Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın kabinede yaptığı değişiklikle Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer’in görevini Nabi Avcı’ya devretmesinin ardından eğitim-öğretim sisteminde değişim süreci yeniden başladı. Sınav sistemindeki değişiklik tartışmaları sürerken, eğitim sendikaları, siyasi parti ve demokratik kitle örgütlerin karşı çıkmasına karşın bu yıl uygulanmaya başlanan 4+4+4 eğitim sisteminde de geri adım atıldı. 

Yaygın yayın yapan bir gazetenin dünkü nüshasında yer alan bir habere göre 66 aylık çocukların ilkokula başlamalarını zorunlu kılan 4+4+4 eğitim sisteminde yaşanan sorunlar nedeniyle uygulamada revizyon yapıldı. Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı imzasıyla geçtiğimiz ay Milli Eğitim müdürlüklerine gönderilen yazıda 60-66 aylık çocuklarla 66-80 aylık çocukların aynı sınıfta eğitim almalarının hem bedensel, hem de pedagojik yönden olumsuzluklara neden olduğunun bakanlık denetçilerince tespit edildiğini belirtti. Okullara gönderilen yazıda ise “2013-2014 eğitim öğretim yılında şubelerin öğrencilerin aylarına göre oluşturulması” istendi. Sözkonusu bu düzenleme önümüzdeki yıl yapılacak ancak, halen bir arada okuyan 60-80 ay arası çocukların durumun ne olacağı ise belli değil.

4+4+4’ün gündeme geldiği ilk günlerden itibaren eğitim sendikaları uygulamanın doğuracağı olumsuz sonuçlara dikkat çekerek uygulamadan vazgeçilmesini istemişti. Eğitim sendikaları 66 aylık çocukların ilkokula değil anasınıfına gitmesi gerektiğini savunmuş ancak tüm itirazlara karşın 4+4+4 2012-2013 eğitim öğretim yılı başında tartışmalar arasında uygulanmaya başlanmıştı. Milli Eğitim Bakanlığı görevini Ömer Dinçer’den devralan Nabi Avcı’nın çocukların yaş aralıklarına göre sınıfların oluşturulması yönündeki yazısını Adana’daki eğitim sendikalarının başkanlarına sorduk.

4+4+4’ün siyasi bir dayatma olduğunu savunan Eğitim Sen Adana Şube Başkanı Kamuran Karaca, eğitime başlama yaşının 72 ay olması gerektiğini söyledi.

Her bakanın kendi sistemini uyguladığını ve bu nedenle eğitim sisteminin yap-boz tahtasına dönüştürüldüğünü ileri süren Türk Eğitim Sen 2 No’lu Şube Başkanı Kamil Köse 4+4+4 kararını verenlerin bu durumun hesabını da vermesi gerektiğini söyledi.

Eğitim İş Adana Şube Başkanı İsa Kayadan da 4+4+4’ün “Ben yaptım oldu” mantığıyla dayatıldığını iddia ederek, velilerin demokratik haklarını yasal yollardan araması gerektiğini belirtti.

Eğitim Bir Sen Adana 2 No’lu Şube Başkanı Mehmet Sezer de çocukların yaş gruplarına göre sınıfların oluşturulmasında hiçbir sakınca olmadığını ifade ederek, 4+4+4’ün temel felsefesinin de bu olduğunu kaydetti.

 

4+4+4’Ü GETİRENLER HESABINI DA VERMELİ

4+4+4 eğitim sistemi gündeme geldiğinde bu sistemin kaosa neden olacağı yönünde uyarılarda bulunduklarını dile getiren Türk Eğitim Sen 2 No’lu Şube Başkanı Kamil Köse, “Eğitim-öğretimin bütün sistemleri felç olacak demiştik ve maalesef haklı çıktık. Eğitim öğretim yaz-boz tahtası haline getirildi derken işte bunları kastediyorduk” dedi.

