Kuşatma altında onlarca yıl. Ne gece fark ederdi nede gündüz. Ansızın bir bomba sesiyle irkilen ve kaybolan hayatlar ecelsiz. Komşularından, kardeşlerinden destek görmeden, aç be açıkta uzun uzun zamanlar. Yürekleri paramparça olmuş, evlatlarını, eşlerini, yakınlarını kaybetmiş gözleri yaşlı anneler. Bir sapan sadece, içinde bir taşla bu vahşete karşı koyulan. Savunmak içinde değil hani, yüreklerde birikmiş öfkeyi taşa yükleyip fırlatmak için. Ne yaparsan yap, boyun eğmiyorum zulmüne demek için. Esaretten kurtulmuş, zincirlerini kırmış nice halklar gibi, bir gün mücadeleden zaferle çıkacağını bilmeleri için. Tankların tüfeklerin gölgesinde bir yaşam sürmek, nasıldır kendi vatanında imkansızlıklar içinde zulme karşı durabilmek?
Venezuela; Güney Amerika'da yer alan, sosyalizmle yönetilen bir ülke olup, Hıristiyan inanca sahiptir. Resmi adı Bolivarcı Venezuela Cumhuriyeti anlamına gelir. Tarihsel sürecinde baskılar, başkaldırılar, devrimler ve mücadeleler doludur. Yani Filistin halkı ile benzer yönleri vardır. Bağımsızlık mücadelesi vermiş ve 1821 yılında Simon Bolivar liderliğinde bunu kazanmıştır. Bolivarcı Venezuellla Cumhuriyeti denmesine sebepte bu yüzdendir. Yıllarca öz kaynakları emperyalist ülkeler tarafından sömürülmüştür. Gazze’ye takribi kuş uçuşu mesafesi 10.500 (onbinbeşyüz) kilometredir. Gazzedeki ateş ne yanlarında, ne altlarında, nede üstlerindedir. Gazzedeki ateş Venezuella halkının ta yüreğindedir. Onlar mazlum ve ezilen halkların yaşadığı acıları, yüreklerinin en derinlerinde hissedenlerdir. Bu nedenle Filistin halkının yaşadıklarına en sert tepkiyi Venezuela halkı vermiştir. Bu nedenle zulmün ustası İsrail’le tüm diplomatik ilişkisini kesmiştir. Yaptıkları, net ve sonuca giden bir tavırdır. Samimidir ve konuya duyarlılıklarını göstermektedir.
Komşumuz Suriye için yaygaracı, yüksek bir tonda müdahale isteyip; yıllardır baskıya, zulme ve soykırıma maruz kalan Filistin halkı için destekte cılız kalıp, olanlar karşısında elimizden geleni yaptığımız konusunda kendimizi kandırmak bize özgü bir tarzdır. Bu tarzı benimsemiyor ve sevmiyorum.
Gelişmeleri yazılı, görsel basında ve sosyal medyada an be an takip ediyorsunuzdur. Laf kalabalığı yapma niyetim yok. Samimiyet ve duyarlılık dil, din, ırk ve renkle değil insani değerlerle alakalıdır. Diğer zalim bir ülke ABD’nin, sözde demokrasi getireceğim diye Irak’ı işgalinde yaptığı katliamlardan duyduğum üzüntüden dolayı, Iraklı çocuklar için yazmış olduğum şiirle sözlerime son vereceğim. Kendimde dahil herkese, samimi ve duyarlılık dolu günler diliyorum.
Yitik Beden
Bombalar yağdı üstüne
Yumdu Ramia gözlerini
Henüz beşindeydi ama
Bir anda gördü kötülükleri
Adları Ramia’ydı çocukların
Fark etmezdi değişse de adları
Küçük ellerine sığmıştı dünya
Dünyadan sildiler bedenlerini
Yorulmak bilmezlerdi
Koşmuşlardı yine
Kaçmışlardı aslında topluca
Bir top değildi peşinden koştukları
Bir oyun değildi önünden kaçtıkları
Masum yüzlerinde tebessüm hüzün değil
Korku vardı
Dillerinde çığlıkla bir anne sesi
Kesip attı bu melek nefesleri
Kafasından kanlar süzüldü
Elleri iki yana düştü
Uzak olan karanlık bir yol
Ölümle kol kola yanında göründü
Ona biçilen değer kefensizdi
Savaşın yitik bedeniydi
Yerde yatan sanki o değil
Bir periydi.
Kenan DOĞAN