tiyatro salonundan başka alternatifimiz yok. Sabancı Kültür Sitesi çok dar bir alan. 2 bin 500 - 3 bin kişinin tiyatro, film izleyebileceği salonlar olamaz mı? Kültür sarayları yapılamaz mı? Olur ama Adana bu konuda da çok fakir durumda. En büyük sorunlarımızdan biri bu.
 
Vatandaşın da kültürel aktivitelerden uzaklaşmasının ana nedenlerinden biri de bu diyebilir miyiz?
Elbette. Bir şey daha var. Önümüzdeki yıl bütün merkez ilçeleri işin içine katmamız gerekiyor. Üniversitenin 37 bin kayıtlı öğrencisi, personeli var. Küçük bir il kadar. Birçok ilçemizden daha büyük. Üniversiteyi ve ilçeleri işin içine katmazsanız sadece belli bir alana hitap eden bir festival olur. Önümüzdeki yıl bunları çok iyi planlamamız lazım.

Bu yönde bir çalışma başladı mı?
Bir kere bu festivali çok iyi bir şekilde bitirmemez lazım. Çünkü ciddi paralar harcandı. Ertelendiği için de ciddi sıkıntılarımız oldu. Sinemacıları, bu işte yer alanları tekrar gidip işin içine katmak için çok büyük uğraşlar verdik. Çok sıkıntılı bir dönem geçirdik ama sonuçta ikna ettik. Örneğin Haziranda yarışacak 12 film vardı, şimdi 10 film yarışacak. Bir tanesi 35’lik kopyayı yetiştiremediği yani maddi sıkıntılarından kaynaklanıyor. Bir tanesi de Antalya’da yarışıyor ve direk Berlin Altın Ayı Film Festivali'nde yarışacak. Onun dışında hiçbir eksiğimiz yok, fazlamız var. İşte o dediğimiz işe eğlenceyi katma açısından…

Bu noktada duyduğum bir eleştiri var. “Müzik festivali mi yoksa film festivali mi yapıyorlar” diye bir eleştiri var.
Ben baştan beri işin ayırt edilmesi gerektiğini söylüyorum. Ancak, bunları koymuyorsun diyorlar ki, “Halk nasıl gelecek film seyredecek, bari onları da eğlendirecek bir şey yapın. Şimdi bunu yapıyorsunuz bir eleştiri, yapmıyorsunuz ayrı bir eleştiri alıyorsunuz. Doğrusu, olması gereken film festivali farklı olmalı, eğlence bölümü farklı olmalı. Önümüzdeki yıl bunları planlayacağız. Bunları planlamak zorundayız. Film festivalinde filmler, genç sinemacılar yarışır, profesyonel sinemacılar, yabancı ülkelerdeki filmler yarışır. Eğlence kısmı konusunda da mesela yaz mevsiminde 1 ay, 2 ay boyunca her hafta sonuna denk getirerek ücretsiz konserler düzenlersiniz. Bu olur buna katılıyorum. O eleştirilerin doğru olduğuna da inanıyorum ama maalesef bu da olmadı.

Memnun etmek zor herhalde.
Maalesef öyle bir durum var. Bir de özeleştiri yapmamız gerekiyor. Adana’da gerçekten sinemayı sinema olarak algılayan, bir yönetmen gözüyle bakacak, değerlendirecek entelektüel birikimi olan çok fazla sayıda insan olduğuna inanmıyorum. Toplasanız, o şekilde değerlendirirseniz kaç kişi olacağına lütfen bakın.

Öyle bir tahmininiz var mı, kaç kişiye hitap ediyor festival?
Yani çok çok bir sinema salonunu doldurabilecek kadar. Çünkü sinema çok farklı bir olay. Yer seçiminden, kostümüne kadar bu işi yapan bir bütün. Bu entelektüel bir birikim. Geçmiş sinema tarihini, Türkiye’deki sinema tarihi bilecek.

