Katılımcıların taşıdığı, depremin yıkıcı etkilerini yansıtan, 1998 Ceyhan Depreminden fotoğraflar eşliğinde düzenlenen törende, anıta karanfil bırakıldı ve “Deprem Olurken Nasıl Davranılmalı” broşürü Ceyhanlılara dağıtıldı. Törende İMO Adana Şube Başkanı Hasan Aksungur, Ceyhan Belediye Başkanı Hülya Erdem ve CHP Adana Milletvekili Müzeyyen Şevkin birer konuşma yaptı.

ÜLKEYE AFET YAŞATAN MÜHENDİSLİK HİZMETİ ALMAMIŞ YAPILARDIR

İMO Adana Şube Başkanı Hasan Aksungur Ceyhan Depreminin 23. Yıldönümünde, depremde kaybedilen canları saygıyla andığını ifade ederek her yıl Ceyhan Depreminin yıldönümünde Ceyhan Deprem Anıtında Ceyhan Belediyesi ile birlikte yaptıkları törenin, depremlerin yıkıcı etkisini hatırlatmak, dolayısıyla alınacak önlemlerin önemine vurgu yapmak olduğunu söyledi.

İnsanları öldüren, kayıplara yol açanın, ülkeye afet yaşatanın mühendislik hizmeti almamış yapılar olduğunu, bunu depremlerin sonuçlarının da gösterdiğini belirten Aksungur; “İstiyoruz ki güvenli yapı güvenli yaşam tesis edilsin, önlenemeyen ve zamanı bilinmeyen bir doğa olayı olan depremler, alınmayan önlemler, yapılmayan denetimler nedeniyle afete dönüşmesin, insanlar beton yığınları altında canlarını kaybetmesin” dedi.

Ülkemizde 20 milyon mertebesinde olduğu bilinen yapı stokunun büyük çoğunluğunun deprem kuşaklarında olup önemli bir kısmının depreme karşı güvenli olmadığını söyleyen Aksungur,  yapılması gerekenin, bilim, bilgi, deprem yönetmeliği ve mühendislik ilkeleri dikkate alınarak bu yapıların depreme karşı güvenli hale getirilmesi olduğunu belirtti. Bunun sağlanması için rant, çıkar, siyaset hesaplarından uzaklaşılması gerektiğini vurgulayan Aksungur sözlerine şöyle devam etti:  

“İktidarın, rant ve prestij sağlayan projelere yöneldiği, ülke yapı stokunun deprem güvenlikli duruma getirilmesi için çaba harcamadığı bilinen açık gerçeklerdir. Bu konuda verilebilecek en bariz örneklerden birisi tüm karşı çıkışlara rağmen inatla başlayacaklarını söyledikleri Kanal İstanbul projesidir. Deprem tehlikesi ile karşı karşıya bulunan İstanbul’un depreme hazır hale getirilmesi ve binaların güçlendirilmesi için tüm olanakların seferber edilmesi gerekirken ve bunu gerçekleştirmenin maliyeti açıkken, kamu kaynaklarını Kanal İstanbul Projesine yönlendirmek akıl almaz bir durumdur. Bu projeyi gerçekleştirerek İstanbul’u üçe bölmek,  olası bir depremde ulaşım sorunları yaratacak, aynı zamanda yeraltı sularına, deniz canlılarına, tarıma zarar verecektir. Projenin zemin göçüklerine yol açma olasılığı da bulunmaktadır. Kuzey Anadolu fay hattına yaklaşık 15 kilometre mesafede olması da unutulmamalıdır. Ayrıca bir kişinin hayali ile ülke coğrafyası değiştirilemez.

