Toplantının ardından ASİM Başkanı Mahmut Eraslan hem Türkiye hem de Adana gündemi ile ilgili önemli açıklamalar yaptı.
Dernek ve vakıfların pandemi koşullarına riayet etmek suretiyle yeniden faaliyetlerine başladığını hatırlatan Eraslan, Adanalılara da Adana Valiliği'nin aldığı kararlara uygun hareket edilmesi çağrısında bulundu.

Mahmut Eraslan açıklamalarına şöyle devam etti;

"Salgın döneminde şehrimizde belediyelerimiz beklenen hizmetleri yerine getiremedi. Adana maalesef makûs talihini bu süreçte de yenemedi. Köprüler hala şehrin ortasında bir garabet gibi duruyor. Bir an önce bitirilerek halkımızın hizmetine sunulmasını istiyoruz. Ayrıca alt yapı ve imar sorunu Adana’nın en büyük sorunlarından birisi. Bu konuyu sokağa çıkma kısıtlamalarının olduğu dönemde çözmemiz gerekirdi. Maalesef bu konuda da geç kaldık. 


Devletimizin 15 Temmuz Şehitler Köprüsü’nü yapacak olması önemli ancak Adana’nın metro kamburundan da kurtarılması gerekir.  Adana Valimiz Sayın Süleyman Elban’a da bir çağrı yapmak istiyoruz; Kentimiz ekonomik anlamda da her geçen gün geriye gidiyor. İşsizlik sorunu büyüyor. Hükümet yatırımlarının faaliyete geçmesi ve istihdamın arttırılması için Adana Lobisi’nin yeniden harekete geçirilmesi gerekir."


ASİM olarak Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yeni ve sivil bir anayasa çağrısını olumlu karşıladıklarını söyleyen Mahmut Eraslan; "Milletimizin darbe artığı anayasadan bir an önce kurtulması ve sivil bir anayasanın hayata geçmesi için elimizden geleni yapmaya hazırız" dedi.
Eraslan toplantıda gündeme gelen diğer konularla ilgili de şıu açıklamalarda bulundu;

"Teröre bulaşmamış toplumun değer yargıları ile çatışmayan toplumu ifsat etmeyen dernek vakıf veya şahısların düşüncelerini ifade etmesi suç olmamalı. İnsanlar rahat rahat duygu ve düşüncelerini, taleplerini dile getirebilmeli. Bu kapsamda yeni yargı reformu önemli bir adım. Bu adımı destekliyor, yansımalarını sahada görmek istiyoruz.
Toplumu ifsat eden konulardan birisi de İstanbul Sözleşmesi’ndeki bazı sorunlu maddeler. Bu sözleşme yayınlanıp yürürlüğe girdiğinden beri kadınlara yönelik şiddet olayları çoğaldı. Toplumsal öfke arttı.  İstanbul Sözleşmesi’nin sorunlu maddelerinin yürürlükten kaldırılması ve toplumsal değerlerimize uygun bir şekilde hareket edilmesi gerekir.