Türk kadınına seçme ve seçilme hakkının verildiği 5 Aralık 1934 tarihinin bir milat ve özgürlük olduğunu dile getiren Adana İşkadınları Derneği (İŞKAD) Başkanı Av. Elif Doğan Türkmen, “5 Aralık, Türk kadınının toplumsal, ekonomik, siyasal ve kültürel yaşamda kadının adına yer verilmesi bakımından devrim niteliği taşır. Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde gerçekleşen bu devrim günümüzde iyi okunmalıdır. 78 yıl önce dünya ülkelerine örnek olacak bir karara atılan imza sayesinde kadınlarımız fikirlerini, düşüncelerini topluma yansıtma, karar alma mekanizmalarında yer bulma şansı yakaladı” dedi.

 

Av. Türkmen, Türk kadınına seçme ve seçilme hakkının verilmesinin 78.yıldönümü dolayısıyla yaptığı yazılı açıklamada, Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün, Kurtuluş Savaşı’nın kazanılmasında önemli görevler üstlenmiş olan Türk kadınının, toplumsal yaşamda önemli bir yere sahip olması gerektiğinin altını çizerek, kadın ve erkeklerin aynı kulvarda yürümelerine, birbirlerinin destekçisi konumunda olmalarına olanak sağladığını kaydetti.

 

5 ARALIK BİR DÖNÜM NOKTASIDIR

Yaşamın her alanında kadınların erkeklerin yanında yer alması gerektiğinin açık olduğunu vurgulayan Av. Türkmen, “5 Aralık 1934’te TBMM'de kabul edilen yasayla, Türk kadınının statüsünde yeni bir dönem olarak tarihe yazılırken kadınlarımız önündeki engellerin kaldırılmasının da başlangıç tarihi olmuştur” diye konuştu.

1934 yılından bu yana yapılan tüm yasal düzenlemelerle kadınların sahip olduğu tüm hakların sosyal bir gerçeklik olarak yaşama geçmesi gerektiğini ifade eden Av. Türkmen, bu gerçeklik tam olarak sağlanamadığı taktirde kadınların yaşamında gerçek bir gelişimin sözkonusu olamayacağını söyledi.

 

SEÇME VE SEÇİLME HAKKI İLERİYE TAŞINAMADI

Av. Türkmen, “Bundan tam 78 yıl önce dünyanın hiçbir ülkesinde görülmeyen ancak Türk kadını için öngörülen seçme ve seçilme hakkı günümüzde daha ileriye taşınamamış tam tersine demokratik dünya ülkelerinin çok gerisinde kalmıştır. TBMM çatısı altında görev yapan kadınlarımız yetersizdir. Okuma yazma bilmeyen kadın oranımız fazladır. Kadınlarımızın üst düzey yöneticilik yapmalarının önündeki engeller tam olarak kaldırılmamıştır. Belediye başkanı olarak görev yapan kadın sayısı yüzdelik dilimde yok denecek kadar azdır. Günümüzde hala eşinden şiddet gören bu da yetmezmiş gibi öldürülen kadınlarımız mevcuttur. Şiddet ve ölümler devam etmektedir” şeklinde konuştu.

 

KAĞIT ÜZERİNDE KALMASIN

Dünya Ekonomik Forumu tarafından hazırlanan Küresel Cinsiyet Ayrımcılığı Endeksinde Türkiye’nin, 128 ülke arasında sondan yedinci sırada yer aldığını anımsatan Av. Türkmen, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Siyasette, kamu kurum ve kuruluşlarının yanı sıra oda, borsa ve belediyelerde de kadının adına rastlamak imkansız gibi bir şey. Yasa ve yönetmelikler maalesef kağıt üzerinde kalıyor. Geçmiş yıllara bakıldığında kadınlarımızın özellikle iş yaşamına daha çok adapte olduğu görülse de istatistikler ülkemizin daha çok yol alması gerektiğini gösteriyor.”

 

SESİMİZİ YÜKSELTMEYE DEVAM ETMELİYİZ

Türkiye’nin, yasal ve uluslararası tüm düzenlemelere imza atmasına karşın bu imzaların tek başına yeterli olmadığını savunan Av. Türkmen, “Kadınlar için yapılan iyileştirmelerin demokratik ve eşitlikçi model olarak yaşama geçirilmesi şarttır.Kadınlar olarak 1934 yılında kazandığımız hakların sonuna kadar savunucusu ve takipçisi olmalıyız. Her platformda sesimizi yükseltmeye devam etmeliyiz” dedi.