Çocuklarımızın geleceği için...

Abone Ol

o.uney@yeniadana.net

Bağımzsız yargının önemi bir kez daha ortaya çıktı. Çukurova Üniversitesi (ÇÜ) Ziraat Fakültesi'nin kullanımındaki Türkiye'nin ikinci büyük merkezi konumunda olan Zeytin Gen Merkezi'ne, Adana Valiliği'nin ısrarla okul yapma girişimini mahkeme 'şimdilik' durdurdu. Hangi amaçla yapıldığı tam anlaşılamayan -aslında bilinen- bir uygulamaya mahkeme, 'Telafisi mümkün olmayan sonuçlar doğuracağı' gerekçesiyle karşı çıktı.
Onca itiraza, zeytinliği kuran yılların bilgi birikimi ve tecrübesine sahip Prof.Dr. Ömer Gezerel'in "1976 yılında genç bir delikanlı iken bu bahçeleri ben kurdum, şimdi yaşlı bir bilim adamıyım" açıklamasına rağmen geri adım atılmayacak gibi duruyor. Bu ısrarı anlamak mümkün değil. Hekim hekimliğini, mimar mimarlığını, şoför şoförlüğünü yapmalı. Kimse kimsenin uzmanlık alanıyla ilgili konuşmamalı. Bilgi sahibi olmadan, fikir sahibi olunmamalı.
Bu alanda uzmanlığı tartışılmaz olan insanlardan oluşan Çukurova Üniversitesi, "Gen merkezleri, ya tohum gen bankaları, ya doku kültürü gen bankaları  veya gen bahçeleri şeklinde olur. İşte Çukurova Üniversitesi'nde bulunan bu zeytin gen merkezi bahçe şeklinde korunan, Türkiye'nin ikinci büyük ulusal zeytin gen merkezidir. Okul yapılmak istenen bu bahçedeki 86 çeşit ülkemizin Karadeniz, Marmara, Ege, Akdeniz ve Güney Doğu Anadolu bölgelerinden toplanan 35 ve 28 yaşlı zeytin çeşitlerine ait ağaçlardır" diyor. Zeytin fidanı dağıtmanın, çiftçilere zeytin desteği vermenin ve belki da bahçesine zeytin ağacı dikmenin dışında bir ilgisi olmadığı halde birileri çıkıp, "Orası gen merkezi değil. Öyleyse oraya kendimi gömerim" diyebiliyor. Üstelik bu kasıtlı ve yanlışlarla dolu açıklamayı, amiri konumunda olan Tarım Bakanlığı'nın yazısı da yalanlıyor. Tarım Bakanı Mehdi Eker’e sorduğumuz soruya karşılık Bakan Eker, “Zeytin Gen Merkezi olup olmadığını ben değil, ilgili organlar bilir” diyor. Yani ülkenin Tarım Bakanı bile “Burası gen merkezi değildir” demiyor.
Yaşananlara bakınca insanın aklı karışıyor. Her ne kadar, "Sarı öküz" öyküsünü anlatıp, yeterince mücadele etmediği Çukurova Üniversitesi yönetimini suçlasak da birlikteliği koruyup mücadeleyi sürdürmek gerek. Bu ülkenin ve kentin yiğit insanları biliyorlar ki, mücadele etmeden hiçbir kazanım elde edilemez. Sermayeye karşı Karl Marks'ın, "Bütün dünyanın proleterleri birleşin" çağrısına uyan ve Paris Komünü'nü yaratanlar gibi siz de birleşin. Ülkemizin, kentimizin ve çocuklarımızın geleceği için...
İyi haftalar...