4+4+4’ün uygulanması kararını verenlerin bugün de hesap vermesi gerektiğini savunan Köse, 4+4+4’e göre 66 aylık olarak ilkokula başlayan çocukların aradan geçen sürede yaşadıklarını yaşamı boyunca unutmayacağını savunarak, “Şu anda 1.sınıfta olan bu çocukların vebalini kim taşıyacak? Ne olacak bu çocuklar? Bu çocukların eğitim öğretim hayatı boyunca yaşayacağı bu travmanın karşılığını kim nasıl ödeyecek?” sorularını yöneltti.

66 aylık çocukların yaş aralığı 12 ay olan çocuklarla aynı sınıfta eğitim öğretim görmeye devam ettiğine dikkati çeken Köse, bunun pedagojik olarak ülkede yapılan en büyük yanlışlardan biri olduğunu vurguladı. Hızla okul öncesi eğitim-öğretime dönülmesi gerektiğini aktaran Köse, eğitim sisteminin 1+5+3+4 şeklinde düzenlenmesi gerektiğini ifade etti. Köse, “Çünkü 66 aylık çocuk kapasite, algı, yaş, beden, psikolojik olarak birinci sınıfa uygun değil. Böyle yaparak çocukları katlederiz. 38 yıllık ilkokul öğretmeniyim. ‘Ali Okula  Koş’u öğreten bir öğretmenim. Bu bir faciaydı, kıyımdı. Bağırdık, çağırdık, itiraz ettik ama maalesef bildiklerini okudular. Şimdi de yanlıştan dönmek durumundalar. Yanlışın neresinden dönülürse kardır ve çocuklar yaş gruplarına göre ayrı ayrı olarak okutulmalıdır. Bu karar biraz daha pekiştirilmeli, geliştirilmelidir” diye konuştu.

“Şu andaki kararı verenler daha önce bu olayı yaşatanlarla karşı karşı karşıya gelmiş olmuyorlar mı?” diye soran Kamil Köse, her bakan değişikliğinde sistemin de değiştiğini ve bundan zarar görenlerin çocuklar olduğunu söyledi.

Köse, “Olan çocuklarımıza, Türkiye’ye, geleceğimize oluyor. Bir öğretmen olarak şunu söylüyorum. Yaş aralığı tehlikeli bir aralık. Çünkü büyükler küçükleri her zaman ezer. Çocuk da hayatı boyunca, mezarda bile ezik yaşar. Onun için şu anda zararın neresinden dönülürse kardır diyorum. Bunun için sınıflar, öğretmenler, okulların fiziki yapıları, altyapı yine allak bullak olacak. Yine perişanlık diz boyu olacak ama her şeye rağmen yaş aralığı için atılan bu adımı olumlu buluyorum” şeklinde konuştu.

 

“ÇOCUKLARIN GELECEĞİYLE OYNAMAYIN”

4+4+4 eğitim sisteminin gündeme geldiği günden bu yana uygulanmaması gerektiğini dile getirdiklerini belirten Eğitim Sen Adana Şube Başkanı Kamuran Karaca, 60-66 aylık çocukların birinci sınıfa başlayabileceğini hiçbir eğitimcinin söyleyemediğini kaydetti.

4+4+4’ün siyaseten dayatılan bir sistem olduğunu savunan Karaca, sistemin sonuçlarının da yine Bakanlık tarafından tespit edilmeye başlandığını vurguladı. Eğitim Sen olarak “Çocukların geleceğiyle oynamayın” dediklerini anlatan Karaca, “Bu 1984-1985 yılında da denenmişti. Olmadı. Eğitime başlama yaşı 72 aydır yani 7 yaştır. Onun öncesinde anaokullarında, ana sınıflarında çocuklar eğitime başlayabilir. Siyasal hedeflere, siyasal projelere çocuklar kurban edilmemelidir” diye konuştu.

