Fransa Parlamentosu tarafından kabul edilen sözde ‘Ermeni Soykırımı’ yasa tasarını değerlendiren Ömer Çelik, “Fransa gibi büyük bir devletin, hukuk ve devrimci geleneği olan modern değerleri destekleyen bir devletin, tek bir devlet başkanının sürüklemesiyle kendi değerlerine ve Avrupa değerlerine gölge düşürecek bu noktaya gelmiş olması çok düşündürücü bir mesele. Burada tabi Avrupa birliği kurumlarının bu süreci engelleyecek mekanizmasının olmaması da Avrupa birliğinin geleceği açısından da hepimizin düşünmesi gereken bir mesele. Örneğin bakın geçenlerde Macaristan Başbakanı yargı bağımsızlığını merkez bankasının özerkliğini medya bağımsızlığını tehlikeye atan bazı girişimlerde bulundu Avrupa birliği yardımları kesmekten tutunda başka mekanizmalarına kadar devreye girdirerek bu süreci durdurdu. Macaristan Başbakanı yargı bağımsızlığı ve merkez bankasının özerkliği konusunda attığı adımlardan vazgeçmek zorunda kaldı. Bunu yapabilen Avrupa Birliği bu krizden çok daha kriz olan Avrupa değerlerini doğrudan etkileyen Sarkozy’nin attığı bu adım karşısında hiçbir engelleyici mekanizma ortaya koyamıyor. Yada herhangi kritik değerlendirme ortaya koyamıyor. Bu şunu gösteriyor bize; Avrupa’da bir lider çıkabilir. Bu Avrupa Birliğinin büyük bir ülkesinin lideriyse bütün Avrupa değerlerini, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin ifade hürriyeti ile ilgili değerlerini ayaklar altına alabilecek bir karar alabilir. Çok küçük bir senato ve milletvekili grubuyla bunu yürürlüğe sokabilir.” dedi.

 

ÇELİK, “AB KENDİ İÇİNE KAPANDI”

Avrupa Birliği’nin artık kendi içine kapandığı ifade eden Ömer Çelik, “AB, değerler temelinde küresel dünyaya vizyon veren, değerler temelinde küresel meselelere bakan bir birlik olmaktan çıktı. Türkiye gibi bir mesele onlara dışarlıklı bir mesele gibi geliyor ama aslında dışarlıklı bir mesele değil. Doğrudan bu mesele Avrupa Birliği’nin değerlerinin tam gövdesine zarar veren bir mesele… Yani Sarkozy diye bir lider çıkıyor müthiş bir vizyonsuzlukla Fransız ihtilalinin değerlerine Avrupa’nın değerlerine Avrupa İnsan Hakları sözleşmesinin ifade hürriyeti ile ilgili temel değerleri ayaklar altına alacak 46 senatörle bir karar alıyor. Çoğu vekaletle oy kullanan insanlar arasında bu karar yoluna devam ediyor. Bu düşünülmesi gereken bir mesele. Avrupa Birliği kuralları bir grup tarafından bu derece meydan okunacak şekilde zarar görebilmesi, buna karşıda Avrupa birliği karar mekanizmasının engelleyici bir rolünün olmaması düşünülmesi gereken bir mesele. Buna karşı 77 senatör 65 meclis üyesi süreci oranın anayasa mahkemesine götürecek bir adım attılar. Burada temel olan nedir, Fransa’nın saygın hukukçuları Avrupa’nın saygın hukukçuları şunu söylüyorlar, bu mesele herhangi bir konuda soykırım vardır yada yoktur demenin bir müeyyideye bağlanması ifade hürriyetine, Fransa anayasasına ve Avrupa’yı Avrupa yapan temel değerlere aykırı bir meseledir diyor. Burada çok boyutlu meseleler ortaya çıktığı için biz bu sürecin altını çiziyoruz. Bunlardan birincisi burada herkes biliyor ki seçim sürecinde Sarkozy Fransa’daki Ermenilerin oylarını almak üzere adını somut koymasa da bunu gündeme getiriyor. Burada hem Türk halkına hem Ermeni halkına karşı provakatif bir tavır içerisine giriyor. Fransa’da da Ermeni diasporasının dikkat etmesi gereken budur. Fransız parlamentosunun aldığı bir kararla iki ülke arasındaki tarihsel olay hakkında karar verilirse bu durumda Türkler ve Ermeniler bu olayı tarihsel dinamikleri ve tarihsel gerçekliği içinde yüz yüze konuşma imkanından mahrum kalırlar.”

