Herkes güzel Adana'nın sanat, edebiyat, tarih, sanayi, tarım ve ticari geçmişiyle ilgili olumlu cümleler kurar ve o günleri özlemle anlar. Yaşı biraz ileride olanlar (alınmaca yok), kentin artık geçmişte kalan güzelliklerini sadece kendilerinin yaşayabildiğini belirtip gururla anlatır. Yeni yetmeler ise derin bir ah çekip geçmişi yaşamadıkları için keyifsizlenir.
Herkes bilir ki, kamu yatırımlarında (diğer illere göre) Adana çok geridedir. Akıbeti sürekli tartışılsa da 'Şehir Hastanesi' yatırımı olmasa neredeyse devasa bütçeli kamu yatırımı yok. Hafif raylı sistem borcu, belediyenin belini bükmüş durumda. Iskaladığı sanayileşme hamlesini hala yerine getiremediği için işsizlik şampiyonluğu ünvanı vardır. Eğitimsiz (amiyane tabirle niteliksiz) göç alıp, eğitimli birey göçü verdiği de aşikar. Hemşericilik yapmıyoruz ancak Elazığ, Mardin, Kayseri, Malatya ve Sivas lobisini çıkarın neredeyse kentin yerli ekonomik ve siyasi damarı yok. Geçmişi sportif başarılarla dolu bu koca kentin Süper Lig'de boy göstermesi bile ayrı bir anlam taşır.

Uzatabileceğimiz bu örneklerle birlikte düşünürsek, başlıktaki vurguyu daha iyi anlayabiliriz. "Nasıl?" diye soranlar olabilir. Dilimiz döndüğünce kısaca anlatalım. 
Övünülen Adana geçmişi bir gerçeği ortaya koyar. Bu gerçek, para, birlik, üretim, dayanışma ve paylaşma olursa kentin yıldızının parladığı durumudur. Hayatın her alanında güzel insanların aydınlık günler için verdiği mücadeleyi yok sayamazsınız. Adana'yı Adana yapan kendine özgü hali ve yiğitlerin kişisel gayretidir.
Alakasız şeyler anlatıyor gibi görünebiliriz! Oysa bu anlatılanlar, nesnel durumun ilgisiz parçaları gibi görünse de aslında büyük resmin tamamıdır. 
Şimdi koalisyon tartışmaları var. Adana'nın kabul edebileceği olası bir koalisyonda, hafif raylı sistemin borcunu devlet üstlense, belediyenin yatırım yapması için bahanesi kalmaz. Örneğin Adanaspor'a, Demirspor'a gereken yardımı rahatlıkla yapabilir. Mesela, kentsel dönüşümle ilgili kararlar alınsa (ki artan inşaat çalışmaları ekonominin dinamosudur) ekonomideki durağanlık bitmez mi? Yeni yatırımlarla istihdam alanları artıp işsizlik azalmaz mı? Seyhan Baraj Gölü'nün etrafına, gölün üstüne turistik, sportif çevreci yatırımlar olsa bölge cazibe merkezi olmaz mı? 
Akılcı projeler uzatılabilir. Bunların hepsi, kente yatırım gerektiği gerçeğini ortaya koyar. Tam da bu nedenle yatırım yatırımına ihtiyacımız var. Bölgeyi temsil ettiğini söyleyen siyasi unsurların, bölgenin geleceği için elini taşın altına koyması gerekiyor. Sadece bölgeye yatırım için bile koalisyonda yer alınması gerekmez mi? Bu yatırımlar olursa, işte bölgenin siyasi unsurları gerçekten bölgenin temsilcisi olur. Bu insanlar, kendine ve kentine sahip çıkanları asla sahipsiz bırakmaz.
Üstelik her seçimde!