Yürüyüş güzergahı ve miting alanı çevresinde polis geniş güvenlik önlemleri alırken, emek örgütleri ASKİ Kavşağından Uğur Mumcu Meydanı’na kadar sloganlar atarak yürüdüler. Polis çemberine alınan AKP İl Binası önüne gelen gruplar sloganlar atarak AKP iktidarını protesto etti.

 Yürüyüş sırasında yüzü maskeli ve teröristbaşı Abdullah Öcalan’ın  posterini taşıyan bazı HDP’lilerin Öcalan lehine slogan atması üzerine bir grup MHP’li, HDP’lilere Bozkurt işaretiyle karşılık verdi. İki grup arasında çıkan tartışma kısa süreli arbedeye dönüştü. Polisin de müdahalesiyle iki grup ayrılırken, HDP’li gruptaki bazı kişiler ellerindeki pet şişeleri güzergah üzerindeki işyerlerine attı.


ZEYDAN KARALAR VE SONER ÇETİN DE YÜRÜDÜ

Mimar Sinan Açık Hava Tiyatrosu önünden başlayan yürüyüşte bir ilk de yaşandı. 30 Mart yerel seçimlerinde Çukurova Belediye Başkanı seçilen Soner Çetin ve Seyhan Belediye Başkanı seçilen Zeydan Karalar da CHP pankartı arkasında yürüdü.

SONER ÇETİN İŞÇİLERLE HALAY ÇEKTİ

CHP Adana Milletvekili Ali Demirçalı’nın da katıldığı yürüyüşte Başkan Soner Çetin, Türk-İş ve DİSK’li yöneticilerle tokalaştıktan sonra Çukurova Belediyesi çalışanlarının yanına gidip personeliyle birlikte  halay çekti ve kol kola yürüyüşe devam etti. Çetin, “Sözle, demeç vererek 1 Mayıs’ı kutlamak bize yetmezdi; barış,özgürlük, demokrasi ve adalet için, ‘Emek en yüce değerdir’ demek için işçilerimizle birlikte geldik 1 Mayıs’a” diye konuştu.

KARALAR: EMEK EN YÜCE DEĞER

Seyhan Belediye Başkanı Zeydan Karalar da emeğin en yüce değer olduğunu belirtirken her zaman ve her yerde emekçi insanlarla birlikte olacağını söyledi. Karalar, "Bugün emek bayramında; emekçi, çalışan üreten dostlarımızla birlikte alanlardayız. Bugün, sloganlarla işçinin ve emeğin asıl olduğunun haykırıldığı  günüdür.  Bugün eşitliğin, hakkın sloganının atıldığı gündür. Bizler her zaman ve her yerde emekçi dostlarımızla birlikte olacağımızı söylemiştik. Bugünde emekçi arkadaşlarla birlikte alanlardayım. En yüce değer olan emeğin, alın terinin, üreterek çalışmanın gücünün kutlandığı bu günde tüm işçilerimizin ve emekçilerimizin 1 Mayıs İşçi Bayramını kutlarım" diye konuştu.

124. KEZ KUTLANDI

Uğur Mumcu Meydanı’ndaki mitingde TÜRK İŞ – DİSK – KESK- TMMOB – Adana Tabip Odası üyesi kamu emekçileri adına konuşan Tekin Müjde,  işçi sınıfının uluslararası birlik, mücadele ve dayanışma günü 1 Mayıs’ı 124.kez kutladıklarını söyledi. 1 Mayıs 1977’de, 1989 ve 1996’da yitirilen emekçileri andıklarını dile getiren Müjde, “Tüm mağdurlarla, yoksullarla, dışlananlarla, işsizlerle, işçilerle, kamu emekçileriyle, mimar ve mühendislerle, aydınlarla, sanatçılarla, kadınlarla, gençlerle, emeklilerle, basın emekçileriyle omuz omuzayız ve bu bilinçle taleplerimizle, rengarenk bayraklarımızla, türkülerimizle, halaylarımızla tek yüreğiz” dedi.

