Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Adana İl Başkanı Ayhan Barut, siyasal iktidarın yap-boz haline getirdiği eğitim sisteminin ülkenin geleceğini tehdit eden en önemli unsurlardan biri haline geldiğini söyledi. Milli eğitim bakanlarıyla birlikte eğitim sistemlerinin de değiştiğine dikkati çeken Barut, ortaöğretim sonrasında liselere yerleştirme sistemini açıklayan Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz’ın ülkedeki niteliksiz devlet lisesi oranının yüzde 90 olduğu yönünde itirafta bulunduğunu söyledi. TEOG’un yerine getirilmek istenen yeni sistemle öğrenciler arasındaki fırsat eşitliğinin ve sosyal adaletin değil, AKP Genel Başkanının memnuniyetinin gözetildiğini vurgulayan Barut, “Bu garabetin tek amacı gençlerimizi tercih edilmediği için boş olan imam hatip liselerini doldurma çabasından başka bir şey değildir. Herkes için nitelikli, parasız ve eşit eğitim istiyoruz” dedi.

“MAZLUM HALKIN MASUM ÇOCUKLARI DENEK HALİNE GETİRİLDİ”

CHP Adana İl Başkanı Ayhan Barut yaptığı yazılı açıklamada, siyasal iktidarın 15 yıllık döneminde milli eğitim bakanlarıyla birlikte eğitim sisteminin de değiştiğini dikkati çekti. Eğitim sisteminin sürekli yapılan değişikliklerle bir deneye, mazlum halkın masum çocuklarının da adeta bir bu deneyin denekleri haline getirildiğini belirten Barut, istikrarlı, nitelikli, parasız, fırsat eşitliğini ve sosyal adaleti gözeten bir eğitim sistemi anlayışının ortadan kalktığının altını çizdi.

“TEOG’UN YERİNE GETİRİLEN SİSTEM BİR GARABET ÖRNEĞİ”

TEOG’un yerine getirileceği açıklanan yeni sistemin ise bir garabet olduğunu kaydeden Barut, “Liselere geçişte uygulanacak yeni sistemde fırsat eşitliği ve sosyal adalet değil, iktidar partisinin genel başkanının memnuniyeti gözetilmiştir. Bu Türkiye’ye, ülkemizin geleceği olan çocuklarımıza yapılan en büyük haksızlıklardan biridir” diye konuştu.

“DEVLET OKULLARININ NİTELİKSİZLİĞİNİN İTİRAFI”

Yaşama geçirildiği dönemde TEOG’u yere göğe sığdıramayan iktidar mensuplarının TEOG ile ilgili görüşlerinin, iktidar partisinin genel başkanının bir tek sözüyle tamamen değiştiğini belirten Barut, “Milli Eğitim Bakanı önümüzdeki dönemde liselere geçişte uygulanacak sistemi anlatırken, eğitim sistemini 15 yıl içinde ne hale getirdiklerini de açıkça itiraf etmiştir. Sayın Bakanın sözleriyle devlet okullarının yüzde 90’ının niteliksiz olduğu ortaya çıkmıştır. Yeni sistemin de ömrünün OKS, SBS ve TEOG gibi çok kısa süreli olacağı ortada” diye konuştu.

“TABELA DEĞİŞİKLİĞİYLE NİTELİK ARTMIYOR”

Milli Eğitim Bakanı tarafından okulların nitelikli ve niteliksiz olarak ayrılmasının hem bu okullarda görev yapan eğitim emekçilerine hem öğrencilere hem de velilere büyük bir hakaret olduğunun altını çizen Barut, “Sayın Bakan, yaptığı açıklamayla tüm okulların tabelalarının ‘Anadolu Lisesi’ olarak değiştirilmesiyle, bu okulların niteliğinin artmadığını da itiraf etmiştir. Nitelikli okullara giremeyen çocuklarımız ve aileleri ile niteliksiz olarak belirlenen okullardaki öğretmenlerin yaşayacağı psikolojik sorunların sorumlusu Sayın Milli Eğitim Bakanı ve siyasal iktidardır. Bakan Yılmaz, toplumun ruh sağlığının bozulmasına neden olacak bir açıklama yapmıştır” şeklinde konuştu.

“İKAMETE EN YAKIN OKULLARA ZORLAMA ZORUNLU GÖÇE NEDEN OLABİLİR”

Barut, merkezi sınavla nitelikli okullara giremeyen öğrencilerin, ikamet adreslerine yakın bu okulların dışındaki diğer beş okulu tercih etmek zorunda kalmasının da yine fırsat eşitliğine ve sosyal adalete aykırı bir zorlama olduğunu söyledi. Barut, “Daha nitelikli eğitim için zorunlu göçe neden olabilecek bu uygulamayla, niteliksiz okulların bulunduğu bölgelerdeki gettolaşmanın artma olasılığı da vardır” şeklinde konuştu.

“EĞİTİM NİTELİKLİ, EŞİT VE PARASIZ OLMALI”

Eğitimin, bir ulusun ve devletin geleceği için en önemli unsur olduğunun altını çizen Barut, iktidarın sürekli kaos yaratarak, genç beyinlerin sorgulamasını, düşünmesini engelleyip, biat kültürünü yerleştirmeye çalıştığını söyledi. Barut, “Ülkemizin geleceği için eğitim sisteminin tamamıyla nitelikli, eşit, parasız, fırsat eşitliğini ve sosyal adaleti gözeten bir anlayışla düzenlenmesi ve bu anlayışın değişmez bir ilke haline getirilmesi zorunluluktur. Siyasal iktidar toplumdaki ayrışmayı körükleyecek, çocuklar arasındaki fırsat eşitliğini ortadan kaldıracak olan bu sistemden vazgeçmelidir” ifadelerini kullandı.