CHP Çukurova İlçe Başkan Adayı Makine Mühendisi Haşmet Biçer,
ilçe başkanlığı dışında hiçbir makama aday olmayacağını, hedefinin
2014 yılında yapılacak yerel seçimlerde aday olacaklara sağlam zeminde
mücadele etmeleri için destek olacağını söyledi.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Çukurova İlçe Başkanlığı için adaylığını
açıklayan Haşmet Biçer, partililerinden büyük ilgi gördü. Çukurova
İlçe Binası’nda kalabalık partili grubuna adaylığıyla ilgili açıklama
yapan Biçer, “Bizim durağımız Mustafa Kemal’in devrimleriyle ayrılan
Türkiye Cumhuriyeti olacaktır.” dedi.

CHP Çukurova İlçe Binası’ndaki toplantının açılış konuşmasını CHP
Çukurova İlçe Örgütü’nü kongreye taşımak üzere Genel Merkez tarafından
atanan İlçe Başkanı Vahap Çolak gerçekleştirdi. Çolak, “Türkiye’ye,
partiye, geleceğimize inanmak zorundayız. Bu inancı coşkulu yaşamak
zorundayız. Bir coşkudan geliyoruz. Bu coşkuyu parti için duymak
zorundayız. Partinin tüm faaliyetleri için yaşama geçirmek zorundayız.
Yaşanan tartışmalar iç açıcı değil. Bir yerden başlamak ve farklı bir
anlayışla sorunu çözmek zorundayız.  Davranışlarımız inançlarımıza
uygun olmak zorunda. İnançlarımızı hayata geçirmeliyiz” şeklinde
konuştu.

Delegelerin ve partililerin yoğun ilgi gösterdiği adaylık açıklamasına
eşi Sultan Biçer ile katılan Haşmet Biçer, CHP’nin yıpratılmaya ve
kuşatılmaya çalışıldığı bir süreçten geçtiğini belirtti. CHP’li
delegelerin Çukurova’da geri çağırma hakkını kullandığını vurgulayan
Biçer, “Sosyal demokrat partilerde, geri çağırma hakkı kullanılır. Bu,
sosyal demokratların insanlığa bir armağanıdır. Hiç kimse seçim
kazandım garantisiyle sonuna kadar aynı koltukta oturacağını
düşünmemeli. Çukurova’daki delegeler geri çağırma hakkını
kullanmıştır. Kendilerini kutluyorum” dedi.

“İMZA VERENLER VERMEYENLER AYRIMI OLMAMALI”
Partinin 2014’te yapılacak yerel seçimlere odaklanması gereğine işaret
eden Biçer, şunları söyledi:
“Geldiğimiz noktada önümüzde yerel seçimler var. Önümüzdeki günlerde
partimizin yeniden düzenlenmesine dair bir kazanım olarak algılamak
lazım. Artık bu dönemde imza verenler, vermeyenler şeklinde bir ayrım
olmamalı, olamaz. Parti kendi içinde var olan kuşatmayı kırmaya dair
büyük bir dinamik gösterecektir. Mustafa Kemal’in benim için iki büyük
eserim vardır. Biri Türkiye Cumhuriyeti, diğeri Cumhuriyet Halk
Partisi’dir. Cumhuriyet, O’nu koruyacak yüksek seceli insanlar ister’
diyor. İşte ben Çukurova’daki arkadaşlarımın Mustafa Kemal’in işaret
ettiği yüksek seceli insanlar olarak görüyorum. CHP’yi, Mustafa
Kemal’in söylediği gibi ebediyen yaşatacağız. Yaşamda evrim var,
yaşamda demokrasi bir önceki iyi şeylerin üzerine yükselir. Türkiye’de
devrimler yapılan iyi şeylerin üzerinde yükselecektir. Türkiye, bir
kuşatma altında. Birtakım kurumlar ön kuşatmayı yaramıyor, kıramıyor.
Ama aynı anda CHP de bir kuşatma altında. Çünkü CHP, ele geçirilden
Türkiye’de hiçbir şeyin yapılamayacağına inanılıyor. CHP, ele
geçirilemez bir kaledir. CHP’yi kimse ele geçiremez. CHP’nin geçmişten
gelen bir devrimci ruhu var. Anadolu bir birlik yurdudur. Anadolu’da
soy sop aranmaz. Hiçbir ulusun, hiçbir kültürün, hiçbir insanın diğer
bir insana göre üstünlüğü yoktur. Bu dönemde partimizi zorda bırakacak
kuşatmalara dikkat etmek gerekiyor. Anadolu, kendi içinde soyludur.
Nazım Hikmet, soy, sop, hatır mezhep ben bu işte yokum. Ben bir
kavganın altın neferiyim’ diyor.  Biz de bir kavganın altın neferi
olacağız.

“PROJELER VE KURUL ÖNERİLERİMİZ HAZIR”
Çağımız bilgi çağı. Biz bilgiyi kendimiz edinmedikçe, bilgi dışarıdan
geldikçe bir kirlilik oluşuyor. Emperyalizm şu anda bilgiyi
kirletiyor. Amerika’da birtakım düşünce kuruluşları, bize, Anadolu
halkına, Anadolu insanına mümkün olmayan fikirler yayıyor. Bizler,
halkın çocuklarının kurullarında üretilen fikirleri halkın yararına
kullanmak zorundayız. Aylardan, yıllardan beri bilgi yaymadan yana
kurullar öneriyoruz. Belediyemiz buna zemin hazırlayabilir. Bu
projeler önümüzdeki günlerde mutlaka hayata geçirilmeli. Birlik ve
Kooperatifçilik Enstitüsü, Bilim ve Teknolojik Araştırmalar Enstitüsü,
Çevre ve Halk Sağlığı Enstitüsü gibi çağdaş anlamda bilgi alınabilen,
eğiten enstitüler öneriyoruz. Ben bir tanesinin adını birçok
arkadaşıma önerdim. Kabul edilirse bunu yapalım. Sağolsun belediyemiz
Akın Özdemir ve Elektrik Mühendisleri Parkı’nı açtı. Bu parka Birlik
ve Kooperatifçilik Enstitüsü kurulmasını öneriyorum. Adını da Nedim
Tarhan Birlik ve Kooperatifçilik Enstitüsü koyalım. Dostlarımızı,
yoldaşlarımızı unutmayalım. Her şeyi bir geçmiş soyluluk temelinde
inşa etmeliyiz. Partimiz çağdaş boyutlarda sosyal demokrasiyi
sindirmesi gereken bir partidir. Son kurultayımız buna uygundur. Genel
Başkanımız buna uygundur. Sayın Kemal Kılıçdaroğlu bu konuda büyük
emekler vermektedir. Kendisini kutluyorum. Bu partinin en önemli
özelliklerinden biri de katılımcılık, çoğulculuk olmalıdır.
Projelerimizden bir tanesi de toplumu güçlendirme projesi olmalıdır.
Yönetim bir koordinasyon görevi görmelidir. Partimizi güçlü ve sağlam
zeminlere oturtmak zorundayız. Hiçbir yere aday değilim. Türkiye ve
partimiz büyük bir kuşatma altında. Ben yalnızca bu kuşatmanın
kırılması için bir nefer olmaya adayım. Aday olarak ortaya koyacağım
bir yakınım yok. Bu sağlam zeminde sağlam mücadele edecek
arkadaşlarıma destek olmaya hazırım.
Bizim durağımız Mustafa Kemal’in devrimleriyle ayrılan Türkiye
Cumhuriyeti olacaktır.”