AKIL TUTULMASI

Abone Ol



            Demek ki her yüz yılda bir aklımız tutuluyor. Yaşananlar bir akıl tutulmasıdır. 100 yıl önce bugünlerde de yine benze şekilde aklımız tutulmuş ve sözde akillere mecbur edilmiştik. Bizi İngilizler mi yönetecek, Fransızlar mı yönetecek yoksa Amerikalılar mı yönetecek kimsesizliğine bürünüp, kendimizden umutlarımızı kesmiştik. Şimdi yine böyle bir korku ve güvensizlik tüneline girdik. Yine emperyalizmin bir savunmasız platosuna dönüştürülme yolundayız. İnşallah siyasetin bu fetret devrinden kazasız belasız kurtuluruz.

            Türkiye’de siyasetin bu 10 yıllık dönemini, bir milletin hafızasının durdurulduğu, dondurulduğu, uyku nizamında uyutulduğu ve bir akıl tutulmasının gerçekleştirildiği bir fetret süreci olarak değerlendirenlerdenim.


            Akılları tutulan toplumlara her yaptırım yaptırılabilir. Öyle de olduğunun derin alametlerini yaşamaktayız. Fukaralık vadisine iteklenen, kömür paketlerine ve makarna torbalarına mahkûm edilen bir topluluk haline getirilmemize kızmak bir yana, bizi bu duruma getirenleri minnet duygularıyla üç dönemden beri ödüllendirmekteyiz. Sonumuz inşallah en azından geçen yüzyıldaki gibi tesellileri sunar milletimize.