2011 yılının üçüncü çeyreğine yönelik olarak açıklanan 8.2'lik büyüme rakamları ve işsizlikte yaşanan gerilemeyle ilgili olarak değerlendirmelerde bulunan Gizer, büyüme ve işsizlik rakamlarının, ekonomideki canlılık ve hareketliliğin en önemli kanıtı olduğunu vurguladı. Türkiye'nin, 2011 yılının ilk 9 aylık döneminde Gayri Safi Yurt İçi Hasıla'da (GSYH) 9.6'lık bir büyüme hızıyla 9.4'lük bir büyüme gösteren Çin'i de geride bırakarak, 'dünyanın en hızlı büyüyen ekonomisi' olduğunu kaydeden Gizer, tüm bu
rakamların da Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşunun 100. yıldönümüne denk gelen 2023 yılı için ortaya konulan hedeflere emin adımlarla ilerlendiğini gösterdiği yorumunda bulundu.

"YILLAR SONRA İLK DEFA İTHALAT İHRACATIN GERİSİNDE KALDI"
2011 yılı Ocak-Eylül Dönemi'nde reel olarak yüzde 9.6 oranında büyüme kaydeden Türkiye'nin, bu gerçekleşmeyle de OECD, Avrupa Birliği ve G20 ülkeleri arasında çok güçlü büyüme performansı gösteren sayılı ülkeler arasında da yer aldığını anlatan Gizer, her ne kadar Türk özel sektörünün, global ekonomik krizin etkilerini derin bir şekilde yaşamasına rağmen, bu krizi fırsata çevirdiğini ifade etti. Gizer, "Açıklanan büyüme rakamları, ülkemiz adına memnuniyet verici bir gelişme. Ancak, bu büyüme, cari açığın
da azaltılmasıyla daha da anlamlı hale gelecektir" dedi. Büyümede ihracatın önemli bir katkısı olduğu gibi uzun yılar sonra ilk defa ithalatın, ihracatın gerisinde kaldığına işaret eden Gizer, bu olumlu tabloya karşın Türkiye'nin dış ticaret açığının 2011 yılı Ekim ayında 90 milyar dolara ulaştığını hatırlattı.

"EKONOMİDE ÇÖZÜLMESİ GEREKEN EN ÖNEMLİ SORUN 'CARİ AÇIK'TIR"
Türkiye'nin ekonomideki büyümesine paralel olarak artış gösteren 'cari açık' sorununun çözülmesi gereken önemli bir sorun olarak ortada durduğu yorumunda bulunan Ali Gizer, bu noktada da cari açığın azaltılmasına yönelik tedbirlerin daha kapsamlı bir şekilde ele alınması tavsiyesinde bulundu. Küresel krizin etkisiyle 2009 yılının ilk çeyreğinde yüzde 14.7 küçülmeyle Cumhuriyet tarihinin en büyük daralmalarından birini yaşayan Türkiye ekonomisinin, o dönemde 4 çeyrek üst üste yaşanan kesintisiz daralmayla
birlikte Avrupa'daki kabul edildiği biçimiyle teknik anlamda resesyona girdiğini ifade eden Gizer, Türk ekonomisinin ekonomide son dönemlerde yaşanan toparlanmaların ardından ise son 8 çeyrektir ise kesintisiz büyüme gösterdiğine dikkat çekti.

"2012 YILI TÜRKİYE AÇISINDAN ÇOK İYİ GEÇECEK YÜKSELİŞ SÜRECEK"
Gizer, "TÜİK'in verilerine göre; Türkiye ekonomisi 2008 yılının son çeyreğinde yüzde 7, 2009 yılının birinci çeyreğinde yüzde 14.7, ikinci çeyreğinde yüzde 7.8, üçüncü çeyreğinde yüzde 2.8 küçülmüştü. 2009 yılının son çeyreğinde yüzde 5.9 büyüyen ekonomi, revize rakamlarla 2010 yılının birinci çeyreğinde yüzde 12.2, ikinci çeyreğinde yüzde 10.2, üçüncü çeyreğinde yüzde 5.3, dördüncü çeyreğinde yüzde 9.2 büyümüştü. Türkiye ekonomisi büyüme eğilimini 2011 yılının 3 çeyreğinde de sürdürdü. Ekonomi birinci
çeyrekte yüzde 12, ikinci çeyrekte yüzde 8.8 büyümüştü. Büyüme oranı üçüncü çeyrekte de yüzde 8.2 olarak gerçekleşti. Bu rakamlar doğrultusunda bir değerlendirme yapıldığında; 2012 yılının Türkiye için çok iyi geçeceğine, yükseliş trendinin 2011 yılındaki kadar yüksek olmasa bile devam edeceğine inanıyorum" diye konuştu.
Gizer, "Hükümetin, Avrupa ülkelerinin çoğunda yaşanan olumsuzlukların Türkiye'ye yansımalarının önlenebilmesine yönelik tedbirleri hayata geçirilmesiyle Türkiye ekonomisinin, 2012 yılında da dünya ülkeleri arasında en hızlı büyüyen ekonomilerden biri olmaya devam edecektir" ifadesini kullandı. Türkiye ekonomisinin yılın ilk dokuz ayında kaydettiği büyümenin istihdam oluşturan bir büyüme olduğunu ifade eden Gizer, pek çok ülkede işsizlik oranlarının yüksek seviyede seyrettiği bir dönemde Türkiye'de işsiz
sayısının hızla azaldığını dile getirdi.