O zaman festival entelektüel kesime yönelik mi oluyor?
Hayır. Hiçbir şekilde. Elbette entelektüel kesim işin içinde olacak. Bir de yavaş yavaş içine girecek, o ince alanını yaratacak insanlar olmaya başlayacak. Bu bir birikimdir. Gönül isterdi ki tüm salonlarımız tıklım tıklım olsun. Herkes gelsin. Amacımız bu. Sinema sanatını sevdirmek, bunun gelişmesine katkıda bulunmak. Gidin bakın Adana’da bazı konularda çok duyarsız olduklarını görüyoruz. Örneğin geçtiğimiz günlerde Japon Deniz Kuvvetleri Ertuğrul Fırkateyn’inin batışıyla ilgili sahilleri dolaşıyorlardı.  Altın Koza olarak biz bunu getirdik. Adana'daki protokole ve insanlara 2 bin tane davetiye gönderdik. Duyurular yaptık. Muhteşem bir konser verdiler. Protokolden kaç kişi katıldı diye bir sorar mısınız? Ramazan etkinlikleri içerisinde yine protokole, muhtarlara davetiyeler gönderildi. Finalde çok güzel bir semazen gösteri yapıldı. Lütfen kaç kişinin, kaç muhtarın katıldığını bir düşünün. Katıldılar mı acaba? Bazı şeylere çok duyarsız bir kentte yaşıyoruz.

Sözünü ettiğiniz kesim bir anlamda Adana’nın genel yapısına göre entellektüel bir kesim. Onların ilgisizliğinden mi söz ediyorsunuz?
Japon Deniz Kuvvetleri'nin bu Senfoni Orkestrası başka bir ülkeye, bir Avrupa ülkesine gitse salon tıklım tıklım olur, boş yer bulamazsınız. Biletleri önceden kapış kapış gider ama  Allahaşkına bizde protokolden kimse katılmadı ya. Bu bir eleştiri değil mi? Bunu bırak senfoni orkestrası türk müziğinden örnekler sundu, popüler şarkıları çaldılar, semazen gösterisi başka bir kesime hitap eden bir etkinlik. Yüzde 99'u Müslüman olan bir halk için yapılan bir gösteri. Konya’ya Şebi Aruz törenlerine gidiliyor Semazen gösterisi izlemek için, biz ayaklarına getirdik kaç kişi geldi yani? Ben de bir hayal kırıklığı yaşıyorum. Çünkü, bu kadar uğraş veriliyor ama mahallelere götürdüğümüz sinemalar, ramazan etkinlikler çok büyük ilgi gördü.

Festival kapsamında mahallelere yönelik bir program var mı?
Bazı beldelerde film gösterimleri yapacağız. Okullarda sinema etkinlikleri yapacağız. Belirlediğimiz okullardan alacağız öğrencilerimizi sinema salonlarında film izleteceğiz

Festivali halka götürmek için sadece okullarda sinema etkinliği mi var?
Tespit ettiğimiz yerlerin dışına taşmak biraz daha zor.  Bir projemiz daha var. Altın Koza Çukurova Üniversitesi’yle buluşuyor diye. Üniversitenin amfisinde Salı, Çarşamba, Perşembe, Cuma günleri üniversite öğrencilerine yönelik ücretsiz sinema gösterilerimiz olacak. Onun yazışmaları tamamlanıyor.

Programda Taşköprü'de ışıklı ve havai fişekli gösteri de var. Yapılabilecek mi? Çünkü Taşköprü’nün kabloları geçtiğimiz günlerde çalındı.
Maalesef öyle oldu. Geçen yılda biliyorsunuz üniversite sınavı gününün akşamına rastladığı için havai fişek gösterisi yapılamadı ama bu sefer çok görkemli bir gösteri olacak. Bir de yine Taşköprü üzerinde su perdesi kurulacak.

O nasıl bir gösteri olacak?
Çok değişik bir şey. Suda bir perde oluşturuluyor. Üzerine reklam gibi aklınıza ne geliyorsa yerleştirebiliyorsunuz.  Onu demirbaşımız olarak aldık. Artık sık sık kullanacağız bunu.

Taşköprünün ışıklandırılması o zamana kadar yapılacak mı?
O zamana kadar biter tabii. Mesela Mimar Sinan Amfi Tiyatro’yu yeniden elden geçirdik. Girmişler, kırmışlar, dökmüşler.

