Siyasi iktidarının müdahaleleriyle Türkiye’de basın özgürlüğünün baskı
altına alındığını ve rafa kaldırıldığını ifade eden Av. Veli Küçük,
“Demokrasinin sağlıklı işleyebilmesi için halkın haber alma hakkına
engel olunmamalıdır” dedi.

Çağdaş demokrasilerde düşünce ve ifade özgürlüğünün temel taşlarından
birinin basın özgürlüğü olduğunu vurgulayan Baro Başkanı Av. Veli Küçük,
“Basın özgürlüğünün doğrudan ya da oto sansür yoluyla dolaylı olarak
kısıtlanması düşünce ve ifade özgürlüğüne, dolayısıyla kişi hak ve
özgürlüklerine, yani demokrasiye aykırılık teşkil eder. Oysa hukuk
devletinin olmazsa olmazlarından biri olan basın özgürlüğü, demokrasinin
güvencesidir." diye konuştu.

Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü (RSF) tarafından her yıl yapılan
araştırmaya göre Türkiye’nin, “Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi”
sıralamasında 180 ülke arasında 154.sırada bulunduğunu belirten Av. Veli
Küçük, raporda, Türkiye'de tutuklu gazeteci sayısında geçen yıla oranla
az bir gerileme kaydedilse de dünya genelinde hala en fazla gazetecinin
tutuklu olduğu ülkelerden birinin Türkiye olduğuna işaret etti.

Türkiye'de internet medyasına yönelik sansürün de arttığı belirtilen
raporda, RSF'in ortak kuruluşu Bianet'in verilerine göre 2019 yılında en
az 586 haberin internette sansürlendiğinin vurgulandığını kaydetti.

Türkiye’de gazetecilere yönelik bir cadı avı yürütüldüğünü ve bu
doğrultuda birçok medya kuruluşunun ortadan kaldırıldığını belirten Baro
Başkanı Av. Veli Küçük, “Ülkemiz dünyanın en büyük profesyonel gazeteci
hapishanesi haline gelmiştir. Ayrıca Türkiye’de yargılamadan önce en az
bir yıl hapiste kalmanın yeni bir norm haline geldiği ve gözaltına
alınan gazeteciler ile kapatılan medya organlarının yasal başvurularının
reddedildiği de Türkiye’ye ilişkin bilgiler arasındadır.

2020 yılında medya özgürlüğünde dünya ortalaması bir önceki yıla göre %
0,9’luk küçük bir iyileşme göstermiştir. Ancak bu göstergenin 2013
yılından bu yana % 12 oranında kötüleştiği de bilinmektedir. Bunun yanı
sıra, RSF’nin verilerine göre 2020 yılında dünya genelinde 10 gazeteci
ve 1 medya çalışanı öldürülürken 229 gazeteci de tutuklu bulunmaktadır.

Önümüzdeki on yılların bir felakete dönüşmemesi için gazetecilerin
yargı, yaşama ve yürütme erki yanında dördüncü demokrasi gücü olarak
görevlerini yerine getirebilmeleri gerektiğini ve bu doğrultuda tüm iyi
niyetli insanların gazetecilerin özgürce çalışabilmeleri için
kampanyalar düzenlemesi gerekmektedir.

  “3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü kutlu olsun” diyebileceğimiz,
demokrasinin temel unsurlarından biri olan özgür, bağımsız ve tarafsız
basına kavuştuğumuz, gazete tirajlarının milyonları bulduğu bir
Türkiye'de yaşama dileğimizi kamuoyu ile paylaşırız.”