"GEZİYE, EMEĞİMİZE, MESLEĞİMİZE SAHİP ÇIKIYORUZ"

Türk Mühendis Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Adana İl Koordinasyon Kurulu (İKK) tarafından, TMMOB yürütücülüğünde "Geziye, Emeğimize, Mesleğimize Sahip Çıkıyoruz" başlığıyla yapılan kampanya kapsamında 20 Mayıs 2022 tarihinde basın toplantısı gerçekleştirildi.

Basın toplantısında; TMMOB 2. Başkanı Selçuk Uluata, Yürütme Kurulu Üyesi Özden Güngör, Makine mühendisleri Odası Başkanı Yunus Yener, TMMOB Yönetim Kurulu Üyesi Gezi tutuklusu Mücella Yapıcı’nın kız kardeşi Müberra Sağlamkaya Zöhre ile TMMOB’ye bağlı Odaların Adana Şube üyelerinin ve Adana emek meslek örgütlerinin temsilcilerinin yer aldı.

TMMOB Adana İKK Sekreteri Ahmet Uncu’nun bilgilendirme konuşması sonrası TMMOB 2. Başkanı Selçuk Uluata basın açıklamasını okudu.  

Ülkenin ekonomiden siyasete kadar her alanda büyük bir kriz içerisinde olduğunu belirten Uluata; krizin sorumlusu olan iktidarın halkın acil sorunlarına çözüm üretmek yerine toplumsal muhalefeti susturarak başarısızlığının üstünü örtmeye çalıştığını vurguladı.

Son günlerde birbiri ardına yaşanan hezeyanların altında, iktidarın çözümsüzlük telaşının yattığını ifade eden Uluata, “Ülke tarihimizin en kitlesel ve uzun süreli halk hareketlerinden biri olan Gezi Direnişi ve Canan Kaftancıoğlu davalarında birbiri ardına verilen mahkûmiyet kararları iktidarın çaresizliğinin dışavurumudur” dedi.

Aralarında TMMOB Yönetim Kurulu Üyesi Mücella Yapıcı, Şehir Plancıları Odası İstanbul Şubesi’nin eski başkanı Tayfun Kahraman ve Mimarlar Odası Hukuk Müşaviri Can Atalay’ın da bulunduğu arkadaşlarına verilen cezaların, hukukun gereği olarak değil, iktidarın toplumsal muhalefeti cezalandırma ve sindirme siyasetinin sonucu olarak verildiğini söyleyen Uluata sözlerine şöyle devam etti:

“İktidar güdümündeki mahkemenin verdiği bu cezaların hiçbir hukuki dayanağı ve toplumsal meşruiyeti bulunmamaktadır. Siyasi iktidarın arkadaşlarımız nezdinde cezalandırmak istediği Gezi Direnişi olduğu kadar, parkına, şehrine, doğasına, tarihine sahip çıkan mühendis, mimar ve şehir plancılarıdır.

Buradan iktidara sesleniyoruz: hukuku ve yargı organlarını siyasal çıkarlarınız doğrultusunda kullanmaya çalışmayın. Buradan aynı zamanda yargı organlarına ve yargıçlara sesleniyoruz: kararlarınızı iktidarın ihtiyaçlarına göre değil, hukukun evrensel ilkelerine göre verin.

Hiç kimsenin bu ülkeye, bu halka bu denli kötülük yapmaya, bu denli acı çektirmeye hakkı yok.

Ama bilin ki, iktidar zorbalığına bugüne kadar hiç boyun eğmedik, bundan sonra da asla boyun eğmeyeceğiz.

Siyasi iktidarın üzerini örtmek istediği başarısızlık tablosunun altında büyük bir toplumsal dram yaşanıyor. Hayat pahalılığı, işsizlik ve yoksulluk toplumun tüm kesimlerini tükenme noktasına getirdi.

Alın terinin karşılığını alamadan çalışan milyonlarca emekçi ev kirası, ulaşım masrafları ve faturalar nedeniyle ay sonunu getiremez oldu. Milyonlarca kişi geçimini sağlayabilmek için borç batağına sürüklendi. Yoksulluk ve geçim sıkıntısı halkın yaşam tarzı haline geldi.

