Sendikalaşmayı tümden desteklemek gerektiğini kaydeden Karalar, “Bizim sendikalar arasında seçtiğimiz DİSK’tir ama bir başka sendikayı da seçebilir insanlar. Bir ülkede ne kadar güçlü sendikalaşma yapısı oluşursa, o ülkedeki demokratikleşme olasılığı o oranda yükselir. Genel olarak hakim sınıf, yöneticiler karşısında direnç noktası istemez. Direnç noktası demek, kendi arzuladığı sistemi kuramaması, aklına gelen her şeyi yapamaması anlamına gelir. Dünya’da ve Türkiye’de işçi örgütlerinden başlayarak, bütün örgütlere karşı bir tasfiye, yok etme, zayıflatma, direnç kırma politikaları başladı. 1980’lerde başlayan bir süreç bu. Bu günlerde başarıya ulaştıkları da söylenebilir. 1980’den önceki güçlü işçi örgütleri, sendikal hareketler varken hükümetlerin akıllarına estikleri gibi hareket etmeleri söz konusu muydu?” dedi.

ÇALIŞANLAR AÇISINDAN ESARET GÜNLERİ YAŞANIYOR

Günümüzde çalışma hayatının, esaret hayatına dönüştüğünü vurgulayan Karalar şöyle konuştu: “Bugün çalışma şartları çok kötü. Türkiye’de sosyal demokrasi güçlüyken, sendikalar güçlüyken, örgütlenme güçlüyken kimse çalışanın emeğini 1 saat fazladan alamazdı. Şimdi bir çok büyük bir kuruluşta dahi, iş ne zaman biterse o zaman eve gidebiliyor mühendisler, işçiler. Yıllarca bedel ödeyerek, can pahasına edindiğimiz hakları elimizden birer birer aldılar. Çalışanlar açısından esaret günleri yaşanıyor. Biz örgütlü bir toplumdan yanayız. 1980’de başlayan ve bugünkü hükümette ağırlaşan müthiş bir taşeronlaşma hadisesi var. Sadece devlette 2 milyon taşeron var. Özel sektörde de milyonlar taşeron olarak ve kayıt dışı çalışıyor. Belediyelerde de benzer bir taşeron sorunu var.”

PARLAK SENDİKAL ÖRGÜTLENME GEÇMİŞİ

DİSK’in kendisi için her zaman farklı olduğunu ifade eden Karalar, “1991’de Çukobirlik’te iplik dokuma fabrikası müdürüyken fabrikayı sendikalaşma açısından nasıl örgütlediğimi bilenler vardır. Karşıt görüşlü bir sendikanın elindeydi sendikal yapı o zaman ve ben noteri işletmeye getirip 1 hafta içinde 3 bin 300 personelden 2 bin 500’ünü DİSK’e kaydettim. O hareket MENSA’yı da, BOSSA’yı da çözdü ve Türkiye genelinde ciddi bir etki yaptı. Sendikacı arkadaşlarım beni kendilerinden hiçbir zaman ayırt etmemişlerdir ve ben de bunu her zaman onurla söylüyorum” diye konuştu.

SENDİKACI VE EMEKÇİLERDEN YOĞUN DESTEK ALDIM

CHP il başkanlığı yaptığı dönemde kendisine en büyük desteği verenler arasında sendikacı ve emekçi arkadaşları bulunduğunu belirten Karalar sözlerini şöyle sürdürdü: “Türkiye’de bir ilk olan ‘İşsizlik Kader Değildir Mitingi’ de dahil çok sayıda önemli miting gerçekleştirdik ve DİSK istediğimiz desteği bize her zaman verdi Bunun için çok teşekkür ediyorum.”

PARTİ İÇİ BARIŞ-VAAT DEĞİL İCRAAT

 

Şimdi Seyhan Belediye Başkan Aday Adayı olduğunu söyleyen Karalar, “2 temel sloganımız var. İç çekişmelerden partimiz çok çektiği ve bu durum dışarıdan hoş karşılanmadığı için ‘Parti içi barış” sloganıyla yola çıktık. İkinci olarak da; genelde siyasetçi seçim öncesinde halka giden, seçim arifesinde çalışan, kaldırımı söküp takmayı belediyecilik anlayışı sayan mantaliteye sahip. Bu anlayışı reddediyoruz. 5 yıl boyunca çalışan, yolsuzluklara asla göz yummayan bir anlayışı getirmek istiyoruz. Söylediklerini yapan bir kişi olarak bilindiğim için ‘Vaat değil icraat’ bir diğer sloganımız. Bununla ilgili çok sayıda projemiz var.

Seyhan’ın önemli bir bölümü uzun süredir ihmal ediliyor, hizmet alamıyor. Yaşam alanı olarak adlandırılamayacak mahalleler var Seyhan’da. Çalışanın da, işçinin de, emeklinin de, engellinin de, yaşlının da, kadının da mutlu olduğu bir kent yaratmak istiyoruz. İnsanları ve kenti bir bütün olarak düşünmek gerekiyor” dedi. 

KARALAR VERDİĞİ SÖZÜ TUTAR

DİSK Bölge Temsilcisi Genel İş 2 Nolu Şube Başkanı Kemal Arslan da, ziyaretten duyduğu memnuniyeti dile getirdi ve Zeydan Karalar’ın seçilmesi halinde sözlerini yerine getirecek yapıda bir insan ve siyasetçi olduğundan hiç şüphe duymadığını vurguladı.