VURAL KÖSE / GÜNAYDIN ADANA GAZETESİ

Ortaokulda ödülü “silgi” olan yarışmaya katılarak atletizmle tanıştıktan sonra sporla yaşamını adeta özdeşleştiren Atletizm Federasyonu Adana İl Temsilcisi Abdulkadir Uğur, dünyanın en büyük spor etkinliği olarak kabul edilen olimpiyat oyunlarının atletizm üzerine kurulu olduğunu ancak Türkiye’de atletizm branşlarına yeteri kadar ilginin gösterilmediğini söyledi. Olimpiyat oyunlarında başarının sportif anlamda büyük bir prestij olduğunun altını çizen Uğur, atletizmin gelişmesi için okullara el atılması gerektiğini kaydetti.

YEREL YÖNETİMLERE ÇAĞRI

Yetenekli sporcuların çocukluktan itibaren bulunup yetiştirilmesinin büyük bir önem taşıdığını dile getiren Uğur, yetenekli sporcuların başta ulaşım ve malzeme olmak üzere ihtiyaçlarının karşılanması konusunda yerel yönetimlerin harekete geçmesinin önem taşıdığını bildirdi. Yerel yönetimlere atletizm kulüpleri açmaları ya da var olan kulüplere atletizm branşı eklenmesi yönünde çağrıda bulunan Uğur, Türkiye’de sporun meslek haline getirilmesiyle spor dallarının gelişebileceğini söyledi.

ÇOCUK GELECEK KAYGISI YAŞAMAMALI

Yetenekli çocukların gelecek kaygısı yaşamamasının önemine vurgu yapan Atletizm Federasyonu İl Temsilcisi Abdulkadir Uğur, “Spor yetenekli çocukların işi olmalı. ‘İleride ben burayı bitirdiğimde açıkta kalmayacağım, aç kalmayacağım, sakat kalmayacağım, benim işim de aşım da hazır’ diyebilmeliler. Ancak şu anda durum tam tersi. Yetenekli çocuğu bulup getiriyoruz derslerini aksatır ve bir de sakatlık geçirirse spor hayatı bitiyor. Böyle olmamalı.

Bizim yetenekli bir çocukların geleceğini her türlü garanti altına almamız lazım” dedi.

 

Atletizm İl Temsilcisi Abdulkadir Uğur ve Atletizm Bölge Antrenörü Ali Atakişi ile atletizmin sorunlarını konuştuk.

 

Atletizmle nasıl tanıştınız?

Atletizmle 1968 yılında ortaokul ikinci sınıftayken tanıştım. Bir silgi sayesinde atletizmle bugüne kadar geldim. Ödülü silgi olan bir yarışmaya katıldım. O günden bu yana atletizmle iç içeyim. Seçmelerde okul takımına girdim. Oradan bölge takımına, derken milli takıma kadar… Sonrasında da beden eğitimi öğretmeni oldum. Ve şu anda da beden eğitimi öğretmeni olarak çalışıyorum. Aynı zamanda atletizm il temsilciği görevini de yapıyorum.  

 

Ülke olarak atletizmde geride bir ülkeyiz. Futbol ya da basketbol gibi popüler bir spor dalı değil. Bunu neye bağlıyorsunuz?

Sadece ülkemizde değil dünyanın her tarafından durum aynı. Birinci sırada futbol geliyor, ABD gibi bazı ülkelerde de basketbol. Oysa olimpiyatların anası atletizmdir. Bunun için federasyon ve Milli Eğitim Bakanlığı olarak bizim okullara el atmamız gerekiyor.

 

Gençleri atletizme özendirmek için ne yapmak gerekir?

Yatırım yapacaksınız.

 

Yatırımdan kastettiğiniz nedir?

Mesela çocuğun malzemesini, gidiş, geliş ücretini vereceksiniz.

 

Önemli mi bunlar?

Tabi ki… Örneğin çocuk buraya Havuzlubahçe’den geliyor ve günde 4 dolmuş değiştiriyor ama zaten ailesi ya işsiz ya da asgari ücretle çalışıyor. Bu nedenle bazı arkadaşlarımız çocuk çok yetenekliyse bu masrafları kendi ceplerinden karşılıyorlar. Büyükşehir Belediye Başkanı’mız Sayın Hüseyin Sözlü, başarılı sporculara birer tane paso verse bu anlamda çok büyük bir hizmet vermiş olur.

 

Paso verilebilecek başarılı çocuk sayısı çok mu?

Bunun sayısı 120’yi geçmez. Belediyeye maliyeti de bir şey tutmaz. Malzeme sıkıntısı için de beş büyük belediyemizin her biri 50’şer tane forma yaptırsa 250 tane forma yapar. Bunlar büyük paralar değil belediyeler için.

