Koalisyon ve erken seçim sürecini değerlendiren Seyfettin Yılmaz, MHP'de 'Önce ülkem ve milletim, sonra partim ve ben' anlayışının hakim olduğunu, partisinin ne koalisyondan kaçtığını, ne de iktidardan korktuğunu vurguladı.
7 Haziran'ı takip eden günlerde partisinin koalisyon ilkelerini ilan ettiğini ve bundan taviz vermediğini kaydeden Yılmaz, "MHP, muhtemel bir koalisyon çatısının kurulabilmesi için beklenti ve aradığı uzlaşma zeminini en başta ortaya koymuştur. Partimiz, Anayasa'nın ilk dört maddesine sahip çıkma noktasında büyük hassasiyet göstermiştir. Milliyetçi Hareket; ihanet sürecinin bitmesini, hırsızların rüşvetçilerin yakasına yapışıp, 17-25 Aralık'ın hesabının sorulmasını, Cumhurbaşkanı'nın Anayasa'yı ihlal etmemesini, parlamenter demokrasi ve kuvvetler ayrımının korunmasını istemiştir. Ne var ki, AKP, MHP'nin bu ilkelerini konuşmayı bile denememiştir. Bu nedenlerle koalisyona hayır denilmiştir." diye konuştu.
TERÖR, GERİLİM, KUTUPLAŞMA ÜLKEMİZE ÇÖREKLENDİ
Gelinen süreçte terör, gerilim ve kutuplaşmanın AKP'nin arzu ettiği bahaneler zinciri olarak Türkiye'nin üzerine çöreklendiğini kaydeden Yılmaz, "Varılan noktada bir krizle takviye edilmiş çözümsüzlük halinin sözde kurtarıcısı Recep Tayyip Erdoğan'mış gibi gösterilmeye çalışılmaktadır. Sistem inkarı ve potansiyel başkanlık propagandasını tekrar yeşertme uğraşı verildiğini görmekteyiz. Ancak, tüm kalbimle inanıyorum ki, aziz Türk milleti, 1 Kasım'da AKP'yi bir kenara çekecektir. 7 Haziran sonrasının cepheleşme ve anlaşmazlığının bedelini bunlara ödetecektir" dedi.