Açıklamayı KESK Adına Tarım Orkam Sen Başkanı Yılmaz Demir Yaptı. Demir şöyle konuştu: 

“KHK’LI ARKADAŞLARIMIZLA BİRLİKTE DİRENMEYE DEVAM EDİYORUZ, VAZGEÇMEYECEĞİZ”

OHAL şartları kâğıt üzerinde kalkmış olsa da hala OHAL kalıntısı olan kanunlarla emekçi kıyımına devam ediliyor. OHAL komisyonunun red kararlarını ret ediyoruz, bir an önce bu hukuksuzluktan vazgeçilmesi ve bütün ihraçların derhal işlerine iade edilmesi çağrımızı bir kez daha yeniliyoruz.

“EN BÜYÜK KAMU EMEKÇİSİ KIYIMI YAŞANDI”

15 Temmuz darbe girişimi sonrasında cumhuriyet tarihinin en büyük kamu emekçisi kıyımı gerçekleştirildi. 15 Temmuz Öncesi ve sonrasıyla çokça izaha muhtaç olan o süreç, iktidar sahipleri tarafından Allah’ın bir lütfu olarak nitelendirildi. Ülkenin demokrasi geçmişi çoğu zaman sancılı olsa da kapsayıcı bir normalleşme yerine ceberrut bir yönetim anlayışını benimseyen iktidar, devletin zor aygıtlarını kullanarak tam bir totaliter görüntüye yöneldi.

KHK’lerle 136 bin dolayında kamu emekçisini işlerinden ihraç eden iktidar, darbe girişimini bir fırsata dönüştürmüştür.

Devleti yönetenlerin en üst noktadan seslendirdikleri “Ağaç kökü yesinler” söylemi tarihin utanç sayfalarında yerini alacaktır.

İHRAÇ EDİLEN BİRÇOK KAMU EMEKÇİSİ ARKADAŞIMIZ İŞ CİNAYETLERİNDE YAŞAMINI YİTİRDİ

Tarihi, sosyolojik, etik, teolojik nereden bakarsanız bakın en temel evrensel bir hak olan savunma hakkı görmezden gelinerek yürütme kendini yargı yerine koymuştu zaten. Adalet bakanının “İdari tasarrufla ihraç ettik” söylemi tarihin utanç sayfalarında yerini aldı. Doğrudan yaşam hakkına saldırı niteliğinde olan bu tutum ve söylemlerle de yetinilmedi. Pasaportlarına el konulan arkadaşlarımıza adeta ne burada ne de başka bir ülkede yaşam hakkı tanımıyoruz denildi.

Diplomaları işlevsiz kılındığı için gündelik işlerle evlerine ekmek götürmeye çalışan birçok arkadaşımızı bilmedikleri işlerde çalıştıkları için iş cinayetlerinde kaybettik. Kendileri yetmezmiş gibi yakınları da benzer hak kayıplarına uğratıldı. Kimi bir nefes alabilmek adına ülke dışına giderken boğuldu kimi zindanlarda çürütüldü.

Ülkenin birçok yerinde uğradıkları haksızlıkları anlatmaya devam eden KHK’li arkadaşlarımız her koşulda direnmeye devam ediyor. Ne onlar vazgeçti bu yoldan ne de onlara omuz veren arkadaşları.

MEVCUT İSTATİSTİKLERE BAKILDIĞINDA AÇIKÇA GÖRÜLECEKTİR Kİ KOMİSYON, ARKADAŞLARIMIZIN DOSYALARINI EN SONA BIRAKARAK GÖREVİNİ YERİNE GETİRMEKTEDİR

Uyduruk istihbarat adı altındaki raporlar ve evrensel hukukta hiçbir karşılığı olmayan kurum kanaati gibi bir garabet yetmezmiş gibi arkadaşlarımızın dosyalarını inceleyen komisyon bizler için kabul edilemez kararlara da imza atmaktadır. KHK’lerle işlerinden ihraç edilmelerine itiraz eden KESK üyesi arkadaşlarımızın dosyalarını inceleyen komisyon ret kararları vererek hukuksuzluğu perçinleştirmektedir. Bu kararlar bizler için yok hükmündedir. Asıl kendini yargılaması gerekenler arkadaşlarımızı yargılayamazlar. Bir bütün olarak sizleri de kararlarınızı da retlerinizi de reddediyoruz. Bir an önce bu hukuksuzluktan vazgeçilmeli ve tüm arkadaşlarımız derhal işlerine iade edilmelidir.

Ülkenin emek ve demokrasi mücadelesini verenleri ve bu uğurda bedel ödeyenleri unutmayacağız. Gün gelecek hukuk kazanacak, adalet yerini bulacak ve tüm arkadaşlarımız işlerine geri döneceklerdir.