 

Önceki sorumuzun yanıtı yarım kaldı. Atletizm neden futbol ya da basketbol gibi ilgi gören, popüler bir spor değil?

Öncelikle bu parasal bir konu. Bir futbolcu milyonların içinden çıkıyor. Elinizdeki herkesi futbola alabiliyorsunuz. Çağırdığınızda geliyor. Haftada üç gün idman yapıyorlar ama atletizmde her gün gelmek zorunda. Ayrıca futbol artık bir endüstri haline geldi.Çok farklı alanlarda gelirleri var. Bizim böyle bir şeyimiz yok. Zaten federasyonumuz da maddi açıdan bağımsız değil. Genel müdürlüğün verdiği bütçelerle bu işleri yürütmeye çalışıyor… Kentin büyükleri el atsalar, sponsor olup destek verseler o zaman neden başarılı sporcular çıkmasın ki? Avrupa şampiyonu da olimpiyat şampiyonu da çıkar ama bunu çocukken alıp yetiştireceksiniz sporcuyu. Spora başladığım yıllarda inşaata gidiyordum, inşaattan çıkıp antrenman yapıyordum. Kuru fasulye, pilavla, soğan, sarımsakla besleniyordum. Sporcunun iyi beslenmesi gerekiyor. Çünkü her gün iki saat antrenman yapıyor burada. Kolay değil. En az beş bin kaloriye ihtiyacı var çocuğun. Nereden karşılayacak? Zaten çocuğun buraya gelip gitmesi için veliyi zor ikna ediyoruz.

 

Aileler de önyargı var mı?

Tabi ki. Yetenekli çocuğu buluyorsunuz ama veli karşı çıkıyor. “Çocuk dersaneye gidiyor, oraya buraya gidiyor” diyor ya da çocuk derslerinde çok başarılı olmayabiliyor. Biz de diyoruz ki “Zeki insanlardan sporcu olur.” Çünkü gösterdiğimi anlayıp kavrayabilmeli. Biz çocukları dersleri konusunda da yola getirmeye çalışıyoruz. Önüne set koyuyoruz. “Sen derslerinde başarılı olmazsan buraya gelmeyeceksin. Önce dersini çalışacaksın sonra buraya geleceksin. İkisini beraber yürüteceksin” diyoruz. Buna da önayak oluyoruz. Çocuk dersine çalışıyor, özgüveni geliyor.

 

Atletizm branşları arasında en fazla ilgiyi hangisi görüyor?

Kısa mesafeler. 100 ve 200 metre.

 

Adana’da atletizm konusunda ne durumdayız?

Şu anda çok iyi durumdayız. Geçen sene Anadolu Yıldızlar Ligini yarım puanla kaçırdık. Aynı dereceyi iki tane sporcu koştu ama yarım puanla İzmir birinci biz ikinci olduk. Bu sene de 16 yaş altı Türkiye Şampiyonu oluruz diye uğraşıyoruz. Çocuklar yeni yeni gelişiyorlar.

 

Olimpiyatlara gidebilecek sporcumuz var mı?

Bir aksilik çıkmaz, bir sakatlık olmazsa 2020 olimpiyatlarında yarışabilecek kapasitede 2-3 sporcumuz var. Uzun ve yüksek atlamada bir de 100 metrede. Bunlar 2000 doğumlu sporcularımız.

 

Lisanslı sporcu sayımız nedir?

Aktif 253 lisanslı sporcumuz var. 2 milyon nüfusu olan bir kentte bu sayı çok az. Gençlerin teşvik edilmesi gerek.

 

Okullarda bu yönde bir çalışma yapılmıyor mu?

Okul Spor Kulübü Yönetmeliği’nde yapılan değişiklik spora büyük bir darbe oldu.

 

Nasıl bir değişiklik yapıldı ?

Beden eğitimi öğretmenleri yılda bir kez devlet memuru katsayısının 50 katı kadar aidat toplayabiliyordu. Bu da 5-10 TL gibi bir rakama denk geliyordu. Bu parayla beden eğitimi dersine giren çocukların malzemesini karşılıyordu. Takım çıkarıyordu, maçlara götürüp getiriyordu. Bu kalkınca beden eğitimi öğretmenleri ders yapacak malzeme bulamaz hale geldi. Malzeme aldığını düşünsek bile örneğin Çukurova’dan Sarıçam’daki Asım Savaş Spor Salonu’na takım götürüp getirmeye kalksa bir servisin gidiş gelişi 100 TL’den aşağı değil. 5 maç gelse 500 TL tutar. Öğretmen nereden getirecek bu parayı? Her türlü olimpiyatları düzenleyeceğiz diyoruz diğer taraftan da böyle bir uygulama yapılıyor. Birbuçuk yıldır beden eğitimi öğretmenleri için büyük bir sıkıntı bu. Sadece atletizmi değil Türk sporunu geriye götürecek bir sistem. Bu durumun düzeltilmesi ve sporun teşvik edilmesi lazım.