“İNSANCA YAŞAMAK İSTİYORUZ”

İnsanca ve onurlu yaşamak istedikleri için taşeron çalıştırmayla, özel istihdam bürolarıyla, esnek çalıştırmayla, sözleşmeli personel uygulamalarıyla köle olmaya direndiklerini ifade eden Müjde, şöyle konuştu:

“Bu yüzden kıdem tazminatımıza, örgütlenme hakkımıza sahip çıkıyoruz. Bu yüzden grev ve gerçek toplu sözleşme ile örgütlenme ve siyaset yapma hakkımızın engellenmesine karşı çıkıyoruz. Bizler insanca ve onurlu yaşamak istiyoruz. Bu yüzden ölümüne çalıştırılmaya, simit hesabıyla yapılan artışlara, pazarda alınıp satılan bir meta muamelesi görmeye hayır diyoruz. Kamu emekçileri olarak sefalet ücretlerinden bıktık usandık. Yandaş konfederasyonla hükümetin kirli pazarlıkları, satış sözleşmeleri ile açlığa mahkum olmayı istemiyoruz. En insani ve en temel haklarımızı savunduğumuzda ‘terörist’ damgası yemek, tutuklanmak istemiyoruz. Çünkü bizler, bu ülkenin onurlu insanları olarak insanca yaşamak istiyoruz.”

“YOK SAYILMAK İSTEMİYORUZ”

Sözlerini “Biz, bu ülkenin bütün ötekileriyiz. Dinimiz, mezhebimiz, dilimiz, kültürümüz, cinsiyetimiz nedeniyle ikinci sınıf yurttaş muamelesi görmek, yok sayılmak istemiyoruz” diyerek sürdüren Tekin Müjde, bu ülkenin sanatçıları, bilim insanları, gazetecileri, aydınları olarak özgürce düşünmek, araştırmak, kendilerini ifade etmek istediklerini söyledi.

AKP iktidarının uygulamalarını “faşizan” olarak değerlendiren Müjde, bu uygulamaların her alanda sürdüğünü öne sürdü. Müjde, “Peş peşe çıkarılan torba yasalarla kazanılmış haklarımız birer birer elimizden alınıyor, esnek, kuralsız, taşeron ve angarya çalışma yaygınlaştırılıyor. Hırsızlık, yolsuzluk, rüşvet ve talan artık AKP’nin kıblesi ve siyaset felsefesi olmuş durumda. Ama artık bu böyle gitmez, gitmeyecek. Gün geldi, devran dönüyor! AKP 8 Mart’tan Nevruz’a, Gezi’den 1 Mayıs’a işyerlerinde, alanlarda, sokaklarda direnen, mücadele eden emekçilere er ya da geç hesap vermekten kurtulamayacak. AKP TOMA’larla, gazla, copla, plastik mermiyle bizleri engelleyeceğini sanıyorsa yanıldığını görecek. Çünkü bizler, sokaklarda, meydanlarda, işyerlerinde, okullarda, yoksul mahallelerde ayağa kalkıp yüzlerini güneşe dönenleriz. Çünkü bizler artık istediğimiz ülkenin, umut ettiğimiz yaşamın hayal olmadığını biliyoruz. Ve biliyoruz ki gelecek direnen, mücadele eden emekçilerindir” diye konuştu.

EKMEK, BARIŞ, ÖZGÜRLÜK TALEBİ…

İşçiler adına konuşan Nazire Erdinç ise tüm dünyada emekçilerin, emeğin uğradığı haksızlıklara karşı hep birlikte sesini yükselttiğini dile getirdi.  Erdinç,  “Ülkesi, ulusu, ırkı, siyasal görüşü, dini, mezhebi, dili, cinsiyeti, yaşı, mesleği ne olursa olsun, yurdumuzda ve dünyanın dört bir yanında emekçiler bir araya gelip taleplerini haykırıyor. Ekmek, barış, özgürlük için bir araya geldik. Herkese ekmek... Yine dünyaya ve ülkemize eşitliği, barışı, kardeşliği, özgürlüğü çağırıyoruz. Emeğin çıkarının savaşta değil, barışta olduğunu biliyor, savaştan yana hiç bir politikaya onay vermeyeceğimizi haykırıyoruz. Biz daha çok demokrasiyi herkes için istiyoruz, çünkü bunu hak ediyoruz” şeklinde konuştu.

“SOSYAL ADALET, EŞİTLİK VE FERAH İSTİYORUZ”

Güvencesiz çalışma biçimlerine, adaletsizliklere, işsizliğe, yoksulluğa karşı çıktıklarını ifade eden Erdinç, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Sağlık ve eğitim, sosyal güvenlik hizmetlerinin paralı hale getirilmesine, sosyal devletin gün geçtikçe budanmasına karşı çıkıyoruz. Biz insana yakışır koşullarda çalışmak ve yaşamak istiyoruz. Biz sosyal adalet, eşitlik ve refah istiyoruz. Tüm çalışanlar için insan onuruna yaraşır yaşama koşulları ve sendikal haklar istiyoruz. Özgürlükçü,  adaletli, barış içinde bir dünya ve ülke istiyoruz.”

Erdinç, konuşmasının devamında işçilerin taleplerini de sıraladı.