TBMM Başkanlık Divanı Üyesi CHP Adana Milletvekili Av. Elif Doğan Türkmen ve milletvekili arkadaşları tarafından verilen araştırma önergesinde; 15 Temmuz darbe girişiminin ardından hükümetin darbecilerle mücadele gerekçesiyle hayata geçirdiği KHK’ler ve benzer düzenlemelerin cezaevlerinde de çeşitli hak ve özgürlük ihlallerine dönüştüğü ifade edildi. 
Özellikle OHAL’in ilanıyla yayınlanan KHK’lerle; cezaevlerindeki tutuklu ve hükümlülere yönelik keyfi baskı ve insan hakları ihlallerinde önemli artışlar yaşandığı, tutuklu ve hükümlülerin, başta işkence, insanlık dışı ve onur kırıcı muamele olmak üzere hak ve özgürlüklerinin kısıtlandığı kaydedilen gerekçede şöyle denildi:
MAHKUMLAR KORİDORLARDA YATIYOR
Bazı cezaevlerinde aşırı kalabalıktan dolayı mahkumlar için tahsis edilen kişisel alanlar iyice kısıtlanmış, mahkumlar; yatak yetersizliğinden ya nöbetleşe uyuyorlar yada koridorlarda yatıyorlar. Duş imkanlarının da kısıtlı olması nedeniyle bulaşıcı hastalık riskleri tehlikeli boyutlara gelmiştir. 
Görüşlerdeki kötü muamele ve zaman kısıtlamaları da eklendiğinde cezaevi koşulları mahkumlar için insanlık dışı ve onur kırıcı bir noktaya ulaşmıştır. Mahkumların ailelerinden uzak başka cezaevlerine gerçekleşen ani sevkleri de zaten maddi durumları iyi olmayan aileler için ayrı bir zorluk konusudur. 
GAZETE, KİTAP TV YASAKLARI
Yine cezaevlerinde çeşitli gazetelerin (Cumhuriyet, Birgün, Evrensel ve Gündem gibi) yasaklı yayın listesine alındığı ve TV’lerin (Halk TV) yayınlarının izlenmesinin durdurulduğu ve birçok cezaevinde dışarıdan ders kitapları haricinde kitap getirmenin yasaklandığı da ifade edilmektedir. Hakkında kapatma, toplatma ya da el koyma kararı olmayan gazetelerin cezaevlerinde yasaklanması, muhalif basına ve basın özgürlüğüne ayrımcı keyfi bir karar ile yeni bir saldırı anlamı taşımasının yanı sıra cezaevindeki hükümlülerin bilgiye erişim hakkına da bir müdahaledir”
AVUKAT VE AİLE GÖRÜŞMELERİ SINIRLANIYOR 
Ankara Sincan Cezaevinden de örnek verilen gerekçede; tutuklularla görüşmelerin sağlandığı 14 adet avukat odasından, hafta sonu iki, hafta içi ise sadece dördünün kullanıma açıldığı, bütün odalarda ses ve görüntü kaydı yapılabilmesine rağmen personel eksikliği gibi gerekçelerle bu odaların kullandırılmadığı belirtildi. 
Devletin tüm mahpusların insan onuruna yakışır koşullarda tutulmalarını, stres ve zorluğa maruz kalmamalarını, sağlıklarından ödün verilmemesini sağlamakla yükümlü olduğu kaydedilen gerekçede;  “insan haklarının güvence altına alınabilmesi için etkili çözüm yolları devreye sokulmalı, cezaevlerinde işkence ve kötü muamele iddiaları başta olmak üzere her türlü hak ve özgürlük ihlalleri araştırılmalıdır” denildi.