Burhanettin Bulut yaptığı açıklamada, “Gazeteciler Yavuz Oğhan, Şaban Sevinç ve Batuhan Çolak sabahın erken saatlerinde yapılan bir operasyonla, polisler eşliğinde ifadeleri alınmak üzere emniyete götürüldü. Madem gözaltı yok, sabahın köründe polislerin evlerinde ne işi var? Telefonlarına neden el konuldu? Gazeteciler emniyete davet edilemez miydi?” ifadelerini kullandı.
“Basın Üzerindeki Baskı Cadı Avına Dönüştü”
Basına yönelik bu tür uygulamaların özgürlükleri hedef aldığını vurgulayan Bulut, “Bu ‘fiili gözaltı’, bütün bir muhalefeti, özgür basını sindirmeye ve susturmaya yönelik açık bir gözdağıdır. Türkiye’de basın üzerindeki bu sistematik baskı, artık bir cadı avına dönüşmüştür.” dedi.
Bulut, demokratik bir ülkede gazetecilerin baskı altına alınmasının kabul edilemez olduğunu belirterek, “İfade özgürlüğü ve basın hürriyeti demokrasinin temelidir. Bu değerlerin korunması hepimizin ortak sorumluluğudur.” ifadelerini kullandı.