Türkiye'nin ancak her alanda üretim odaklı bir ekonomi modeliyle kalkınacağına dikkat çeken Ayhan Barut, "Tarımsal üretim ve üretici desteklenmeli, ihracata ağırlık verilmeli ve ithalata dayalı tarım politikalarından uzaklaşmalıdır" dedi. 

MECLİS KÜRSÜSÜNDE "HER ŞEY ÇOK GÜZEL OLACAK" DEDİ

CHP Adana Milletvekili Ayhan Barut, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde (TBMM) ihraç edilen tarım ürünlerinin iade edilmesiyle ilgili soruna ilişkin İYİ Parti tarafından sunulan Meclis Araştırması önergesi üzerine CHP Grubu adına konuşma yaptı. Üreticiler, ihracatçılar ve ülke ekonomisine büyük zarar veren soruna karşı çözüm önerilerini paylaşan Barut, ilk olarak, "İstanbul'da sandığa yansıyan halk iradesine YSK eliyle darbe vurulmasını, demokrasi ve hukukun ayaklar altına alınmasını kınıyoruz. 23 Haziran'da halkımız bu hak gaspına tekrar 'dur' diyecektir. İnanıyoruz ki memleketimizde her şey çok güzel olacak" diye konuştu. 

"MALİYETLER DÜŞÜRÜLSÜN, ÜRETİCİ VE İHRACAT DESTEKLENSİN"

Ekonomik ve siyasi krizle birlikte tarımsal üretim maliyetlerinin sürekli yükseldiğini belirten Ayhan Barut, "Ama ne hikmetse çiftçinin ürünü para etmiyor. Çiftçi ürettiğinden kazanamıyor, tüketicilerimiz ise ne yazık ki ucuz ürün bulamıyor. Sorunların çözümü için acilen maliyetlerin düşürülmesi, üretim ve üretenin desteklenmesi gerekiyor. Üretimin artması ve üretcinin kazanması için en önemli yollardan biri de tarımsal ürün ihracatına ağırlık verilmesidir" şeklinde konuştu.

"ÇİFTÇİ MAĞDUR OLUYOR, EKONOMİ ZARAR GÖRÜYOR"

Son yıllarda ihraç edilen bazı tarımsal ürünlerin gümrük kapılarından geri gönderildiğini anımsatan Ayhan Barut, şöyle devam etti:

"Rusya ve Ukrayna ile çeşitli Avrupa ülkeleri, ihraç ettiğimiz domates, narenciye ve çilek gibi tarım ürünlerimizi zirai ilaç kalıntısı, tarım haşeresi ve çeşitli siyasi sebeplerle geri çeviriyor. Zirai ilaç kullanılırsa ilaç kalıntısı çıktığı söyleniyor. İlaç kullanılmayınca da haşere bahane ediliyor. Narenciyede Akdeniz Meyve Sineği zararlısı, domateste güve, çilekte tripsi gerekçe gösterilerek, laboratuvar incelemelerinde ilaç kalıntısı bulunarak veya ülkemizin siyasi ilişkileriyle bağlantılı siyasal gerekçelerle ürünlerimiz geri gönderiliyor ama olan çiftçiye ve iharacatçıya oluyor. Çiftçimiz mağdur olurken, ülke ekonomisi büyük zarar görüyor."

TARIM BAKANLIĞINI GÖREVE ÇAĞIRDI

Türkiye'de Avrupa Birliği'nin (AB) zirai mücadelede yasak listesine koyduğu ilaçların hemen yasaklandığını ama onların kullandığı ilaçların ise kullanılamadığını aktaran Barut, şunları kaydetti:

"Örneğin aynı iklim koşullarına sahip olduğumuz İspanya'nın kullandığı ilaçları kullanamıyoruz. Kullanmak istenildiğinde bir çözüm üretilmiyor. Tarımsal üretimin sürdürülebilirliği ve güvenliği açısından, gerek biyolojik gerekse zirai mücadele yöntemlerinin etkin biçimde  uygulanması gerekiyor. Her yerde yetkin ziraat mühendisinin istihdam edilmesi gerekiyor. Tarım alanlarımızı ve çevreyi koruyup gözetirken diğer yandan da tarımsal üretim ve üreticinin zarar görmemesi için bu uygulamaların hızla yaşama geçirilmesi gerekiyor. Bu görev Tarım ve Orman Bakanlığı'na düşüyor. Tarımsal Araştırmalar Genel Müdürlüğü'nün çevre, tarım ve insan sağlığını gözeterek, güvenli alternatif çözümler üreterek bütün yeni uygulamalara girişmesi, zirai ilaçların ruhsat ve dozlarının güncellenmesi gerekiyor." 

"ÜRETİM ODAKLI EKONOMİ MODELİ İLE KALKINIRIZ"

Türkiye'nin her alanda ancak üretim odaklı bir ekonomi modeliyle kalkınacağını ve sorunların çözüleceğini bildiren Ayhan Barut, şöyle konuştu:

"Tarımsal üretimi, çiftçiyi ve ihracatı desteklemek yerine soğandan patatese, ayçiçeğinden domatese, buğdaydan mısıra, pamuktan samana, etten süte kadar sıfır gümrük vergileriyle tarımsal ürün ithal ediliyor. Türkiye ne yazık ki tarımda net ithalatçı bir ülke, yani ithalat cenneti haline geldi. İhraç edilen ürünler nedeniyle mağdur edilen çiftçimiz ve zarar gören ekonomimiz, ithalata dayalı tarım politikaları nedeniyle yine mağdurdur. Geçtiğimiz günlerde Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle sıfır gümrükle 100 bin ton ayçiçeği ithalatı yapılacağı açıklandı. Özellikle hasat zamanı ithalat yapılarak üreticimize darbe vurularak adeta çiftçi tarımdan uzaklaştırılmaktadır. Unutulmasın ki Türkiye ancak üretim odaklı bir ekonomi modeli ile kalkınabilir. İnsanımızın huzur ve refahı, üreticinin yüzünün gülmesi için siyasi ayrım gözetmeden el birliğiyle çalışmalıyız."