Güneş açıklamasında şu görüşlere yer verdi:

18 Aralık günü Birleşmiş Milletler tarafından resmi olarak 2000 yılında “Uluslararası Göçmenler Günü” olarak kabul edildi. Bu tarihten bu yana bu gün kapsamında küresel ölçekte göçmenler ve yerinden edilmiş insanların yaşamları ve sorunları konusunda bir farkındalık oluşturmak amaçlanmaktadır.

Küresel ölçekte artan gelir dağılımı eşitsizlikleri, yoksullar ve yoksunlukların yanı sıra artan çatışma alanları, savaşlar, kıtlıklar, baskıcı rejimler, özgürlüklerin kısıtlanması, emperyalist işgaller sonrasında dünya tarihinin en yüksek göçmen ve sığınmacı sayısına ulaşılmıştır.  Uluslararası göçmenlerin sayısı 2000 yılından bu yana yüzde 49'luk artışla 2017'de 258 milyona yükselmiştir.  

BM Mülteciler Yüksek Komiserliği’nin 2017 yılı raporuna göre günümüzde 68 milyondan fazla kişi zorunlu olarak yerinden edilmiş durumdadır. Bu nüfusun 26 milyonunu mültecilerden oluşmaktadır. Mülteci nüfusunu da yüzde 52’ine yakınını çocuk ve gençler oluşmaktadır. Zorunlu göç veren ülkeler listesinin başında 2017 yılında Suriye gelirken en fazla zorunlu göç alan ülkeler listesinin başında Türkiye bulunmaktadır. Uluslararası göçmenlerin büyük bölümüne yüksek gelirli ülkeler ev sahipliği yaparken mülteci ve sığınmacıların yaklaşık yüzde 85’i düşük ve orta gelirli ülkeler tarafından ağırlamaktadır.

Ortaya çıkan bu olumsuz tablonun sorumluları yaşanan olayların mağdurları olan kadın, erkek veya çocuklar değildir. Mülteci sorunu, günümüzün de en önemli insani krizidir. Tüm dünyanın gözü önünde gerçekleşen insanlık dışı zulümler milyonlarca insanı evinden ve yurdundan mahrum bırakırken, açlık, yokluk ve yoksulluğa mahkûm edilmiş başta Afrika’dan olmak üzere pek çok insan umuda yolculuğa çıkmıştır.

Mültecilerin onurlu bir hayata yeniden kavuşması, uluslararası toplumun en temel siyasi ve ahlaki sorumluluklarından biridir. Bu konuda gelişmiş ülkeler sadece bu gereksinimlere belirli katkılar yaparak ve sorunun kendilerinden ve ülkelerinden uzak tutulmasını sağlayarak vicdani sorumluluktan kurtulamazlar. Siyasilerin yanlış tercihleri, maceracı tutumlarının bedelleri masum insanlara ödettirilmelidir. Yayılmacı politika ve sürekli çatışma ortamı yaratan güçler tarih önünde sorumludurlar. Açlık ve sefalete sessiz kalanlar, küresel kaynakların adil bölüşümüne engel olanlar bu olumsuz manzaranın ortaya çıkmasında aynı derece sorumludurlar.

Adana Kent Konseyi Göç ve Mülteci olarak insanların yurtlarından edilmediği, hiçbir yerde ötekileştirilmediği ve savaşın olmadığı, yurtlarından edilen insanların sağlık ve esenlik içerisinde yurtlarına, topraklarına dönüşlerinin sağlanmasını, küresel yoksulluk ve adaletsizlikleri giderici politikaların hâkim kılınmasını diliyoruz”