İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) Adana Şube Başkanı Hasan Aksungur, 12 Eylül Askeri Darbesinin yıldönümü nedeniyle yaptığı açıklamada; TMMOB ve bağlı Odalarının her dönemde, her koşulda olduğu gibi bugün de askeri ve sivil darbelerin, baskıcı, antidemokratik yönetimlerin her zaman karşısında olacağını söyledi.

41 yıl önce 12 Eylül 1980 sabahı ilan edilen askeri darbe ile ülkemizin en karanlık dönemlerinden birinin yaşandığını belirten Aksungur; 12 Eylül’de Türkiye Büyük Millet Meclisinin lağvedildiğini,  Hükümetin görevden alındığını,  Anayasanın uygulamadan kaldırıldığını, siyasi partiler, sendikalar ve sivil toplum örgütlerinin kapatıldığını, grevlerin yasaklandığını, 30 bin kişinin sakıncalı bulunarak işten atıldığını kaydetti.

Aksungur açıklamasının devamında, birçok gazetenin kapısına kilit vurulduğunu, filmlerin, kitapların, dergilerin yasaklandığını belirtti.  Ayrıca 650 bin kişinin gözaltına alınıp açılan 210 bin davada 230 bin kişi yargılandığını,  on binlerce insanın yıllarca hapishanelerde tutulduğunu, 14 bin kişinin yurttaşlıktan çıkarıldığını, gencecik insanların işkencelerde, darağaçlarında katledildiğini belirten Aksungur “Amaç yaratılan bu korku, baskı, işkence atmosferiyle sindirilmiş, hak aramayan bir toplum yaratmaktı. Nitekim bu yıldırma politikası sonucu gerici, baskıcı 12 Eylül Anayasa’sı işlerliğe konuldu” dedi.

BUGÜNÜN TÜRKİYE'Sİ 12 EYLÜL’ÜN MİRASIDIR

12 Eylül Askeri Darbesinin yerleştirdiği ekonomik ve politik anlayışı ile o günlerden bugünün Türkiye'sinin şekillendirilmesinin sağlandığını aktaran Aksungur açıklamasına şöyle devam etti:

“Bugün ülkemizde yaşanan ve her geçen gün derinleşen ekonomik kriz o günlerde itirazsız bir uygulamaya dönüşen ve bugünlere geliştirilerek taşınan neoliberal ekonomik programın sonucudur. Bugünün toplumu sarmalayan baskıcı, ayrımcı, gerici uygulamaların mevcudiyetini sağlayan zemin, 12 Eylül döneminde toplumun gerek ekonomik gerekse siyasi anlamda askeri darbe altında şekillendirilmesi ile yaratılmıştır.   Bugünün Türkiye'sinde ekonomik ve toplumsal yaşamın bu anlayışın mirası olduğunu rahatlıkla ifade edebiliriz.

Demokratik hak taleplerine karşı uygulanan şiddet ve yıldırma politikaları,  torba yasalar, ülke topraklarını sermaye kesiminin pazar alanı haline getiren uygulamalar, toplumu sarmalayan ötekileştirici ve ayrımcı anlayışlarla bu neoliberal politikaların kesintisiz sürdürülmesi ile sağlanmıştır.

SEÇİMLE GELMEK BİR İKTİDARI DEMOKRATİK YAPMAYA YETMEZ

Birliğimiz TMMOB ve bağlı Odaları her zaman askeri darbelerin karşısında olmuştur. Ancak sadece askeri darbelere değil,  otoriter, baskıcı, toplumu mengene altında tutan, en ufak kıpırdanışta, karşı koyuşta baskı uygulayan, ifade özgürlüğü sayılacak konuları suç göstererek cezaevlerini işaret eden, insanları sudan bahanelerle yıllarca hapishanelerde tutan zihniyetlere, iktidarlara da karşıyız. Unutulmamalıdır ki bir iktidarı demokratik yapan yalnızca seçimle gelmesi değildir.

Biz baskı ve zulmün olmadığı, insanların eşit görüldüğü, ayrımcılığa uğramadığı, fikir özgürlüğünün olduğu, kadın cinayetlerinin olmadığı, farklılıkların zenginlik olarak görüldüğü ve başka ülkelerin savaş içinde yaşamalarının müsebbibi olmayan, demokratik işleyişe sahip toplumsal yaşamdan yanayız.

TMMOB ve bağlı Odaları, 12 Eylül’ün en sert günlerinde ayakta kalmayı, üyelerine sahip çıkmayı, mesleki saygınlığı korumayı bilmiştir. Tıpkı 12 Eylül günlerinde olduğu gibi TMMOB ve bağlı Odalarımız her dönemde, her koşulda olduğu gibi bugün de demokratik toplum mücadelesini kararlılıkla sürdürecek, askeri ve sivil darbelerin, baskıcı, antidemokratik yönetimlerin her zaman karşısında olacaktır.”