Merkez Bankası eski Başkanı  Süreyya Serdengeçti, tüm dünyada hissedilen ekonomik krizin içerisinde bulunulan dönemde sadece hızını kestiğini belirterek, “Türkiye, daha önce yaşadığı krizlerin deneyimini kullandı ve krizi çok büyük yara almadan atlattı. Ancak bu durum, krizin tamamen bittiği anlamına gelmemeli. Krizin sadece etkisi azaldı ama tehlike sürüyor. Bu nedenle  çok dikkatli olmalıyız” diye konuştu.
 Adana Ticaret Odası’nın (ATO) Mart ayı olağan Meclis toplantısına konuk olarak katılan Merkez Bankası eski Başkanı Süreyya Serdengeçti, “Ekonomik Kriz ve Türkiye”  konulu konferans verdi.
 Konferans öncesinde konuşan ATO Yönetim Kurulu Başkanı Şaban Baş, “Başarılı yönetimiyle; Türkiye'yi  tek haneli enflasyona taşıyan Süreyya Serdengeçti, görev yaptığı 2001-2006 yılları arasındaki  başarılı performansıyla Türkiye'yi  ekonomide günlük kur veya borsa hareketlerinden uzun vadeli  hedeflere bakmaya yönelterek Merkez Bankası'nın özerkleşmesinde önemli rol oynamıştır. Türkiye'nin çok zor bir dönemden başarılı şekilde çıkmasını ve Türk ekonomisinin kırılgan yapısının sağlam temeller üzerine oturmasını sağlayan Sayın Süreyya Serdengeçti'ye, Adana iş dünyasını onurlandırmasından dolayı Odamız adına şükranlarımı sunuyorum” dedi. 
 ATO Meclis üyelerinin büyük ilgi gösterdiği konferansta, Türkiye'nin dünyayı saran ekonomik krizden etkilenmemesinin mümkün olmadığını belirten Süreyya Serdengeçti, "Asıl olan, Türkiye'nin bu krizden daha az oranda etkilenmesi için neler yapılabilirdi sorusudur. Biz krizi doğru anladık mı? Bizim krizlerimiz kısa süren krizlerdi. Bizim krizlerimiz 'V' krizler idi. Bu yaşanan ekonomik kriz ise 'U' kriz diye adlandırdığımız uzun süren kriz. Bu kriz bizim krizimiz değil, dışarıdan geldi. Yani zamanı uzun sürecek. Bizim krizden anladığımız, kurlar zıplayacak, faizler zıplayacak, biz krizi böyle biliyoruz. Diğer krizler kriz değildi, sadece sallantılardı. Biz bizim krizlerimizde büyüdük. Krizin en yaygın tanımı, 2 dönemden fazla uzun süren sallantılardır. Yaşanan krize karşı hiçbir tedbir alınmadı değil. Merkez Bankası, 2008 sonbaharından itibaren, kriz için ne yapılması gerekiyorsa hepsini yaptı. Sonrasında ise faizleri 10 puan kadar indirdi. Merkez Bankası kendini oldukça iyi anlattı ancak, bizler onun dediklerini eksik anladık. Merkez Bankası, küresel krizin vehametini çok iyi görmüş ve bunu açıkça ifade etmiştir. Merkez Bankası, faizleri bu yüzden düşürdü. Temel politikalarında değişmeler olduğu söylendi. Aslında böyle bir şey hiç olmadı. Faizlerin düşmesinin bir başka nedeni ise, enflasyon hedeflerinin değişmesidir. Merkez Bankası, enflasyon hedeflerini değiştirdi. Sonrasında ise, açıkladığı hedefleri tutturacağına emin oldu" dedi.
 Süreyya Serdengeçti, krizden çıkışın ne zaman olacağı konusundaki görüşlerini de dile getirerek, "Krizin orta kısmını geçtik. Ancak önümüzde daha çok uzun bir yolumuz var. Bu kriz bizim bildiğimiz krizlerden değil. Bu kriz, üzgünüm ki daha uzun sürecek. Batının krizi atlatmak için yapacağı reformların kabulü uzun zaman alıyor. Bizler krize alışkınız. Biz, krizi fırsata çevirebiliyoruz. Krizlerden büyüyerek çıkabiliyoruz. Batı'da Avrupa'da bu böyle değil. Batıda böyle bir reform olmadığı gözle görülüyor. 2 seneden fazla bir süreçte, henüz reformların gerçekleşmediği görülüyor" dedi.
 Süreyya Serdengeçti, Merkez Bankası'nın yapmış olduğu faiz indirimlerinin krize sağladığı  faydalar konusunda da, "Faizlerin indirilmesi, kredilerin düşük faizle verilmesine olanak sağladı. Ancak ortada kredi yoktu. Çünkü krediye talep yoktu. Başbakan bankalara, kredi vermiyorlar diye yüklendi. Ancak kredilere talep olmadı. Çünkü, aldığı krediyi nasıl geri ödeyeceğini düşünüyordu insanlar. Kredi faizlerine yardım etmedi, Hazine faizlerine katkı sağladı. Eylül ayından itibaren borçlanma faizini ve Hazine faizini Merkez Bankası 3 defa düşürdü. Ancak bir süre sonra Hazine faizi çıkmaya devam etti. Böyle olunca vatandaşlar, istenilen faiz oranında kredi alamadılar. Böylelikle, benim uzun zamandan beri söylediğim şey çıktı. Faiz yüksek olunca, kur da yüksek olur. İkisi birden hareket eder" dedi.
 Faizlerin aşağı gitme süresinin uzun olmadığına değinen Serdengeçti, "Kamu Maliyesi 2007'de bozulmaya başladı. 2008 sonundan beri daha da bozulmaya devam etti. Sosyal sigortalar reformu, tarım sübvansiyonu, personel ve sağlık harcamaları, belediyelerin uygulamaları, bir işe yaramamıştır. 2009 bütçe açığı, başından beri hiç inandırıcı gelmemiştir. Bunun yüzünden biz 6 ay kaybettik" dedi.
 Konferansın ardından ATO Meclis üyelerinin sorularını da yanıtlayan Süreyya Serdengeçti'ye, Meclis Başkanı Behiç Pakyürek ve Yönetim Kurulu Başkanı Şaban Baş tarafından günün anısına kristal vazo hediye edildi.