Hayvancılık sektörünün lokomotif ürünü olan sütün insan sağlığı için de çok önemli olduğuna değinen İncefikir, et hayvancılığının materyalini süt hayvancılığının sağladığına vurgu yaparak, “Sütün faydalarını anlatmak, süt içme alışkanlığının kazandırılması ve süt tüketiminin artırılması amacıyla, Uluslararası Sütçülük Federasyonu'nun 1956 yılında aldığı karar ile her yıl 21 Mayıs gününün, Federasyon’a üye tüm ülkelerle birlikte ülkemizde de “Dünya Süt Günü” olarak kutlanmaktadır” dedi.

ANA VARSA DANA VARDIR

Süt üreticisinin yaşadığı sıkıntılardan dolayı Dünya Süt Günü’nü buruk kutladığını belirten İncefikir, normalde 1,5 olması gereken süt yem paritesinin yem fiyatlarına gelen yüzde 18 civarındaki zamdan sonra paritenin 1'e gerilediğine dikkat çekerek şöyle konuştu:

“2019 yılı TÜİK verilerine göre 17.872.331 büyükbaş, 48.481.479 küçükbaş hayvan varlığımız var. Büyükbaş hayvancılığın ayakta kalabilmesi, kırmızı et üretiminde sıkıntı yaşanmaması, ancak sütün istikrarlı, yeterli ve güvenceli bir pazara sahip olmasıyla mümkündür. Özetleyecek olursak ana varsa dana vardır. Üretimin sürdürülebilirliğini sağlamak için çiğ süt/yem paritesinin en az 1,5 olmasını sağlayacak tedbirlerin alınması gerekmektedir.”

ÇİĞ SÜT DESTEKLEME PRİMİ ARTIRILMALI

Türkiye’de süt tüketimi konusunda yapılan araştırmaya göre kişi başına ortalama yıllık 146 litre süt tüketildiği, bu oranın 23 litrelik kısmının içme sütü, geri kalanının ise süt ürünleri olduğunu ifade eden İncefikir konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Sağlık açısından süt tüketimimizi artırmalıyız. AB ülkelerinde 342,5 litre, ABD’de ise kişi başına ortalama yıllık 292 litredir. Tüketimle orantılı olarak üretimimizi de artırmalıyız. Bu bağlamda 10 kuruş olan çiğ süt destekleme priminin 1 Ocak 2019 tarihindeki rakama yani 25 kuruşa çıkarılmalı. Aksi durumda yem fiyatlarındaki artışı karşılayamayan üretici damızlık hayvanlarını hızla kesime göndermek zorunda kalacaktır.”