Kılıçdaroğlu’nun mesajları özetle şöyle:
RAHATSIZLIK KÖŞKE ÇIKTI: “Bir Sayın Cumhurbaşkanı eğer ‘tutukluluk infaza dönüşüyor’ diye kaygı taşıyorsa bilin ki o ülkede yargı düzenine siyasal müdahaleler vardır, o ülkede yargı sağlıklı çalışmıyor demektir, o ülkede bir Başbakan kalkmış ‘Ben bu davanın savcısıyım demiştir’ demektir. Tutuklular 2 yıl geçmesine karşın yargıç önüne çıkarılmıyor. 48 gazetecinin tutuklu bulunduğunu AB ziyaretinde de anlattım.
Artık kamu vicdanındaki rahatsızlık sıradan yurttaştan Cumhurbaşkanına kadar çıkmıştır. Başbakan, ‘Yargı ne istediyse verdik’ diyor, bu yasaları yapan parlamento değil mi? HSYK’yı daha fazla siyasallaştırmak için bunları yapmadınız mı? Şimdi aynı kaygı olacak. Ama unutmayın, bu kez susmayacağız. Bütün AB’yi ayağa kaldıracağız. Ya bu ülkeye demokrasi gelir, ya biz kavgamızı sonuna kadar götürürüz.
ADI KONMAMIŞ SIKIYÖNETİM: Anayasa değişikliği sürecinde üniversiteler konuşmadı. Türkiye’de adı konmamış bir sıkıyönetim vardır. Bir spor karşılaşmasında Başbakan’a yuh çekildi. Doğru bulmuyoruz, ayıplıyoruz, ancak yuhalayanların görüntülerinin kameralardan, kredi kartlarından tespit edilerek yargılanmaya çalışılması kabul edilemez. Medya özgür değil. Bekir Coşkun’un işine son veriliyor. Bir AKP Genel Başkan Yardımcısı, bu gazetenin patronunu arıyor. Hangi gazete patronu çıkıp ‘Hükümet üstüme baskı kurdu, ben işine son vermek zorunda kaldım’ diyebilir ki.