Elektrik Mühendisleri Odası (EMO) Adana Şube Başkanı Mehmet Mak, sağlık, eğitim, enerji gibi özelleştirmelerde yaşanan kötü örneklere rağmen Şeker fabrikalarının da özelleştirilmesinin, kalkınmacı yerli üretim politikalarının terk edilmesinin yeni bir göstergesi olduğunu bildirdi.

BAŞARILI BİR ÖRNEK BİTİRİLİYOR

Şeker fabrikalarının özelleştirilme girişimlerine karşı yazılı açıklama yapan Mehmet Mak, şeker sektörünün, Cumhuriyetin ilk kurulduğu yıllarda şekerini Rusya’dan almak zorunda kalan bir ülkenin akılcı ve bilimsel politikalarla hem tarımını, hem sanayisini hem de kırsal kesimin ekonomik, sosyal ve kültürel gelişmişliğini sağlamasının  önemli ve başarılı bir örneği olduğunu söyledi.

ŞEKER İTHAL EDER HALE GELDİK

Endüstriyel bir ürün olan şeker pancarının sanayi üretimine sağladığı kazancın yanında, kırsalda ve fabrikalarında çalışan yüzbinlerce insana da istihdam olanağı sağlayarak, ülkemizin kendi kendine yeterliliğine önemli bir katkı sağladığına işaret eden Mak, Daha 2000’li yılların başlarında ülkemiz, şekerin doğal hammaddesi olan şeker pancarı üretiminde Fransa, Almanya ve ABD’nin ardından dünya dördüncüsü idi. Ancak Cargill gibi uluslararası tekellerin pazarlarını genişletmek için IMF, DTÖ ve Dünya Bankası’nın serbestleştirme-özelleştirme yönergelerini uygulayan  politikalar sonucu bugün ülkemiz şeker ithal eder duruma düşmüştür” dedi.

ÜLKE VE HALK ÇIKARINA AYKIRIDIR

Türkiye’nin 2001 yılında yaşadığı ekonomik krizde IMF’nin uygulamaya soktuğu Şeker Kanunu ile ilk darbesi vurulan şeker sektörüne, ikinci darbe özelleştirmeyle sektörün yok edilmeye çalışıldığını kaydeden Mak, “Hükümetçe 21 Şubat 2018 tarihinde alınan bir kararla 14 şeker fabrikasının satışının önü açılmıştır. Öncelikle belirtmek isteriz ki, şeker fabrikalarının satışı ülke ve halk çıkarlarına tamamen aykırıdır. Cumhuriyet dönemiyle birlikte gündeme gelen millileştirme, devletleştirme, kamulaştırma ve kamusal üretim politikalarına ağırlık verilmesi gibi ülke ve halk yararına önemli sonuçlar üretmiş olan politikalar gözetildiğinde, serbestleştirme ve özelleştirme politikalarının, kalkınmacı yerli imalat sanayi üretiminin tasfiyesi anlamına geldiği çok açık olarak görülebilmektedir” diye konuştu.

5 BİN ÇALIŞAN İŞİNDEN OLACAK!

Özelleştirileceği ifade edilen şeker fabrikalarının bir süre sonra asli unsurlarının dışında değerlendirileceğini ve fabrikaların kapanacağını savunan Mak, şunları söyledi:

“Bu fabrikalarda çalışan 5 bin civarındaki çalışan işlerinden olacak, 50 bin civarındaki üretici ise doğrudan etkilenerek pancar ekimi yapamayacaklardır. İşsizlik ve kırsaldan göç artacağı gibi geri kalan fabrikalarında satışının önünü açacaktır. Bu anlamda ülkemiz sanayisi ve tarımı kaybederken, kazanan bir kısım sermayedar ve Ülkemizin en verimli tarım arazilerine hukuka aykırı olarak açtıkları fabrikalarda mısır nişastasının kimyasal yollarla parçalanmasından elde edilen nişasta bazlı şekerler üreten ABD'nin küresel şirketi Cargill  olacaktır.2002 yılından bu güne kadar her yıl Bakanlar Kurulu'nun devreye girmesiyle sürekli artan NBŞ kotası daha da artacak ve ülkemiz insanı Kronik hastalıkları salgına dönüştüren daha fazla nişasta bazlı şeker kullanacaktır. 

EMO, HALKIN ALIN TERİNE SAHİP ÇIKMAYA DEVAM EDECEK

Sonuç olarak, “yerlilik, millilik” üzerine birçok söz eden iktidarın bu satış kararı sonucu, pancar şekeri çiftçisi ve çalışanı başta olmak üzere ülke sanayisi, tarımı ve halkımız son derece olumsuz etkilenecektir. Ülkemizin ve halkımızın yoksullaştırılmasına bir kez daha hayır diyoruz.  EMO, halkımızın alın terinin ürünü olan kamusal birikimlerin, yeraltı, yerüstü kaynaklarımızın ve bütün varlıklarımızın talanına kararlılıkla karşı durmaya devam edecek, ülke, halk, meslek ve meslektaş yararını savunmaya devam edecektir.”