Denilmektedir ki, bu kanlı saldırıyı, Mihraç Ural’ın liderliğindeki Esad yanlısı ‘Mukaveme Suriye’ adlı bir milis örgüt yapmıştır. Var sayalım bu istihbarat doğrudur. Hatta kuvvetle muhtemel de öyledir. Bu örgüt peki ne iş yapar? Bu örgüt Esat'ın milis güçlerindendir ve Lazkiye dağlarında Özgür Suriye Ordusu ile savaşmaktadır. Peki, Suriye Devletine ve liderine karşı savaşan Özgür Suriye Ordusunu silah ve lojistik olarak kim desteklemektedir? Bizzat Türkiye Devleti desteklemektedir.
Türk dış politikası Suriye'den kaçanlara kucak açabilir, buna itirazımız yoktur. Ancak Suriye’nin iç işlerine karışmamalıydı ve muhalif terörist gruplara destek vermemeliydi. Dış politikamız en azından İsrail ve Amerika kadar tarafsız kalabilseydi, Reyhanlı faciası olur muydu? Kesinlikle olmazdı. Hatta Suriye’de bir iç savaş da olmazdı. Zira Suriye halkının kahir ekseriyeti Esat’ın arkasında durmaktadır. Özgür Suriye Ordusu adındaki toplama ve zoraki kalabalıklar, Türkiye'nin bir dayatmasıdır. Hal böyle olunca, Tayyip Erdoğan başkanlığındaki AKP hükümetinin derhal istifa etmesi gerekmez mi? Bin kere gerekir. Ancak Dış işleri bakanı bile istifa etmeyecektir. Diyelim ki istifa etmediler. O zaman behemehal Suriye dış politikalarını değiştirmeleri gerekmektedir. Dış politikalarını değiştirmeleri için ise emperyalizmin ülkemizin nefes mahalline düğümlediği boyunduruktan kurtulmak gerekir.