Fettullahçı terör örgütünün senelerce halkın dini duygularını araç olarak kullandığını, menfaat ve çıkar odakları ile birlikte el ele büyüdüğünü ve bu sayede devletin tüm organlarına sızdığını ifade eden Başkanı Av. Veli Küçük, tüm uyarılara rağmen ülkeyi yönetenlerin ısrarla bu uyarıları görmezden geldiğini ve bu yaklaşımın hain darbe girişimine zemin hazırladığını ifade etti.
15 Temmuzda halkın demokrasiye, hukuk güvenliğine ve adalet ruhuna sarılarak ayakta kaldığına dikkat çeken Baro Başkanı Av. Veli Küçük, 15 Temmuzda "demokrasi" için sokaklara çıkan halkın bugün yine "Hak, Hukuk ve Adalet" demesinin önemine vurgu yaptı.
Baro Başkanı Av. Veli Küçük, yaptığı açıklamada, “Halkımız her halükarda demokrasiyi benimsemiş ve demokrasiye sahip çıkmıştır. Demokrasi dışı güçlerin çağdaş Türkiye’nin geleceğinde bir daha rol oynayamayacağı böylece anlaşılmıştır. Biz hain darbe girişimini bir kez daha lanetliyor ve kınıyoruz. Demokratik usullere saldırılarak, askeri ve cebri yöntemlerle ülke yönetimine el koymaya çalışanlar hiç bir haklı neden ortaya koyamazlar. Demokratik, çağdaş ve ilerici ülkelerin yöntemleri her zaman seçimler ve halk iradesinin özgürce sandığa yansıması olmalıdır.
Bu darbe girişimi halkın iradesine, hukuk devletine ve demokrasiye yapılmış en büyük kötülük ve saldırıdır. Halkımız gereken değerlendirmeyi yapmış ve kenetlenerek bu hain saldırının bertaraf edilmesinde canını hiçe sayarak mücadele etmiştir.
Gelinen noktayı üç yıl sonra değerlendirdiğimizde, Atatürk'ün önderliğinde topyekun büyük bir mücadele sonucu kurulan Türkiye Cumhuriyetinin, her bir harcına ne denli ihtiyaç duyduğumuzu ve özellikle laiklik ilkesinin yok edilmesi halinde bunun nasıl bir deprem etkisi yapabileceğini tespit edebiliyoruz.
Bu tespit 15 Temmuz 2016 hain darbe girişiminin uzun zamana yayılan süreçte adım adım nasıl geldiğini de izah etmektedir. Meclis iradesinin devre dışı bırakılarak, tek bir kişinin devlet ve ülke yönetiminde her şeyi belirleme ortamı geleceğe dönük tehlikeleri içerisinde barındırmaktadır. Maalesef, farklı sesler, muhalif kimlikler sindirilmeye ve susturulmaya çalışılmaktadır.
OHAL KHK'leri kapsam ve amacını aşmış, Meclis ve yargı denetiminden uzak tutulmuş, etkisini bugün dahi göstermektedir. Siyasi iktidar, yetki ve sorumluluk makamındakiler 15 Temmuz hain darbe girişiminden ders çıkarmalıdırlar. Cemaat ve benzeri türden yapılanmalara prim verilmemelidir. Kamu görevinde liyakat esas alınmalı, ve kamu görevlileri de hukuk dışına hiçbir zaman çıkmamalıdır.
Bu ilkeler ışığında oluşturulacak şeffaf ve denetlenebilir kamusal yönetim anlayışı ülkemizi tehlikelerden koruyacak en önemli anlayış olacaktır.
Atatürk ilke ve devrimleri, laik, evrensel insan hakları, özgürlük, düşünce, ifade ve basın özgürlüğü adil yargılanma hakkı, savunma dokunulmazlığı, yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığı, Cumhuriyetin kazanımları ve demokrasi, yaşama hakkı adına, halk iradesine dayalı meclisi ön plana çıkaran kuvvetler ayrılığına dayalı parlamenter sistem, hukuk devleti, hukukun üstünlüğü ve katılımcı demokrasi ülkemizin gelişmesi ve refahında çok önemli unsurlardır.
Bu unsurlardan taviz vermemiz gerekmektedir. Aksi halde ülkemizin 15 Temmuz darbe girişimi gibi felaketlerle yüz yüze kalması kaçınılmazdır.
Bu vesileyle halkımızın '15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü'nü kutluyoruz. Şehit olan 249 yurttaşımızı saygıyla ve rahmetle anıyoruz. 2 bin 196 gazimize gösterdikleri olağanüstü cesaretlerinden dolayı minnetlerimizi sunuyoruz.”