Yükseköğretimde yaşanan sorunlar hakkındaki görüşlerini dile getiren Akınoğlu, Adana’ya ikinci bir devlet üniversitesi kurulması fikrini ve çalışmalarını desteklediklerini belirtti. Sorunların kolaycı yaklaşımlarla çözülemeyeceğini savunan Akınoğlu, ezbercilikten kurtarılması gerektiğini vurgulayarak, acilen yükseköğretim yasasının gelişmelere uygun olarak değiştirilmesi gerektiğini söyledi. Akınoğlu, “Üniversitelerimizde tek tip elbise değil, çeşitliliği destekleyen yasal düzenlemeler hayata geçirilmelidir” dedi. Akınoğlu, Türkiye’nin üniversite özerkliği konusunda son sıralarda olduğunu dile getirdi.
Mithat Özsan Amfisinde yeni eğitim-öğretim yılının açılış konulmasını yapan Rektör Prof. Dr. Alper Akınoğlu, Çukurova Üniversitesi’nin bölgede 5 üniversitenin kuruluşuna önemli katkılar sağladığını dile getirdi.  Akınoğlu, ÇÜ’nün bu amaçla kendi mülkü durumundaki birçok bina ve araziyi bu üniversitelere verdiğini anımsattı. Adana’da ikinci bir devlet üniversitesi kurulması yönündeki düşüncelere ve beklentilere ÇÜ’nün sahip çıktığına dikkati çeken Akınoğlu, ikinci devlet üniversitesinin kurulması yönündeki çalışmaların sürdüğünü bildirdi.


Üniversitelerde eğitim, araştırma ve hizmet maliyetlerinin arttığını, sayıları artan üniversiteler karşısında devlet bütçesinin bunları karşılama gücünün gittikçe azaldığını vurgulayan Akınoğlu, “Üniversite bütçeleri, üniversite otonomisi ve hesap verme sorumluluğu aynı platformda ele alınmalı, kaynakların paylaştırılmasında üniversite eğitiminin ve bilimin, ülke kalkınmasında en önemli unsur olduğu göz ardı edilmeden doğru kriterler ile yapılmalı. Bu çerçevede değişik üniversitelerde sorumlulukların farklı olduğu bir ortamda üniversite dışı değerlendirmeler yaparak, üniversiteleri eşitlemeye çalışmak veya aynı alanda gelişmelerini sağlamaya çalışmak yararlı olmayacağı gibi gereksiz kaynak israfına da neden olacaktır. Böylece öğretim elemanlarının bulunmadığı, eğitim ve araştırmanın yeterli olarak yapılmadığı, güzel binalar, kullanılmayan veya az kullanılan pahalı cihazlar ile yüksek amortisman maliyetleri nedeniyle kısa sürede yenilenmesi gereken fakat yenilenemeyen yatırımlar ile karşı karşıya kalabiliriz” dedi.


Üniversitelerin iyi yönetilmediği veya üniversite hastaneleri bütçelerinin açık verdiği şeklindeki değerlendirmelerin bu üniversitelerde eğitim alan ve yetişen üniversite mezunlarının doğru yetişmediği anlamına geldiğini savunan Akınoğlu, sorunların kolaycı yaklaşımlarla değil, doğru bilgiye dayalı değerlendirmelerle aşılabileceğini kaydetti.  Üniversitelerin performanslarına yönelik hedefleri açısından bakıldığında sayısal göstergelerin olumlu yönde olduğunu dile getiren Akınoğlu, bilimsel yayın sayısı bakımından Türkiye’nin dünya sıralamasındaki yerinin son 20 yılda 50. sıralardan 18.sıraya geldiğini, sıralamada bütçelemenin bir kriter olarak kullanılmadığının altını çizdi.


Üniversite özerkliğini belirleyen ilkeler içerisinde en önemlisinin kaynak edinme ve kullanma özgürlüğünün olduğunu vurgulayan Rektör Akınoğlu, Türkiye’nin üniversite özerkliği konusunda merkeziyetçi yapının bırakılmaması nedeniyle son sıralarda bulunduğunu belirtti. Akınoğlu, “Üniversiteyi binalar ve tesisler değil, insanlar meydana getirir. Bunlar esas olarak öğretim üyeleri ve öğrencilerdir. Üniversite bir yaşam biçimidir. Üniversite kültürünü oluşturan gerekli kültürel altyapıyı oluşturmak ile ancak bir üniversite ortaya çıkabilir. Üniversite öğretim kadrolarının yerlerini korumaları, iyi belirlenmiş ölçütlere dayalı performans değerlendirmesine bağlanmalıdır. ‘Bizden birilerini atama’ kolaylığı çözüm değildir. Performansın başlıca ölçütü bilime katkı, araştırma, eğitim ve hizmet kaygısı olmalıdır. Bilimsel ürünleri, topluma yayma ve toplumsal üretimin parçası yapma ise en değerli kriter olmalıdır” diye konuştu.


