Siyaset

Gülcan Kış “2,7 Trilyon Liralık Açığın Bedelini Yine Halk Ödüyor”

CHP Mersin Milletvekili Gülcan Kış, TBMM’de tamamlanan 2026 yılı bütçe görüşmelerinin ardından yaptığı değerlendirmede, bütçenin ekonomik bir metin değil, siyasi bir tercih belgesi olduğunu söyledi.

Abone Ol

TBMM’de iki haftayı aşan bütçe maratonu boyunca Cumhurbaşkanlığı, TBMM, 16 bakanlık ve çok sayıda kurumun bütçesinin tek tek ele alındığını hatırlatan Kış, ortaya çıkan tablonun artık gizlenemez hâle geldiğini belirtti. “2026 bütçesiyle bütçe hakkı geriletilmiş, Meclis denetimi işlevsizleştirilmiş, kamu kaynakları halktan kopuk bir anlayışla kullanılmıştır” ifadelerini kullandı.

“Bütçeye yazılan her rakam politiktir”

Bütçenin tarafsız bir mali metin olmadığını vurgulayan Gülcan Kış, şunları söyledi:

“Bütçeye yazılan her bir rakam politiktir. O rakamlar neyi önemsediğinizi, neyi görmezden geldiğinizi, kimin için harcadığınızı, kimden kısmayı tercih ettiğinizi açıkça gösterir.
2026 bütçesi, ‘Kim kayrılsın, kim ezilsin?’ sorusuna verilmiş net bir yanıttır.
Zengine güvence, işçiye sabırdır.
Yandaşa israf, emekliye şükürdür.”

“Bu bir bütçe değil, sınıfsal bir tercihtir”

Bütçenin yükünün açık biçimde emekçilerin sırtına yıkıldığını vurgulayan Kış, rakamların iktidarın tercihini ele verdiğini ifade etti.
“Gelir vergisi artıyor, dolaylı vergiler katlanıyor, faiz giderleri büyüyor. Ama işçi, memur, emekli ve sabit gelirli her geçen yıl daha da yoksullaşıyor. Bu tablo tesadüf değil; bilinçli bir tercihin sonucudur” dedi.

“2,7 trilyon liralık açığın bedelini yine halk ödüyor”

2026 bütçesinde toplam giderin 18,8 trilyon lira, toplam gelirin 16,1 trilyon lira, bütçe açığının ise 2,7 trilyon lira olarak öngörüldüğünü hatırlatan Kış, açığın finansmanında yine dolaylı vergiler ve faiz politikalarının tercih edildiğini söyledi.

“2024 kesin hesabı bile tabloyu ortaya koyuyor” diyen Kış, bütçe giderlerinin 10 trilyon 781 milyar lira, gelirlerin 8 trilyon 673 milyar lira, açığın ise 2 trilyon 108 milyar lira olduğunu anımsattı.
“Bu açığın bedeli bir kez daha halkın sırtına yükleniyor” dedi.

“Meclis’in bütçe üzerindeki etkisi fiilen ortadan kaldırıldı”

Gülcan Kış, parlamentoların tarihsel en temel yetkilerinden biri olan bütçe hakkının, özellikle Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne geçişle birlikte sistematik biçimde budandığını belirtti.

“Bütçe çıkarılamazsa bir önceki yılın bütçesinin yeniden değerleme oranıyla uygulanmasını öngören düzenleme, Meclis’i devre dışı bırakan bir mekanizmaya dönüşmüştür. Bu, bütçe hakkının fiilen gasp edilmesidir” ifadelerini kullandı.

“Vergi artışları vahşi boyutlara ulaştı”

Vergi politikalarına ilişkin çarpıcı rakamları paylaşan Kış, iktidarın yükü bilinçli biçimde emekçilerin sırtına bindirdiğini söyledi:

  • Çalışanlardan kesilen gelir vergisi son 6 yılda yüzde 1532 arttı.
  • Doğalgaz ve petrol ürünlerinden alınan ÖTV yüzde 1961 yükseldi.
  • Buna karşılık şirketlerden toplanan vergi artışı bu oranların yarısına bile ulaşmadı.

“Son 9 yılda bu ülkede 1 trilyon 966 milyar dolar gelir toplandı” diyen Kış, “Sorun kaynak yokluğu değil; sorunun adı kaynağın kimden alınıp kime aktarıldığıdır” ifadelerini kullandı.

Denetimsiz harcama, görünmez sorumluluk

Bütçe sürecinde Sayıştay raporlarının yok sayıldığını, soruların yanıtsız bırakıldığını dile getiren Kış, kamu mali yönetimindeki tabloyu şöyle özetledi:

“Sayıştay devre dışı, teftiş zayıf, ihale sistemi parçalanmış durumda. Türkiye Varlık Fonu Meclis denetimi dışında, ikinci bir hazine gibi çalışıyor. Bu bütçe, hesap vermemek üzerine kurulmuş bir düzendir.”

“Bu bütçede halk yok”

14 gün boyunca Meclis kürsüsünden gerçekleri dile getirdiklerini belirten Kış, “AKP ve MHP sıraları sustu” dedi ve bütçenin özünü şu sözlerle tarif etti:

“Bu bütçede halk yok. Çünkü halk bu düzene fazla geliyor.
Bu bütçede emek yok. Çünkü emek itaat etmiyor.
Emekli yok, emekçi yok, adalet yok. Çünkü adalet bu saray düzenini bozar.”

“Bu bir düzen bütçesidir”

CHP olarak 2026 bütçesine RET oyu verdiklerini hatırlatan Gülcan Kış, sözlerini şöyle tamamladı:

“Yoksulluğu kalıcılaştıran, itaati ödüllendiren, 86 milyonun geleceğini rehin alan bu metin bir bütçe değildir.
Bu bir düzen bütçesidir.

Cumhuriyet Halk Partisi olarak biz bu düzeni de, bu bütçeyi de reddediyoruz.
Türkiye’nin ihtiyacı; halktan kopuk bir saray düzeni değil, adaletli, şeffaf ve emekten yana bir bütçedir.”