Elektrik Mühendisleri Odası Adana Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet MAK Elektriğe yapılan son zamdan dolayı bir açıklama yaptı. Mak Açıklamasında şunları söyledi:

Elektrik fiyatlarına 1 Eylül’den itibaren geçerli olmak üzere yapılan yüzde 20 zamla birlikte 4 kişilik bir ailenin asgari 230 kWh tüketim üzerinden aylık faturası 399 TL’ye yükseldi. Yıllardır sürdürülen ithal kaynaklara bağımlı enerji politikaları ve özelleştirmelerin sonucunda Türkiye, zam bataklığından çıkamaz hale geldi.
Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK), 1 Eylül 2022 tarihi itibarıyla elektrik fiyatlarına konutlar ve tarımda yüzde 20; kamu ve özel hizmetler sektöründe yüzde 30, sanayide yüzde 50 zam yapıldığını açıklamıştır. Haziran 2022`de olduğu gibi bir kez daha güncelleme dönemi olan Ekim ayı beklenmeden zam yapılması, 10 yıldan fazla süredir uygulanan ve otomatik fiyatlandırma mekanizması olarak bilinen "Maliyet Bazlı Fiyatlandırma"nın fiilen ortadan kaldırıldığını göstermektedir.

EMO tarafından yapılan hesaplamaya göre, zamla birlikte 4 kişilik bir ailenin asgari yaşam standardı için tüketeceği varsayılan 230 kWh`lik faturanın toplam bedeli bir önceki aya göre yüzde 20 artarak 399 TL`ye çıkmıştır.

ads
 

Elektrik fiyatlarına yapılan zam oranı; sanayi, kamu ve özel hizmetler sektörü ile aydınlatma için daha da yüksek düzeyde gerçekleşmiştir.

adss

Günlük 8 kWh olarak belirlenen ve 30 günlük 240 kWh`a denk gelen ilk kademe sınırında olan konutlar için elektriğe 2022 başından bu yana yapılan zam yüzde 109`a ulaşmıştır. İlk kademe sınırı geçen aileler için tüketimlerine paralel olarak zam oranı da büyümektedir.

Sanayi, ticarethaneler ve tarımsal sulama için de yüzde 20 ile yüzde 50 arasında değişen oranlarda büyük bir zam yapıldığı da hesaba katıldığında elektrik zamlarının tüm toplum kesimleri için dayanılmaz bir hale ulaştığını söyleyebiliriz. Böyle yüksek bir maliyet artışı ile üretmek mümkün olmadığı gibi, Türkiye`nin içinde bulunduğu borç-faiz sarmalı, yüksek enflasyon ve ekonomik krizden çıkabilmesi de imkansız hale gelmektedir.

Üstelik doğalgaz fiyatlarına da 1 Eylül`den geçerli olmak üzere konutlar için yüzde 20, sanayi için yüzde 50 olmak üzere yine zam yapılmıştır.

Doğalgaz ve elektrik fiyatlarında yaşanan bu gelişmeler, yıllardır sürdürülen dışa bağımlı enerji politikalarının sonucudur. "Yerli ve milli" söyleminin perde arkasında ithal kaynakların egemenliği devam etmektedir. Cari açık üzerinde de büyük etkisi olan enerji ithalatı kapsamında kurdaki yükselmeler, zam yağmuru olarak fiyatlara yansıtılmaktadır. Enerjinin sanayinin ana girdisi olduğu dikkate alındığında ülke ekonomisi büyük bir açmaza sokulmuş bulunmaktadır. Enerjiye yapılan zamlar iğneden ipliğe yeni zamların da tetikleyicisi olacaktır. İnsanların günlük ihtiyaçlarını karşılamalarını doğrudan etkileyen bu zamlar, günümüzde temel insan hakları kapsamında sayılan enerji kullanım hakkını da büyük ölçüde kısıtlayacaktır.

Ülkemizde dayanılmaz boyutlara gelen enerji pahalılığından tek çıkış yolunun, bu alanın kar hırsından uzak bir şekilde merkezi bir plan ve kamusal bir anlayışla yeniden yapılandırılması olduğu açıktır. Hızlı ve kapsamlı bir kamulaştırmayı önüne koymayan hiçbir programın yoksul halkın evindeki yangını söndürme şansı yoktur. Siyasi iktidarı, yoksul halktan bir avuç enerji tekeline sermaye aktarımı anlamına gelen ve tüm toplumsal kesimler için sürdürülemez olduğu gün geçtikçe daha açık olarak görülen bu ekonomik modelden bir an evvel vazgeçmeye; bütün siyasi partileri de enerji alanında yeniden yapılandırma programlarını bu gerçek doğrultusunda kurgulayarak toplumla paylaşmaya davet ediyoruz.