Eğitim sistemi hakkındaki görüşlerini de aktaran Akınoğlu, eğitim sisteminin üniversiteli olma özelliği taşıması ve sorgulayarak öğrenmeye dayanmayan, ezberle yürütülen ve temel bilgilerden yoksun olmaktan hızla kurtarılması gerektiğini ifade etti. Akınoğlu sözlerini şöyle sürdürdü: “Gevşek müfredatlar öğrenci katkısının olmadığı tek yönlü öğretim, kolaylaştırılmış sınıf geçmeler, eleştirel kritik düşünme becerisini geliştirmeyi hedeflemeyen eğitim, yararlı olmayacaktır. Türkiye’de eğitim kalitesi ve eğitim standardından büyük sorunlar bulunmaktadır. Her aşamadaki mezunlarımızın eğitimi AB standartlarının altındadır. Üniversiteler aile açısından sosyal mutluluk diploması dağıtan, devlet açısından ise dört yıl boyunca büyükçe bir kitlenin işsizler ordusuna katılmasını engelleyen bir kurum durumuna düşmemelidir. Eğitim için kolaycı yollar yararlı olmadığı gibi sorun sadece büyütecektir. Üniversiteler, kendi içyapılarında kalite kültürünü geliştirmek ve uluslar arası düzeye taşımak zorundadır.”


Türkiye’de öncelikle yükseköğretimin önünde bekleyen öğrencilerin doğru alanlara yönlendirilerek eritilmesi ve sonrasında da yeni bir yükseköğretim vizyonu gerektiğinin altını çizen Rektör Prof. Dr. Alper Akınoğlu, yükseköğretim sisteminin yaşanan değişim ve dönüşümlere cevap verebilmesi gerektiğini dile getirdi. Sistem ile yaşanan yükseköğretim hayatının gerçeklerinin çelişmemesi gerektiğinin altını çizen Akınoğlu, günü kurtarma yerine kalıcı çözüm çabalarına ihtiyaç bulunduğunu bildirdi. Mevcut yükseköğretim yasasının gelişmelerin gerisinde kaldığını savunan Akınoğlu acilen yeni bir yükseköğretim yasasına ihtiyaç olduğunu anlattı. Akınoğlu,“Üniversitelerimizde tek tip elbise değil, çeşitliliği destekleyen yasal düzenlemeler hayata geçirilmelidir. Geleceğe güvenle bakan, küresel üniversite sistemine uygun, üniversitelerin özerkliğini tam olarak sağlayan, kalıcı ve kapsamlı yapısal çözümleri içeren yeni bir yükseköğretim yasasına ülkemizin acilen ihtiyacı bulunmaktadır. Ancak böylece bilgi yoğun toplum modeline geçebiliriz. Yükseköğretime artan talep kitle eğitimi ihtiyacı, aslında toplumun bilgi yoğun topluma geçiş için alttan gelen dalgalar olarak doğru algılanmalıdır. Bilgi toplumu gelişmekte ve yaygınlaşmaktadır. Ülkemiz 19-35 yaş okullaşmasında geride kalmıştır. Geleneksel öğrnci tanımı dışındaki öğrenci sayısı artmaktadır. Bu yeni öğrenciler kategorisine meslek veya iş değiştirenler ile birlikte değişik yaş gruplarından gelenler eklenmiştir” şeklinde konuştu.


Konuşmasının sonunda Çukurova Üniversitesi’nin her zaman Atatürk ilkelerine bağlı olarak eğitimini sürdüreceğinin altını çizen Akınoğlu, ülkenin bölünmez bütünlüğü konusunda hassasiyet ve kararlılıklarının da süreceğini ifade etti. Akınoğlu, bölücü terör örgütünün yaptığı ve binlerce vatandaşın ölümüne neden olan eylemleri de şiddetle kınadıklarını belirtti. Akınoğlu, “Sıkıntıları ile heyecanlı başlangıcı ile mezunlarımızın daha fazla iş bulabileceği günlerin özlemi ile birbirimize karşı daha fazla samimiyet ve duyarlılık dolu olmak ve ülkemizde gözyaşlarının dinmesi dileğiyle gençlerimizin bir defa daha düşünmesi dileğiyle okula gidemeyen milyonlarca çocuğumuzun geleceklerini kurtarabilmek dileğiyle, çıkar ilişkilerini maharet saymadığımız günlerin yakın olması dileğiyle yeni öğretim yılına umudumuzu yitirmeden bakmak istiyoruz” diyerek konuşmasını bitirdi.