Önce Büyükşehir Belediyesi’nin Engelliler Haftası nedeniyle düzenlediği 500 kişilik iftar yemeğinde engelliler ve aileleriyle bir araya gelen Başkan Zeydan Karalar, ardından MÜSİAD ile TÜMSİAD iftarlarına katıldı ve Adana’nın gelişmesi, eski güçlü günlerine dönebilmesi için yapılması gerekenler konusundaki düşüncelerini paylaştı.

Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar, ilk olarak Adana Büyükşehir Belediyesi’nin, 11-16 Mayıs Engelliler Haftası kapsamında, Adalet Bakanlığı Göltepe Tesisleri’nde, kentteki engelli derneklerinin tamamının davetli olduğu, 500 kişilik iftara katıldı.

Engelli derneklerinin liderleriyle, üyeleriyle, engellilerle ve aileleriyle tek tek ilgilenen Başkan Zeydan Karalar, daha sonra MÜSİAD’ın, Park Zirve’de düzenlediği iftarda işadamlarıyla buluştu.

Son alarak Tüm Sanayici ve İşadamları Derneği (TÜMSİAD) Adana Şubesi’nin, ATOSEV tesislerinde düzenlediği ve bölge illerden TÜMSİAD şubelerinin iştirak ettiği iftar yemeğine katıldı.

RAMAZAN AYI BARIŞ VE KARDEŞLİK AYIDIR

Burada işadamlarına hitap eden Başkan Zeydan Karalar, İslam Alemi’nin Ramazan’ını kutladı. Başkan Zeydan Karalar, “Ramazan ayı barış ve kardeşlik ayıdır. Düşmanlıkların bir kenara bırakıldığı ve insanların birbirine sarıldığı ay olmalıdır. Çünkü Ramazan, insanlara, 11 ay yaptıkları kötülüklerin, yanlışların farkına varmalarını sağlayan, doğruyu yapmak için hatırlatma yapan bir ay olmalıdır. Onun için 11 ayın sultanı denmiştir Ramazan ayına” dedi.

KOLTUK BABAMIZIN MALI DEĞİL

Kendisine güvenenleri mahcup etmemek için çok çalışacağını belirten Başkan Zeydan Karalar, “Adanalıların bana gösterdiği teveccühten dolayı, bütün kardeşlerime, hemşehrilerime sonsuz teşekkür ediyorum. Bize güvenen, bizi destekleyen hiç kimseyi mahcup etmeyeceğiz. Bize oy veren vermeyen, bizi destekleyen desteklemeyen herkesin belediye başkanıyız. Hiç bir ayrım gözetmeksizin, Seyhan Belediyesi’nde olduğu gibi, Büyükşehir’de de hizmetimizi devam ettireceğiz. Bizim gibi önemli görevlere gelenler, bu görevin sorumluluğu, bilinci içinde olmalı ve o koltuğun babasının malı olmadığını bilmeli. Çok dikkatli olmalı. Yediemini koruyor gibi, sizin paranızdan oluşan belediyenin bütçesini korumalı. Gece gündüz hizmet etmeli. Asla tarafgir, birilerini gözeten, hele hele kendi siyasi partisine imkanları peşkeş çeken bir rol üstlenmemelidir. Ağzından çıkan her kelimeye dikkat etmeli, kesinlikle ayrıştırıcı bir dil kullanmamalı” diye konuştu.

MEVCUT DURUM İÇİMİZİ ACITIYOR

Adana’nın ülke genelinde ekonomik açıdan hak ettiği yerde olmadığını ifade eden Başkan Zeydan Karalar, şunları söyledi: “Bizim ülkemiz gerçekten çok önemli bir ülke. Adana’mız keza öyle. Biz kardeşlik, barış, huzur istiyoruz. Bütün enerjimizi, bu ülkenin iyi noktalara ulaşması konusunda kullanmak istiyoruz. Siz enerjinizi esasın dışına harcarsanız, boşa kürek sallamış olursunuz. Dünyada bir kriz yokken biz sıkıntı yaşıyoruz. Adana’da sıkıntılar yaşıyoruz. Adana bunu hak etmiyor. Adana yakın bir zamana kadar Türkiye’nin en gelişmiş 3. kentiydi. Sanayide kimine göre İstanbul’dan sonra ikinci, kimine göre İzmir’den sonra 3. büyük kentti. Cumhuriyetin kuruluşunda ve sonrasında önemli kaktı koymuş bir kentti. Sanayi altyapısı önemli ölçüde var olan bir kentti Adana. Şimdi öyle mi Allah aşkına! Kahramanmaraş bile bizi geçti. Kahramanmaraş bizi geçsin, Kahramanmaraş ilerlesin, ülkemizin bütün şehirleri ilerlesin ama ben Adanayım, ben onların önünde olmalıyım. İhracatta henüz 2 milyar doları ancak yakalamamız benim içimi acıtıyor, işsizlikte 1. olmamız benim içimi acıtıyor, büyük bir köy görünümünden kurtulamamış olmamız benim içimi acıtıyor. Adana’yı çok seven, her fırsatta iyi Adanalı olduğunu söyleyen biri olarak, şehrimin bu durumu benim içimi acıtıyor. Ben bütün zamanını Adana’nın gelişmesi noktasında, gelişme ivmesini hızlandırması, eskiden olduğu gibi Türkiye’nin en güçlü illerinden biri olması noktasında harcayacağımı burada söylemek istiyorum.”

HER ŞEY GÜZEL OLACAK

Akıllı siyasetçinin, akıllı yöneticinin işadamının, iş dünyasının önünü açacağını kaydeden Başkan Zeydan Karalar, “Çünkü bir ülkede üretim yoksa, hiç bir şey yoktur. Üretim yoksa, gelişim de, kuvvet de yoktur. Ekonomik olarak güçlü olmayan ülkelerin, başka ülkelerce tahakküm altına alındığını görüyoruz. Demek ki bizim ekonomik olarak kuvvetli olmamız gerek. Ekonomik olarak kuvvetli olmak üreterek olur. Daha çok üreterek, daha çok ihracat yaparak ve daha çok istihdam sağlayarak olur. Bunu kimler yapacak, elbette siz işadamları yapacaksınız. Peki sizin önünüzü kim açacak? Sizin önünüzü kısmen belediye ama büyük oranda siyasetçiler açar. Bizim ufkumuz da yönümüz de bu olmalıdır.

Türkiye dinamik bir ülke ve ben inanıyorum ki her şey güzel olacak" dedi.