ÜLKEDE YAŞANAN AKIL TUTULMASINA KARŞI ÇIKMAYA DEVAM EDECEĞİZ

İnsanların can güvenliğini birebir ilgilendiren bir mesleğin mensupları olan bizler, ülkede yaşanan bu akıl tutulmasına kararlıkla karşı çıkmaya devam ediyoruz. Bu doğrultuda şantiyelerde tam zamanlı şantiye şefi bulundurulması gerektiğine dikkat çektiğimiz, her şantiyeye bir şef kampanyamızı ülke çapında hayata geçirdik. Yine mühendislik eğitiminin, güvenli yapı üretiminin önemli bir parçası olan mesleğimizi geliştirecek formasyonda olmasını sağlamak amacıyla başlattığımız kampanyayla inşaat mühendisliği bölümüne girişte asgari başarı sırasının 50.000 olarak değiştirilmesi ve kontenjanların düşürülmesini kurumlara gönderdiğimiz yazılar, basın açıklamaları, sosyal medya kampanyalarıyla talep ettik. Bu uğraşımız sonucu kontenjanlarda kısmi ama yeterli bulmadığımız bir düşüş gerçekleştirildi.

İnşaat Mühendisleri Odası olarak tüm çalışmalarımızın amacı toplumsal yararın sağlanması, insanların deprem güvenlikli, sosyal kültürel olarak gelişmiş yaşam alanlarına kavuşması, ülkemizde barış, adalet ve eşitliğin tesis edilmesi içindir. Ve bu amaçlarımız doğrultusunda tüm baskılara, tüm engellemelere karşı mücadelemizi kararlılıkla sürdürmeye devam edeceğimizi bir kez daha vurgularız. Sonuçta deprem değil binalar öldürmektedir.”

SADECE CANLAR DEĞİL, UMUTLAR, YARINLAR DA KAYBEDİLDİ

Ceyhan Belediye Başkanı Hülya Erdem ise 27 Haziran Ceyhan Depremin Ceyhan için bir dönüm noktası olduğunu, şehrin kaosa sürüklendiğini, 145 insanın betonlar arasında canını yitirdiğini, çok sayıda yaralı olduğunu belirterek depremde canlarını kaybedenleri rahmetle andığını ifade etti. Sadece canları değil umutların, yarınların da kaybedildiği söyleyen Erdem “imar düzenlemeleri ve depremle ilgili modern dünyanın tüm imkânlarını kullanarak hasarı en aza indirmek, felaketleri önlemek mümkündür.  Bu doğrultuda belediyelerin ve konuyla ilgili tüm kurum ve kuruluşların ortak hareket etmelidir” dedi. Erdem sözlerini depremsiz yarınlara ulaşmak dileğiyle bitirdi.

DEPREMLER İNSAN ELİYLE AFETE DÖNÜŞTÜRÜLMEMELİDİR

CHP Adana Milletvekili Müzeyyen Şevkin de konuşmasına 27 Haziran 1998 Adana- Ceyhan Depreminde kaybedilen canları rahmetle andığını söyleyerek konuşmasına başladı. “23 yıldır aşamadığımız travmayı bir daha yaşamak istemiyoruz ama depremler kaçınılmaz olarak yaşanacak. Önemli olan doğa olayı olan depremin bilim ve tekniği kullanarak afete dönüşmesini engellemektir” diyen Şevkin 2020 yılında dünyada yaşanan deprem sonuçlarını örnek gösterdi.

2020 yılında dünyada yaşanan depremlerde 198 insanın öldüğünü, bunun 168’inin maalesef Türkiye’deki depremlerde hayatını kaybedenler olduğunu ifade eden Şevkin şöyle devam etti: 168 kişiyi kaybettiğimiz bu depremler üstelik 5,5 ila 6 büyüklüğünde orta şiddette depremlerdi. Bu bizim bilim ve teknikten ne kadar uzak olduğumuzu da göstermektedir. Yapı denetim sistemindeki, kentsel dönüşümdeki yaşanan sorunlar can ve mal kayıplarının önünü almamızı engellemektedir. Deprem önlemleri acilen hayata geçirilmeli, depremler insan eliyle afete dönüştürülmemelidir.”