Bakan Nabi Avcı’nın çocukların yaş gruplarına göre sınıflara ayrılması yönündeki talimatının da bir çözüm olmadığını belirten Karaca, “Yaş grubu olarak iki tane ayrı birinci sınıf son derece mantıksızdır. Onun adı ana sınıfıdır. Biz böyle bakıyoruz ve böyle öneriyoruz. Eğitimciler de böyle öneriyor. Bu sadece siyasi olarak bir zorlamaydı. Şimdi altından kalkamadıkça yeni yöntemler arıyorlar. Biz diyoruz ki ‘Çocukların geleceğiyle oynamayın’. Eğitim hakkıyla ilgili konularla oynamayın ve eğitimcilerin önerilerini dikkate alın diyoruz” şeklinde konuştu.

 

‘BEN YAPTIM OLDU’ ANLAYIŞININ SONUCU

4+4+4’e bilimsel nedenlerle ve Türkiye’nin saygın üniversitelerinin görüşlerini göz önüne alarak karşı durduklarını belirten Eğitim-İş Adana Şube Başkanı İsa Kayadan, bu karşı duruşun iktidar yanlıları tarafından farklı şekilde lanse edilmeye çalışıldığını savundu.

Avrupa ülkelerinde de parçalı eğitimin olduğunu ancak o ülkelerde müfredatın öğrencilerin yaş gruplarına göre düzenlediğini aktaran Kayadan, Türkiye’de ise müfredatta bir değişiklik yapılmadığını ve müfredatın 7 yaşındaki çocuklara göre olduğunu belirtti.

Kayadan, “Müfredatta hiçbir kolaylık ve empati yaratmadan, sınıf koşulları, fiziksel ortamlar hazırlanmadan ‘Ben yaptım oldu’ şeklinde 4+4+4+’ü getirip dayattılar. Türkiye’nin büyük ve saygın üniversitelerinin böyle olmayacağı yönünde raporları da vardı. Bilime dayanmadan, pedagoji uzmanlarına danışmadan ben yaptım oldu anlayışıyla yapılan şeylerin sonucunu insanlar da yeni yeni görüyor” dedi.

Eğitim sisteminde sürekli olarak yaşanan değişimler nedeniyle daha önce “Halkın çocuğu kobay mı” diye sorduklarını ifade eden Kayadan, “Şimdi bizim çocuklarımız kobay mı Allah aşkına? Bakanlık bunu böyle çıkıp kabul etti. Aslında velilerin, ‘Bu uygun değildir, uygun olmadığını zamanında sendikalar, üniversiteler, siyasi partiler uyardı. Yapmayın böyle’ dediler, diretip dayattınız ve yaptınız. Şimdi bu işten çark ediyorsunuz çünkü bunun doğru olmadığını gördünüz. Şimdi benim çocuğum kobay olarak mı kullanıldı?” diyerek sorgulayıp demokratik, hukuksal yöntemlerle hesabını sorması lazım” diye konuştu.

 

4+4+4’ÜN FELSEFESİ BU

4+4+4’le birlikte 72 ay olan ilkokula başlama yaşının 3 ay geriye çekilerek 69 ay olarak belirlendiğini savunan Eğitim Bir Sen Adana 1 No’lu Şube Başkanı Mehmet Sezer, 66 ayın ön plana çıkarıldığını ve bu nedenle halkın algısında bir yanlışlık olduğunu öne sürdü. 66 aylık çocukların okula gönderilmesi zorunluluğunun bulunmadığını belirten Sezer, velilerin bir imza vermesi durumunda çocuklarını 66 aylıkken okula gönderemeyebileceğini söyledi. Sınıfların yaş aralıklarına göre düzenlenmesi yönündeki bakanlık yazısını görmediğini dile getiren Sezer, ay olarak yaşı küçük olan çocukların ayrı sınıflarda eğitim görmesinde hiçbir sakınca olmadığını vurguladı. Sezer, “Zaten 4+4+4’ün mantığı da bu. Yaşı daha büyük olan çocukların ayrı sınıflarda ya da binalarda eğitim öğretime devam etmesi, temel felsefesi de bu. Bir sakınca yok” dedi.

 

VURAL KÖSE / GÜNAYDIN ADANA GAZETESİ