 

ÇELİK, “YAPTIRIMLAR KALICI OLACAK”

Fransa’ya yaptırımlar geçici olmayacağını ve kalıcı olacağı konusunda kararlı olduklarını belirten Çelik, “ipucu veremem. Hükümetin net bir eylem planı var. Yalnız şunu söyleyebilirim B aşamasında da C aşamasında da yaptırımlar uygulanacağı konusunda net bir karar verilmiş durumda. Ama Fransız tarafının dikkat etmesi gereken şey şu, bu yaptırımlar geçici yaptırımlar olmayacaktır. Kalıcı yaptırımlar olacaktır. Çünkü biz bunu müttefiklik ilişkisi bakımından da Fransız ilişkilerinin verimliliği bakımından da Fransa’nın kendini içine düşürdüğü bu durumu Türkiye’ye dönük bu tavrını yakışıksız buluyoruz.” dedi.

 

ÇELİK: “SURİYE KATLİAM ŞEBEKESİ İLE YÖNETİLİYOR”

Rusya’nın Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad yönetimi ile Suriye Muhaliflerin Moskova’da bir araya getirme girişimi olduğunu hatırlatan Ömer Çelik, “Eğer Rusya bu girişimi olayların başladığı zaman yapsaydı o zaman bunun faydası olabilirdi. Zaten muhalifler kendilerine böyle bir teklif gelmediğini gelse de bunu kabul etmeyeceklerini söylediler. Suriye’nin başında artık diktatör denilebilecek bir yönetim bile kalmamıştır. Suriye’nin başında bir katliam yönetimi vardır. Esad bu katliam yönetimini bizzat yönetmekle sorumlu. Her gün onlarca insan öldürülüyor. Oradan gelen haberler hiçbir vicdanın kaldırılamayacağı türden haberler. Beşar Esad babası Hafız Esad’la katliam skoru bakımından yarışan bir duruma geldi.” diye konuştu.

 

ÇELİK: “MALİKİ IRAK İÇİN SORUN HALİNE GELDİ”

Irak’ta bozuk bir tablo olduğuna dikkat çeken Ömer Çelik, “Biz tüm etnik gruplara eşit mesafede duruyoruz. Ama Maliki ABD’nin Irak’tan çekilmesinin ardından Amerika’ya gezi yaptı ve Amerika’ya Türkiye’yi Irak’ın iç işine karıştığı için şikayet etti. Aynı zamanda bu ifadesinin içinde Irak’ın egemenliği pekişmiştir diyor. Amerika’ya yaptığı geziyi Irak’ın egemenliğin pekişmesi olarak algılayan birisi Başbakanımız Irak’ın egemenliğine dönük çabalarını Irak’ın iç işlerine karşı karışmak olarak değerlendiriyor. “ dedi.

 

ÇELİK, “BİZ GERÇEĞİN PEŞİNDEYİZ”

Son olarak Şırnak’ın Uludere ilçesinde yaşanan olayları değerlendiren Ömer Çelik, “Bizim dönemimizde hiç bir şey gizil kalmaz. Süreç hala devam ediyor. Biz sadece gerçeğin peşindeyiz. O gerçeğin gereğini yerine getirmek üzerene ne kadar hızlı ve etkin hareket ettiğimizi halkımız çok iyi biliyor. Dolayısıyla Uludere meselesinde söyleyeceğim şey şudur, BDP şunu demiş, öteki yazar şunu demiş bunların hiç biri bizi ilgilendirmez. Biz gerçeğin peşindeyiz Gerçek net bir şekilde ortaya çıktığı zaman bunu kamuoyuna paylaşırız.” diye konuştu.