1’inci İzmir İktisat Kongresinin 98. Yılı nedeniyle açıklama yapan Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Adana Şube Başkanı İsa Kayadan, “Ulusal Kurtuluş savaşının ardından, daha Lozan Barış Antlaşması imzalanmadan 17 Şubat – 4 Mart 1923’te toplanan İzmir İktisat Kongresi ve alınan Misak-ı İktisadi kararları, tam bağımsızlık yolunda yapılacak büyük devrimin habercisi oldu” dedi.

“TAM BAĞIMSIZLIK, EKONOMİK BAĞIMSIZLIKTIR.”

 “Tam bağımsızlık, ekonomik bağımsızlıktır.” anlayışıyla hareket eden Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün, milli ekonomiyi, “Karma ve Planlı Ekonomi Modeli” üzerine inşa ettiğini anımsatan ADD Adana Şube Başkanı Kayadan şöyle konuştu;

“Tam bağımsızlık, ancak mali bağımsızlık ile mümkündür. 1. İzmir İktisat Kongresi, dolayısıyla Atatürk dönemi ekonomi anlayışıyla uluslararası alanda da takdir edilen bir görünüm sergilemiştir. Osmanlı Devleti’nden miras kalan dış borçlar ödendiği halde; fabrikalar, demiryolları, askeri teknoloji ve iletişim alanlarında dünyayı hayran bırakan büyük bir atılım gerçekleştirilmiştir. Kurulan kooperatifler, tarım ve sanayinin desteklenmesi, esnafa krediler, madenciliğin gelişmesi, hızla çoğalan işçi sınıfı, denizciliğin gelişmesi, ihracatın artması ve 1929 Dünya Ekonomik Bunalımına rağmen kendi kendine yetebilen ülkeler sıralamasında hızla yükselmemiz bu büyük başarının göstergeleriydi”

“DIŞA BAĞIMLI EKONOMİ YARATILDI”

Emperyalizmin büyük yenilgisi sonucu kurulan Atatürk Cumhuriyetinin; hayranlık uyandıran bu başarıları emperyalist güçler ve yerli işbirlikçileri aracılığıyla, Atatürk’ün bedenen aramızdan ayrılışı sonrasında yıkım süreciyle baltaladıklarını ifade eden Kayadan, “Bu süreç ne yazık ki devam etmektedir.”diye konuştu.  Tam bağımsız milli ekonominin yerine, dışa bağımlı bir ekonomi yaratıldığını savlayan ADD Adana Şube Başkanı İsa Kayadan şöyle devam etti;

“Madenleri özelleştirilen, milli varlıkları, fabrikaları, limanları, bankaları, arazileri özelleştirilen, satılan; parasını terörle mücadeleye harcamak zorunda bırakılan, AB ile yapılan “Gümrük Birliği Anlaşması” yla açık pazar haline getirilen Türkiye, 21.yüzyıla adeta bir yarı sömürge olarak girdi. Günümüzdeki yokluk, yoksulluk, işsizlik, eğitimsizlik ve bunun sosyal sonuçlarının, ölümlerin, intiharların temelinde bu yıkıcı, ihanet süreci vardır. Sorumlu açıkça ve tartışmasız bir şekilde siyasi iktidardır. Halkımız ihaneti daha açık görmekte, Kemalist Devrimin kıymetini daha iyi anlamaktadır. İktidarın koltuğu bu nedenle sallanmaktadır. “

ÇÖZÜM; FABRİKA AYARLARINA GERİ DÖNMEKTİR.

Son olarak çözüm yolları hakkında bilgi aktaran Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Adana Şube Başkanı İsa Kayadan, “Çözüm; Kemalist Ekonomi Modelini çağın koşullarıyla, yeniden uygulamaktır. Çözüm; Misak-ı iktisadi kararlarında bahsedildiği gibi imar etmektir, tahribatı önlemektir, memleketi yükseltmektir, “altın hazine” olarak adlandırılan ormanları korumak, madenleri kamulaştırmaktır, hırsızlık ve yalancılıktan kurtulmaktır.” Diyerek