Yaşanan bu kriz mühendis, mimar ve şehir plancılarının hayatlarını da çok olumsuz etkiliyor. Başta yeni mezun ve işsiz arkadaşlarımız olmak üzere, kamuda ve özel sektörde her türlü mühendislik, mimarlık ve şehir planlama hizmetlerini yapan meslektaşlarımız giderek daha büyük bir hayat zorluğu ile baş etmeye çalışıyor.

Yaşadığımız sorunlar, ülkemizde emeğiyle geçinen tüm kesimlerin yaşadığı sorunların bir parçasıdır. Bu sorunların sebebi mevcut siyasi iktidar ve onun 20 yıldır uyguladığı ekonomik-sosyal politikalardır.

Bu anlayışın meslektaşlarımızın ve ülkemizin yaşadığı sorunlara çözüm bulma şansı kalmamıştır.

Ülkemizin bugün içinde bulunduğu krizden kurtuluşun yolu, bu krizi yaratan nedenlerin tümüyle ters yüz edilmesinden geçmektedir.

Tek adam rejimine karşı halk egemenliği anlayışının, neoliberal politikalara karşı kamucu politikaların, toplumsal kutuplaşmaya karşı bir arada yaşamın, baskı ve zorbalığa karşı demokratik hak ve özgürlüklerin savulması ve geliştirilmesi hepimizin ortak ihtiyacıdır.

Bizler, bu ülkenin imarından sanayiine, tarımından enerjisine kadar tüm süreçlerinde yer alan, hayatı yaşanabilir kılan mühendisleri, mimarları, şehir plancıları olarak, acil taleplerimizi bir kez daha dile getiriyoruz:

  • 1.      Nitelikli işgücümüzün heba olmasına neden olan işsizlik sorunu derhal çözülmelidir.
  • 2.      Tüm meslektaşlarımıza güvenceli istihdam sağlanmalıdır.
  • 3.      SGK ile TMMOB arasında ücretli çalışan mühendis, mimar ve şehir plancılarının “Asgari Ücret Denetim Protokolü” ivedilikle yürürlüğe konulmalıdır.
  • 4.      Kamuda mühendis, mimar ve şehir plancılarının istihdamı artırılmalıdır.
  • 5.      Kamuda çalışan mühendis, mimar ve şehir plancılarının ücretleri ve özlük hakları iyileştirilmelidir, ek göstergeler 4800-6400 aralığına yükseltilmelidir.
  • 6.      KHK ile haksız ve hukuksuz biçimde kamu görevinden ihraç edilen meslektaşlarımız tüm haklarıyla birlikte derhal görevlerine iade edilmelidir
  • 7.      Özelleştirme uygulamalarına son verilmeli, yeniden kamulaştırma yapılmalıdır. Ülkenin yaşanabilir hale gelmesi için tüm alanlarda kamucu politikalar benimsenmelidir.
  • 8.      Ülkemizin doğal kaynaklarını, ormanlarını, tarım alanlarını ve tarihi mirasını yağmalamayı amaçlayan tüm düzenlemeler geri çekilmelidir.
  • 9.      Kamusal ve mesleki denetimler toplum güvenliğinin sağlanması açısından zorunludur, serbestleştirme uygulamalarına son verilmelidir.
  • 10.  Gezi Tutsakları bir an önce serbest bırakılmalıdır. Gezi Direnişi nasıl ki bu ülkenin yüz akı ve onurlu tarihinin bir parçasıysa, Gezi Direnişi Davasında yargılanan tüm arkadaşlarımız da bizim yüz akımız ve onurlu tarihimizin bir parçasıdır.

Bu taleplerimizi hayata geçirmek için mücadeleyi büyüteceğiz. Sesimizi ülkenin her yanında yayacağız.

Yaşadığımız tüm baskılara rağmen demokrasiye, özgürlüklere, bağımsızlığa, laikliğe ve toplumculuğa olan bağlılığımızdan taviz vermeyeceğiz.

Ülkemizi kasıp kavuran kriz koşullarında meslektaşlarımızın ekonomik, demokratik ve mesleki faydalarının geliştirilmesi için mücadele etmekten de vazgeçmeyeceğiz!

Türkiye’nin içinden geçtiği bu karanlık dönemde, Gezi’ye, emeğimize ve mesleğimize sahip çıkacağız!”