CHP Seyhan Belediye Başkan aday adayı ve Seyhan Meclis üyesi Fatih Özgür, hükümetin hazırladığı yeni demokratikleşme paketinin kamuoyuna yansıyan bölümlerinin ayrıntılı bir şekilde ele alındığında Adana’da yaşanan bir takım hukuksuzlukların ortadan kalkacağını söyledi.

Seyhan Belediye Meclisi toplantısında gündem dışı bir konuşma yapan Özgür, bir zamanlar Adana’nın adliye olayları ile anıldığını, ancak son yıllarda ise, Büyükşehir Belediyesi’nde yaşananlarla anıldığını söyledi.

Özgür, konuşmasını şöyle sürdürdü:

Artık Ulusal Medyada, bir zamanlar Adana ile adeta özdeşleşen “Adana Adliyesinden görüntüler” yerini “Adana Büyükşehir’den görüntülere terk etmiş bulunuyor, maalesef.

Umalım önce şu “Demokratikleşme Paketi” ile kısa zamanda,

Ancak her halde 30 Mart 2014 de durum normale avdet eder;

Vekaleten Yönetimin “Fetret Devri” biter, bitecek…Ne acı ki Adana Adliyesinde görülmekte olan önemli ve belediyecileri düşündüren davalardan birisi, BŞB önde gidenleri ile mafyozi tiplerin birlikte sanık oldukları “Çete Davalarıdır”

Ancak eminim ki bu memlekette, en az namussuzlar kadar cesur olan namuslular da vardır;

Namus erbabından, sorumluluk aldığında yine namuslu kalan cesurlar yok değildir.

Bu bağlamda Yüksek Heyetiniz, en başta Sayın Başkan Profesör Doktor Öztürk, muhakkak ki şayanı şükrandırlar…

Birileri Yarım dabılyunun sözde güzelleştirme hamlesinin cazibesine kapılıp, göz göre göre kaçak yapıyı, sahibinin soy ismi veya belindeki gayrimeşru silah nedeniyle

görmezden gelirse, namuslu Başkan ne yapsın?”

‘SEÇİM ARİFESİNDE KAÇAK YAPIYA

FIRSAT VERİLMEMELİ’

Konuşmasında Aodana’daki kaçak yapılaşmaya da değinen CHP Seyhan Belediye Başkan aday adayı ve Meclis üyesi Fatih Özgür, konuyla ilgili İnşaat Mühendisleri Odası Başkanı Abdullah Bakır’ın, tespitlerini aktardı. Sözü edilen sorunlar hakkında yasal yönden yoksun olunmadığını da ifade eden Fatih Özgür, konuşmasını şu sözlerle tamamladı:

Mesele, kanunsuzluklarla mücadele etmesi gereken ve kamu otoritesinin gücünü arkasına almış kadrolar mütecanis olmadığı gibi, inanç ve irade itibarıyla da senkronize değil. Bereket başkan var da eksikler, ayıplar örtülüyor…Yasa koyucu kentlerde en önemli meselenin farkında;

Yenilenen Ceza Kanunu ile özel madde/hususi hüküm getirdi. Anımsayalım:

Türk Ceza Kanunu MADDE 184’ü. “Yapı ruhsatiyesi alınmadan veya ruhsata aykırı olarak bina yapan veya yaptıran kişi, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.”

Ama ne var ki kanun böyle dese de, gerçek o ki,

Şehir Plancıları Odası Genel Sekreteri Funda Erkel’in pek yerinde tespiti uyarınca, aslında yasa koyucu, “kaçak yapılaşmaya göz yuman kamu görevlilerinin yasaya dâhil edilmemesi nedeniyle, bir manada ‘gizli imar affı’ getirmiştir”

Ki bu yorum çok yerindedir.

Söz ettiğim yasa maddesine karşın fiili durum, kanun değişikliğinden sonra da pek değişmemiştir.

Yapı stokunda yasaya aykırı olanlarda bir azalma da yok, azalması yolunda bir çaba da yok.

Burada mesele tek bir belediyenin de değil. İlçe Belediyesi ise asla tek başına suçlanamaz; Yasa açık, İlçe yapamıyorsa devreye girmesi gereken Büyükşehir ne yapıyor? Hiç!!!

Fiili durum, gerçekleri kamufle yöntemlerini geliştirilmiş Ve fakat sorunun çözümünde zerre mesafe alınamamıştır.Bence sorun iki yönlüdür.

İlki toplumu kemiren mesele: Rant peşindeki arsızların, namussuzların, bazen yalaka bazen külhanbeyi edasıyla, kıravatlı eşkıya ile işbirliği, siyaseti de alet etmeleri;

Üretmeden, alın terletmeden rant paylaşma istekleri,

İkincisi ise işinde gücünde, ekmek peşindeki kadroların, bu acı gerçeği görüp, yasadan taraf olmak yerine mafyozilerle işbirliğine temayül göstermeleridir.

Ancak tecrübeyle sabit ki Başkan sorundan haberdar olduğunda, Başkanın malumu olduğunda mesele çözülüyor.

Fakat maalesef aşağılarda koordinasyonda yok iyi niyetli çözüm iradesi de yok.

Detay isteyen gelsin dışarıda anlatırım. Şurada şu kadarını söyleyeyim:

Mafyayı yaratan güvenlik güçlerinin korkaklığı ve ihaneti kadar kamu yetkisi kullananların zayıflığındandır. Devletine ve kanuna sadık kamu kuvveti, kıçı kırık mafyozi bozuntularını tepeler; İsterse onlar deli, isterlerse yiğit geçinsinler,

Devlet, Devletine sahip kamu görevlisi olduğunda herkesten daha güçlüdür.

O nedenle devlet bizim kültürümüzde kutsaldır.

Biz kerameti kendinden menkul kabadayı bozuntularının değil,

Sesi çıkmayan, derdi dinlenmeyen tüyü bitmedik yetimlerin temsilcileriyiz.

Gerekiyorsa, bu esası oturtmak için bedel de öderiz.

Yazıklar olsun Devlet otoritesini payımal edenlere,

Üç kuruşluk kabadayı bozuntularına papuç bırakanlara.