 

Atletizmin başka ne sorunları var?

Madalya kazananların sayısı çoğaldıkça, insanlar TV ekranlarında canlı yayında gördükçe talep artıyor. 10 yılda bir tane sporcu çıkıyor madalya alıyoruz. Bana göre 100 tane yetenekli sporcuyu bulduysak bunların hiçbir maddi kaygısı, gelecek kaygısı olmamalı. Bu çocukların işi bu olacak. Yani çocuk “İleride ben burayı bitirdiğimde açıkta kalmayacağım, aç kalmayacağım, sakat kalmayacağım, benim işim de aşım da hazır” diyecek. Kafasını o işe yoracak. Biz öyle yapmıyoruz. Bizimkiler öyle tesadüfen… Okulda seçme yapıyoruz, getiriyoruz çocuğu çok yetenekli… Derslerini aksatıyor bir de sakatlık geçiriyor çocuk ondan sonra bitiyor ama öyle olmamalı. Biz yetenekli bir çocuksa onun geleceğini her türlü garanti altına almamız lazım… Sadece atletizm değil diğer spor dallarında da varsa yetenekli sporcularımız korumamız lazım.

 

Sporun meslek haline getirilmesi mi gerekiyor?

Evet. Spor hobi değil bir yaşam tarzı, bir meslek olmalı. Avrupa’da bir meslek olarak görülüyor. Yıllar önce 1970’li yıllarda yurtdışına çıktığımızda orada soruyorduk: Adam fabrikadan 4 saat antrenman izni alıyordu. Burada hangi fabrikadan 4 saat antrenman izni alabilirsiniz? Mümkün değil. Mesela Çin demiş ki “Ben masa tenisinde dünya şampiyonu olacağım.” Her köye masa tenisi götürmüşler. Oynatmışlar, öğretmişler, şampiyon seçmişler, köyler arası turnuva yapmışlar, oradan kasabalar arası, iller arası turnuvalar düzenlemişler… Buradan dünya şampiyonu çıkmaz mı? Tabii ki çıkacak.

 

Türkiye’de atletizme yatırım yapılıyor mu?

Yeni yeni yatırım var. Federasyon da çaba harcıyor. Adana İl Gençlik Hizmetleri ve Spor İl Müdürü Fazlı Bayram Hadi de bize her türlü desteği veriyor. Bu destekler sayesinde bugün bir yerlere geldik. Sayın Hadi’ye destekleri için teşekkür ediyoruz. Mesela Küçükler Kros Ligi var. 1997’den sonra doğanlar arasında üç ayak üzerinden yapılıyor. En iyi puanı alan takımlar Kuşadası’nda finalde yarışacak. Amaç yetenekli sporcuları görüp tespit etmek ama burada tespit ettikten sonrası önemli. Esas sorun orada başlıyor. Çünkü çocuk geliyor buraya yoruluyor. Okuldan aç gelmiş, antrenman yaptırsan bir türlü yaptırmasan bir türlü ama federasyon, bakanlık ya da devlet bu işe el atsa, spor mesleği olsa çocuk rahat edecek.

 

Adana’da en başarılı olduğumuz atletizm branşı hangisi?

Daha çok teknik branşlarda başarılıyız. Orta mesafe dediğimiz 400-800-1500 metrelerde eksiğimiz var. Buralara ağırlık verip bu branşlarda sporcu yetiştirelim diye çabalıyoruz. Çünkü dışarı çıktığımızda sıfır ya da bir puanla dönmek sorun oluyor. Oraya yönelik çalışmalarımızı yapıyoruz inşallah orada da başarılı oluruz.

 

Yerel yönetimlerin ilgisi nasıl, katkı veriyorlar mı?

Tüm belediyelerin bu işe gönül koymaları lazım. Mesela Büyükşehir Belediyesi adına bir yarışma düzenleriz. Belediye Başkanı Hüseyin Sözlü de gelir ödüllerini takdim eder ya da malzeme armağan eder. Hem çocuklar mutlu olur hem de adlarına yarış düzenlemiş oluruz. Belediyeler için bir sosyal faaliyet olur. Tüm belediye başkanlarına çağrımız bu.

Destek olsunlar. Kulüp kursunlar, var olan kulüplerinin atletizm şubesini açsınlar. Biz antrenör arkadaşlarla onlara sporcu yönlendiririz. Yeter ki bu işe gönül koysunlar. Biz onlara destek oluruz.

 

Teşekkür ederiz verdiğiniz bilgiler için.

Ben teşekkür ederim.