İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) Adana Şube Yönetim Kurulu Sekreter Üyesi Leyla Tan, 8 Mart Dünya Kadınlar günü dolayısıyla yaptığı açıklamada, ülkemizde kadın cinayetlerinin artarak devam ettiğini, kadınların hemen her gün erkek şiddetine, tacize maruz kaldığını vurguladı.

Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformunun verilerine göre 2019 yılında 474 kadının, erkek şiddeti ile öldürüldüğünü belirten Tan, kadınların boşanmak istediği için, barışma isteğini, arkadaşlık teklifini reddettiği için, çalışmak istediği, kendi yaşamı üzerinde söz sahibi olmak istediği için, eşitlik istediği için öldürüldüğünü ifade etti.

TOPLUMDAKİ ŞİDDET KADINA YÖNELİK ŞİDDETİ BESLEMEKTEDİR

Dur durak bilmeyen bir şiddet ortamı içinde olunduğunu ifade eden Tan, yönetim erkini elinde bulunduranların fütursuz, zorba uygulamaları ve dilinin; her şeyi yapmayı, her şeyi söylemeyi, küfrü, şiddeti kendinde hak gören güç ve iktidar heveslisi, erkek egemen anlayışların toplumun hücrelerine kadar sinmiş durumda olduğunu belirtti.

Toplumdaki şiddet ortamının kadına yönelik şiddeti de beslediğini; kadına yönelik şiddetle mücadele etmenin ve bu mücadeledeki her kazanımın toplumsal yaşama da katkı sağlayacağını açıklayan Tan şu görüşlere yer verdi:

“Kadına yönelik şiddetin bu dur durak bilmez mevcudiyeti, karşıt dinamiklerini de yaratmaktadır. Tüm baskılara, şiddete, engellemelere rağmen özgürlük talep eden, şiddeti durdurmak isteyen kadınların mücadelesi yükseliyor. Kadınlar 6284 sayılı kanunun ve İstanbul Sözleşmesi’nin etkin bir şekilde uygulanması için mücadele ediyor. 6284 sayılı kanun kadınların yıllarca süren mücadelesi sonucu yasalaştırılmış; şiddet uygulayanlara uzaklaştırma, yakın koruma gibi birçok tedbiri düzenlemekte, aynı zamanda kadınları maddi olarak güçlendirmek,  kimlik değiştirmek gibi hakları da içeren bir yasadır. Ancak ne yazıktır ki yasa etkin kullanılmıyor, kapsamlı önlemler hayata geçirilmiyor.

ŞİDDETE KARŞI MÜCADELEYE KARARLILIKLA DEVAM EDECEĞİZ

İnşaat mühendisliği mesleğinde olduğu gibi,  meslek alanlarında kadınların eşit haklara sahip olmadığını, kadın olmanın getirdiği artı sorunları olduğunu biliyoruz. Bizler tüm çalışma alanlarında kadın emeğinin sömürülmesinin son bulmasını istiyoruz.

Savaş ortamının ülkelerinden ayrılmak zorunda bıraktığı ve mülteci olmanın zorlukları yanında cinsiyetinden ötürü katmerli ayrımcılığa uğrayan mülteci kadınların yanında olduğumuz bilinmelidir. Mülteci kadınlara yönelik ayrımcılığın, cinsiyetçi yaklaşımların, şiddetin son bulmasını istiyoruz.

Ülkemizde şüpheli ölüm diye kayda geçen kadın cinayetleri vardır. Kadın cinayetleri aydınlatılsın, hiçbir şiddet karanlıkta kalmasın istiyoruz. Bizler aynı zamanda, kadınların söz sahibi olduğu kentler istiyoruz; çocukların istismara uğramadığı, çocuk tacizinin, çocuk yaşta evliliklerin olmadığı bir ülke istiyoruz.

Bizler biliyoruz ki şiddetin kol gezdiği bir ülkede hiç kimse özgür olamaz; eşit, özgür, insan haklarına sahip bir toplumsal yaşamda kadına şiddet yok olacaktır. İnşaat mühendisi kadınlar olarak kadına çocuğa karşı şiddet, tecavüz istismar, baskıya karşı yürütülen mücadelenin içinde kararlılıkla yer almaya devam edeceğiz.”