Adalet çalışanlarının, ağır iş yükü altında ezildikleri halde kazanılmış haklarının tek tek ellerinden alındığını söyleyen Türk Büro-Sen Adana Şube Başkanı Turhan Topalhan, “Önce banka promosyonu daha sonra da servis ücreti ödeneklerinin kaldırılmasının ardından şimdi ise fazla mesai ücretlerinin kaldırılması gündemde. En zor şartlar altında çalışan kamu personeli adalet çalışanlarıdır. Ama en çok hakkı yenen ve hor görülen kesim adalet çalışanlarıdır” dedi.

 

 

Adalet çalışanlarının, ağır iş yükü altında ezildikleri halde kazanılmış haklarının tek tek ellerinden alındığını söyleyen Türk Büro-Sen Adana Şube Başkanı Turhan Topalhan, “Önce banka promosyonu daha sonra da servis ücreti ödeneklerinin kaldırılması, şimdi ise fazla mesai ücretlerinin kaldırılması gündemde. En zor şartlar altında çalışan kamu personeli adalet çalışanlarıdır. Buna rağmen maalesef ki, en çok hakkı yenen hor görülen kesim adalet çalışanlarıdır” dedi. Yazılı bir açıklama yapan Topalhan, Türkiye’nin doğusundan batısına, güneyinden kuzeyine en ücra köşesinden, en merkezi birimine kadar adalet ve hak götürme mücadelesi veren adalet çalışanlarının emeklerinin karşılığını bu güne kadar alamadıklarını söyledi. Yeni kurulan adliye binalarına sürekli istihdam edilen memurlara rağmen adalet hizmetlerinin bir türlü sağlıklı bir yapıya kavuşamadığına dikkat çeken Topalhan, “Adalet çalışanları, her şeyden önce insanca muamele görmek, emeklerinin karşılığını almak ve hak ettikleri itibarlarının iadesini istemektedirler. En büyük haksızlık ve adaletsizlikler adliye çalışanlarına uygulanmaktadır. En keyfi işlemler ve uygulamalarla adliye çalışanları yok sayılmaktadır. Özellikle son yıllarda oluşturulan devasa adliye binaları içinde kaybolup giden, ezilen, itilen kakılan, Hakim-Savcı sınıfının hegomanyası içinde silindir gibi ezilen adliye çalışanlarıdır. Adliye çalışanı adalet dağıtma hizmetini sunarken, kendisi için de adalet talep etmektedir. Emeğinin karşılığını ve onuru kırılmadan hizmet vermek, kendileri için ayrımcılık değil, herkes gibi eşit olmak istemektedirler” dedi.

 

‘KAZANIMLAR BİR BİR KAYBEDİLİYOR’

Topalhan, adalet çalışanlarının diğer kamu personelleri gibi 4483 sayılı yasanın içine alınmayı, hakim ve savcıların iki dudağı arasından kurtulmayı ve adalet teşkilatında var olan kast sisteminin kaldırılmasını istediklerini, kısacası ‘herkese adalet dağıtılırken kendileri için de adalet istediklerini’ if ade etti. Herkese adalet dağıttığını her platformda söyleyen Adalet Bakanlığı’nın, her ne hikmetse kendi çalışanlarından bunu esirgediğini, çalışanlarının gelirlerini arttırıcı önlemler almadığını, adalet çalışanlarının kazanımlarının da bir bir ellerinden alındığını söyleyen Topalhan,

“Önce nöbet ücretleri kaldırıldı, sonra banka promosyonu darbesi yedi adalet çalışanı. Daha sonra il merkez nüfusu 200 binin üzerinde olan illerde servis ücretleri vardı, bu ödenekler de kaldırılıyor. Ocak 2013’ten itibaren fazla mesailerine uzandı hükümetin eli, onu da kesiyorlar. Anlaşılan zorla çalıştıracaklar. Anayasa ve yasalara rağmen fazla mesai yaptıracaklar, daha önceki yıllarda olduğu gibi sesini çıkartanlara sürgün yolunu gösterecekler, köle misali çalıştırmaya devam edecekler” ifadelerini dile getirdi.

 

‘BAKANLIK KENDİ ÇALIŞANLARINA SAĞIR’

Adalet Bakanlığı’nın kendi çalışanlarının sesini duymakta sağır ve dilsiz olduğunu vurgulayan Topalhan, hükümetin 2013 yılı bütçesinde de adalet çalışanlarının özlük haklarını iyileştirilmesi için hiçbir düzenlemeye yer vermeyerek çalışanlarını yine enflasyonun, yükselen fiyat artışlarının altında ezilmeye, yargı sürecini hızlandırmak adına önüne yığılmış binlerce dosyanın işi bitinceye kadar ‘bedava çalışmaya’ mahkum ettiğini söyledi. Topalhan, “Adalet Bakanlığı, adalet çalışanlarının haklarını kendilerine teslim edinceye kadar bizler susmayacağız, meydanlarda olmaya devam edeceğiz, iş yavaşlatma gerekirse iş bırakma olmak üzere her türlü yasal ve demokratik hakkımızı kullanarak tepki koyma hususlarında kararlıkla yolumuza devam edecek, haklı taleplerimize duyarsız kalan yöneticilerden mutlak suretle hesap soracağız” dedi.