Programda yer alan sanatçılar var. Göksel, Sibel Can, Gülay, Fatih Kısaparmak…
Evet. Sibel Can ve Gülay Mimar Sinan Amfi Tiyatro'da halka açık. Göksel de hem ilk gün açılışta ve Hayal Park'ta. Fatih Kısaparmak Yüreğir Serinevler Kapalı Spor Salonunda.

Adanalı sanatçılar neden festivalde yok. Mesela bir Haluk Levent, bir Yaşar...
Önümüzdeki yıl Adanalı sanatçıların daha çok etkin olabileceği, eğer konser verilecekse o arkadaşlarımızın da yer alacağı bir fesival olacak. Yanılmıyorsam bu anlaşmalar yapıldığında  Haluk Levent cezaevindeydi ama önümüzdeki sezon Adanalı sanatçılar mutlaka yer alacak.

Ben şahsen Adana’da düzenlenen bir festivalde Adanalı sanatçıları da görmek isterim...
Doğru, haklısınız. Mesela Ramazan etkinlikleri için Murat Kekilli’yi getirmişti Seyhan Belediyesi.  O konsere katıldım. Çok büyük bir ilgi vardı. 10  binin üzerinde insan Murat Kekilli'yi dinlemeye gelmişti.

Önceki festivallerden ne farkı var bu yılki festivalin ve gelecek yıl ne farkı olacak?
Doğrusunu isterseniz festivaller her yıl biraz daha kökleşerek gelişiyor ve iyiye gidiyor. Bu anlaşmaları, iptal edildikten sonraki süreç içinde yeniden yapmak için İstanbul’a gittiğimizde bir şey gördüm. Adana Altın Koza’nın sanatçılar, sinemacılar üzerinde çok büyük bir ağırlığı var. Özellikle sanatsal yönden çok ciddi biçimde ayrıcalıklı noktada. Şimdi hep bir şeyde iddialıydık. Çok daha iyi yapılması gerekir diyorduk.

O anlamda sordum zaten. Çünkü programa baktığımızda önceki festivallere göre  belirgin bir fark görülmüyor.
Anlaşma yapılmış zemin üzerinde gitmek zorundaydık. Paralar ödenmişti ve festival bir hafta kala iptal edilmişti. Tüm bunlardan ders çıkararak önümüzdeki festivali daha istenilen düzeyde, daha farklı ve eğlence kısmı ile sinema kısmını ayrı bir noktaya hızla götürmek zorundayız. Altın Koza’yı ancak bu şekilde kurumsallaştırabiliriz. Bu şekilde halka mal edebiliriz. Önümüzdeki yıllarda Adanalı sanatçıların da eğlence kısmında daha etkin olabileceği bir yapılanma içinde mutlaka olacağız.

Festivalin zamanı konusunda bir planlama var mı? Daha önce bununla ilgili tartışmalar da yaşanmıştı.
Çeşitli festivaller yapılıyor bildiğiniz gibi. Arka arkaya yapılan festivaller Türkiye’nin de ilgisini de çekmiyor dünyanın da...  Gerçekten de bu film festivalini Avrupa'da, dünyanın çeşitli yerlerinde etkin kılacaksak artık tartışmasız bir zaman diliminde yapmak zorundayız. Bu gelişmeleri, Adana’daki iklim koşullarını, üniversitenin kapanma dönemini de göz önüne alarak en uygun zaman diliminde gerçekleştirmek zorundayız. Mayıs ayının son haftası veya Haziran ayının ilk haftasında bunu gerçekleştirirsek o zaman oturacağına inanıyorum. Çünkü sıcaklar da tam olarak başlamamış olacak. Bu festival bittikten hemen sonra yeni festivalin çalışmalarına başlayacağız. Yeni festival tarihini de o şekilde belirlemeye çalışacağız.

O eğlence kısmını da dahil edince festival süreci geniş bir zaman dilimine yayılacak değil mi?
Adanalıların büyük bir bölümü ekonomik güçlüklerden dolayı yaz aylarında kenten ayrılamıyor. Yaz aylarında yapmayı planlar, sanatçıları getirir bedava halk konserleri  verirsek hem yazın daha güzel, daha etkin olur hem de sinema bölümünden ayırmış oluruz. Bence böyle sinema, sanat olayını daha etkin kılar duruma geliriz diye düşünüyorum.