27 Haziran 1998 Adana-Ceyhan depremi nedeniyle yazılı açıklama yapan Biçer, İMO olarak, depremle ilgili bilinç oluşturmak,  yetkilileri olası depremlere karşı önlem almaya çağırmak ve ülkemizde depreme dayanıklı yapı üretim sürecinin yerleşmesini sağlamak amacıyla pek çok çalışma yaptıklarını, araştırma ve raporlarını kamuoyuyla paylaştıklarını anımsattı.

145 kişinin hayatını kaybettiği, bin 517 kişinin yaralandığı, yıkılanlar da dâhil olmak üzere 76 bin konut ve işyerinin etkilendiği 6,2 büyüklüğündeki 27 Haziran 1998 Adana- Ceyhan depreminin 17. yılında açıklama yapan Biçer, “Depremin yıkıcı etkisi ancak yapı üretiminin ve yapı denetiminin nitelikli hale getirilmesi ile azaltılabilir” diye konuştu.

Türkiye’de depreme dayanıklı bir yapı üretim sisteminin yerleşmesi yolundaki çalışmalarını, bunun temini sağlanıncaya kadar da bıkmadan, usanmadan sürdürmeye kararlı olduklarını vurgulayan Biçer, “Kararlı olduğumuz gibi bunun sağlanabileceğinden de eminiz;  çünkü inşaat mühendisliği mesleğinin mensupları olarak biliyoruz ki her zeminde güvenli yapı üretimi mümkündür. Yeter ki bilim ve tekniği doğru kullanalım, yeter ki yasalar yönetmelikler toplum yararına oluşturulsun, yeter ki insan hayatının, can güvenliğinin her şeyden önce geldiği, ranta ve kar hırsına heba edilmediği bir toplumsal yaşam oluşturabilelim” dedi.

JAPONYA’YI ÖRNEK GÖSTERDİ
Bölgemizde, ülkemizde bir daha aynı acıların yaşanmaması için, güvenli yapı üretimi ve sağlıklı bir yapı denetim sisteminin eksiksiz işlerliğine ve uygulanmasına ihtiyaç olduğunun altını çizen Biçer, şunları söyledi:
“Bunu sağlamanın mümkün olduğunu, dünya çapındaki depremleri ve etkilerini gözlemlediğimizde açıkça görmekteyiz. Dünyanın en önemli deprem kuşaklarında bulunan Japonya, tarihindeki yıkıcı depremlerden ders almasını bilmiştir. Neredeyse depremsiz günü geçmeyen Japonya örneği göstermektedir ki, güvenli yapı üretimi sağlanabilmekte ve bunun sonucunda depremin yarattığı yıkıcı sonuçlar asgari düzeye indirilebilmektedir. Japonya’da can almayan aynı şiddetteki depremlerde, Türkiye gibi ülkelerde yaşanan can kaybı rakamları, bir kez daha acı gerçeği ortaya koyduğu gibi yapılacakları da açıkça ispatlamaktadır.

“DEPREM GERÇEĞİ UNUTULAMAZ”

Bizim amacımız; depremin her yıl dönümünde acıların depreştirilmesi değil, sorumlulara sorumluluklarını hatırlatmaktır, önlem almalarını temin etmektir.  Özellikle 17 yıl önceki depremde en fazla etkilenen Ceyhan’da, deprem sonrası ilk yıllarda yapı üretim sürecine dikkat edilmeye çalışılmışsa da, zamanla yapı yoğunluklarının artırıldığını, depremin adeta unutulduğunu gözlemlediğimizi söylemeliyiz.  Tüm bölgemizde ve Ceyhan’da sorumluları imar düzenlemelerinde deprem gerçeğini unutmamaya, dikkatli olmaya davet ediyoruz.

Devletin en temel görevlerinden birisi sağlıklı, güvenli ve yaşanabilir kentler yaratmak,  doğal varlıkları, ekolojik, tarihi, kültürel, toplumsal değerleri korumak,  insanı ve insanca yaşamı temel hedefine koymak ve bunu temin eden ve yaşatan, geliştiren bir arazi kullanımı ve yerleşim politikası izlemektir. Bunu sağlamak için de barınma ve kullanma amaçlı yaşam alanlarının deprem şartnamelerine uygun projelendirilmesi ve yapım aşamasının denetiminin doğru yapılmasının önemi bilinmelidir.  Deprem öncesi, sırası ve sonrasında yapılacak çalışmalarda kamu yararı ve ülke çıkarı bağlamında ulusal bir deprem politikası ve stratejisi belirlenerek ciddi programlar oluşturulmalı ve daha da önemlisi bunlar yaşama geçirilmelidir.

Doğanın bir gerçeği olan depremler önlenemez. Bizim amacımız bir doğa olayı olan depremlerin afete dönüşmesinin engellenmesi, depreme dayanıksız binaların yol açacağı felaketlerin önüne geçilmesidir.”