Mısırın binlerce yıldan beri tarımı yapılan ender bitkilerden biri olduğuna vurgu yapan Korkut, anavatanı Amerika kıtası olup buradan Dünya’nın her yerine yayıldığını, yapılan tüm arkeolojik kazılardan elde edilen bulgular, mısır bitkisinin 8.000 ile 10.000 yıllık bir geçmişi olduğunu göstermektedir, diye konuştu.

Yem sanayi başta olmak üzere nişasta bazlı şekerler ile gıda sektöründe ve diğer sektörlerde çeşitli kullanım alanına sahip olan mısırın, son yıllarda alternatif kullanım alanı olarak biyoyakıt üretiminin yanı sıra üretim miktarındaki artış ve ekim alanlarındaki coğrafi değişim ile de gündeme geldiğini belirten Korkut, Türkiye mısır ekim alanlarının 2015 yılında 6,9 milyon dekar iken 2018 yılında 5,9 milyon dekara gerilediğini ifade ederek şöyle konuştu:

“Diğer bir yandan 2015 yılında 6,4 milyon ton olan mısır üretimimiz 2019 yılında 6 milyon ton olarak gerçekleşmiştir. 2015 yılında 930 kg/da olan verim ortalaması, %4 oranda artarak 2018 yılında 963 kg/da yükselmiştir.”

1,1 MİLYON TON İLE EN BÜYÜK ÜRETİCİ ADANA

Mısırın, sulama imkanlarının artışı, rakip ürünlere oranla yüksek karlılığı, TMO alımları, destekleme politikası ile yem talebindeki artış gibi faktörlere bağlı olarak çiftçiler arasında tercih edilen ürün konumunda olduğuna dikkat çeken Korkut,

“Akdeniz 2 milyon tonun üzerindeki üretim miktarı ile halen en önemli bölge olma konumunu korumaktadır. Bölgede yüksek üretime sahip illerde verim 1.100 kg ile ülke ortalamasının üzerindedir. 1,1 milyon ton ile en büyük üretici Adana ve 386 bin ton ile komşu ilimiz Osmaniye’dir.”

MISIR FİYATI EN AZ 1,50 TL OLMALI!

Üretim sezonunda sıcaklığa bağlı verim düşüklüğü yaşanacağına da değinen Korkut konuşmasını şöyle sürdürdü: “Her koşulda üretim yapmaya devam eden üreticimizin korunması için mısır üreticiden 1,50 TL’ye alınmalıdır. Üretici emeğinin karşılığını aldığı zaman ülkemiz ithalat kıskacından kurtulur ve tarımsal faaliyetin devamlılığı sağlanabilir.”