TBMM’de Devlet Demiryollarının serbestleştirilmesi ve özelleştirilmesi kanunu tasarısının görüşüldüğü gün söz alan CHP Adana Milletvekili Turgay Develi, “AKP iktidarı ulus devleti ekonomik olarak tasfiye ediyor” dedi. 

Develi, bağımsızlık vurgusu yaptığı konuşmasında “Bu kanunun ruhu şu: Sayın Bakan, kanunun görüşülmesine başlanırken yaptığı sunuş konuşmasında ‘Demiryolları bağımsızlıktır” demişti. Katılıyorum kendisine, demiryolları bağımsızlıktır, PTT bağımsızlıktır, Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı, Petrol Kanunu, petrolümüz bağımsızlıktır. Şeker fabrikaları bağımsızlıktı, Türkiye Elektrik Kurumu bağımsızlıktı, limanlar bağımsızlıktı. Adalet ve Kalkınma Partisi cumhuriyetin, ulus devletin ekonomik temellerini oluşturan, bağımsızlığımızın simgesi ne kadar kurum ve kuruluş varsa, hepsini sattı ve şimdi bağımsız bir ülkeden bahsediyor. Türkiye Toprak Mahsulleri Ofisi, Türksat dahi, devletin ana kurumları dahi, ey çiftçiler, köylüler, sizin ürününüzü hasat etmek için dahi Ak Parti Hükümeti, dışarıdan borç para alarak sizden alım yapıyor. Bankalarımızın size verdikleri kredilerin tamamı dış kaynaklı krediler. İşin özü şu: 1980 darbesiyle beraber, 24 Ocak kararlarıyla beraber, Türkiye, küresel finansa eklemlendi. O günden bugüne kadar bilinçli olarak, neoliberal politikacılarla, Türkiye'nin ürettiği doksan yıllık cumhuriyetin değerlerinin tamamı istila ediliyor, tarumar ediliyor. Bugün Devlet Demiryollarıyla bunun bir örneğini yaşıyoruz” diye konuştu.

Devlet Demiryollarının satışa hazır hale getirildiğini öne süren Develi, 2008-2011 yılları içerisinde 5 milyar liraya yakın yatırım yapıldığını ancak 2011 yılında da 700 milyon lira borcunun bulunduğunu söyledi. Develi, “Ne yapıyorlar? Satışa hazır hâle getiriyorlar. Aynısını limanlar için de yapmışlardı, aynısını enerji dağıtım ihalelerinde de yaptılar. Neoliberalizmin istilacı politikasına karşı koyabilmek için, bağımsızlığımızı koruyabilmek için, bağımsız bir devlet olarak kalabilmemiz için bizim fabrikalarımızın olması gerekiyor, postanenin bizim olması, Devlet Demiryollarının bizim olması gerekiyor, petrol arama şirketlerinin bizim olması gerekiyor, şeker fabrikalarımızın bizim olması gerekiyor. Adalet ve Kalkınma Partisi, bütün bunların hepsini sattı, satıyor, çiftçiden toplayacağı ürünün parasını dışarıdan alıyor, işçinin maaşını dışarıdan alıyor, ondan sonra da “Siyaseten bağımsız bir ülkedeyiz.” diyor. Bağımsızlık, arkadaşlar, işçisi güçlü, köylüsü güçlü, halkı güçlü, refahlı, refah düzeyi yüksek, damıtılmış, rafine bir hayat yaşayan ülkenin devletleri bağımsızdır, hükûmetleri bağımsızdır. Bu kanunun ruhu, teknik maddelerde ne yazarsa yazsın, Türkiye'nin cumhuriyet döneminde biriktirdiği ulus devletin temel ekonomik değerlerinden bir tanesinin daha peşkeş çekilmesi, ulus devletin ekonomik olarak tasfiye edilmesidir. Sermaye birikiminizi sağlayamıyorsanız, sermaye birikimine, küresel finansın, büyük tekellerin parasına ihtiyacınız varsa bunu da… Kendi ülkenizde finans kapitalinin cariyeleştirdiği, siyaseten cariyeleştirdiği hükûmetlerin, sizlerin de medyayı cariyeleştirerek kurduğunuz bu hükümranlığın hesabının bir gün sorulacağından emin olun. Bundan sonra, yaşantınızda -bugünler geçecek, bu milletvekilliğiniz kalmayacak- çevrenizde gördüğünüz her yoksul insanı, her çaresiz insanı, her umutsuz insanı gördüğünüzde yüreğiniz sızlayacak çünkü bunun müsebbibi sizlersiniz Sayın Ak Parti  milletvekilleri.”